46- DEVLET

39.4K 3.8K 1.7K
                                    

Bölümü ovarlokmakiinesi' ne ithaf ediyorum ❤️

"Mahir..." diye seslendim mutfağa doğru. Bir yemek yapıyordu ve kokusu bütün odalara yayılmıştı.

"Efendim?" mutfağa yaklaşmışken düşünceli sesini duyduğumda kapının pervazına yaslanıp kollarımı birbirine sardım ve onu izledim. Altında gri bir eşofman vardı ama üzerinde hiçbir şey yoktu.

"Hangi yemeği yapıyorsun?" diye sordum onun vücudunu izlerken.

"Bizim oraların bir yemeği var, adı belli değil. Onu.. yapıyorum." omzunun üstünden bana baktığında onu izlediğimi gördü. Dudaklarının kenarı kıvrıldı. "Gel öyle bakma uzaktan."

Onun bu dediğine gülümseyip yaslandığım yerden bedenimi ayırdım ve kollarımı çözerek yanına gittim. Arkadan ona sarıldığımda derin bir nefes aldı. Beni yanına çekip sıkı sıkı sarıldı.

"Bana bir şey anlatacaktın hâlâ anlatmadın." dedim yüzüne bakarak. Anında düşünceli ifadesine yeniden dönmüştü.

"Boşver, önemsiz bir şey."

"Ya nolur söyle ben eve geldiğimizden beri bunu merak ediyorum, sen düşünüyorsun diye seni de rahatsız etmek istemedim ama vallahi o kadar merak ettim ki kafamdan binbir tane senaryo yazdım. Şimdi sen söylemezsen kim bilir neler düşüneceğim. Meraktan kendimi-"

"Teo.." dedi şok olmuş bir yüz ifadesiyle. O kadar kendimi kaptırmışım ki tüm yalvarma cümlelerimi kullanmıştım.

"Hadi söyle." dedim inat ederek. Derin bir nefes alıp kollarını benden ayırdı ve yemeğe geri döndü. Tahta kaşığı eline alıp tenceredeki sebzeleri karıştırmaya devam etti.

"Tarık Komutan benim o köyden çıktığımı duyunca peşime düştü." bunu hafif bir sinirle söylemişti. Kaşlarım çatıldı. "Bazı komutanlar ve devlet adamı sayılacak kişilerle konuşmuş. Komutanlığa geri dönmemi istiyor."

"Oha." dedim ağzım açık bir şekilde. Bunu beklemiyordum. "Senin yeniden dönme ihtimalin var mı? TSK kabul eder mi ki?" üniforma giyecek olamasına daha sonra sevinecektim. Kafasını yemekten kaldırmadan konuştu.

"Tarık Komutan'ın dediği komutanlık TSK'ya bağlı olan gizli bir kurum. Yani resmi olarak bir komutan olmayacağım." gittikçe şaşırmam daha da artıyordu.

"Ne yani şimdi Amerika'da ki gizli örgütler gibi mi olacak?" dediğimde kaşlarını hafifçe çattı ama bu dediğimin üzerinde fazla durmadı.

"Devlet önemli görevlerde ve sınır hattına o askerlerden göndermek için eğitiyor. Tarık Komutan'ın yanındaki adam devletin görevlendirdiği eski genelkurmay başkanı." konuştukça daha da gariplik gelmeye başlamıştı.

"Kabul edeceksin değil mi?" diye sordum ayrıntıları geçip. Elindeki kaşığı kenara bıraktı ve kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Hayır."

"Ama neden?" komutanlığı ne kadar sevdiğini biliyordum. İçinde bir ukte kaldığını da biliyordum.

"Çünkü.. bir daha.. askerlerimi kaybetmek-" dedi ama cümlesini devam ettiremedi. Dudaklarımı birbirine bastırdım.

O gözlerini benden kaçırırken benden de kaçmasın diye kollarını vücuduna doladım yeniden. Kafamı göğsüne yasladığımda bir kolunu belime doladı. Gözlerimi kapattım.

Korkusunu ve üzüntüsünü anlıyordum ki bundan daha normal bir şey olamazdı. Eski kaybettikleri aklına geldiğinde nefes almakta bile zorlanan bir insana yeniden kayıp vermek için bir şans tanınıyordu. Ama bilmiyordu ki askerlerinin ölmesinde onun bir hatası yoktu. Hiçbir suçu yoktu.

Onun komutanlığı ne kadar sevdiğini, askerlik denilince bile gizliden gizliye gözlerinin parladığını görebiliyordum. Bu teklife kesin olarak hayır deseydi uzun uzun düşünmezdi ama belli ki bir destekçi bekliyordu yanında.

"Bu konuda ne denir bilmiyorum Mahir. Sen ne istersen o kabulüm ama ben seni yeniden öyle görmek isterdim." son cümlemi söyleyip kafamı kaldırarak yüzüne baktım. Düşünceli görünüyordu yine. O da gözlerimin içine baktı.

"Ben ne olursa olsun senin yanındayım. Şimdi hemen kesin bir şekilde karar verme. Biraz düşün." dediğimde kafasını salladı. Bu bile beni mutlu etmişti. Demek ki birazda olsa düşünme payı bırakmıştı. Hafifçe gülümsedim.

"Beni de mi yanına aldırsan? Çok iyi asker olurum." dedim kafası dağılsın diye. Birden büyük bir kahkaha attığında afalladım. Tamam gülsün diye yapmıştım ama böyle dalga geçerek gülmesi moralimi bozmuştu.

"Ne gülüyorsun?" diye sorduğumda uzanıp alnımdan öptü ve kollarını benden ayırdı. Ocağın önüne gidip ateşi kıstı. Hâlâ gülüyordu.

"Köpekten korkan bir özel örgüt üyesi." köpekten korktuğumu hâlâ unutmamıştı. Gözlerimi devirdim.

"Köpek ayrı, insan ayrı. Ben korkmuyorum tiksiniyorum." dedim sanki fareden bahsediyormuş gibi. Kafasını inanmıyormuş gibi salladı.

Dişlerimi sıkıp kaşlarım çatık bir şekilde yanına gittim ve çıplak etini parmaklarımın arasına alıp hafifçe büktüm. Yüzünde hiçbir ifade olmadan bana döndü.

"Ne yapıyorsun?" dedi sakince. Öyle sakin duruyordu ki sıkı sıkı bastırırken kaşlarım çatıldı.

"Acımıyor mu?" dediğimde gülümsedi.

"Daha acıtan şeyler gördüm." dedi beni kendine çekip. Belimden tutup kendine yasladığında gözlerimin içine baktı. Aşağıdan yukarı bakarken ağzım hafifçe aralanmıştı. Öyle derin ve sevgi dolu bakıyordu ki kalbim hızlı hızlı atmaya başlamıştı.

"Yemek yiyelim, sonra içeri geçeriz." dediğinde yutkundum.

"Ne yapacağız içeri geçip?" bu saçma sorum karşısında yeniden gülümsedi.

"Nasıl bir asker olursun onun hakkında konuşuruz."deyip burnumdan öptü ve yeniden beni bıraktı.

"Görürsün nasıl bir asker olduğumu." o farkında değildi ama ben çok ciddiydim. Mahir gülerek işine döndüğünde ben az önceki bakışının ve ses tonunun etkisindeydim.

--

Maraba

Şimdi normalde Deli'de bu bölümlerin final olması gerekiyordu. Muhtemelen mutlu mesut yaşadılar gibisinden bir son yazacaktım. Ama daha sonra dedim ki Mahir'i komutan olarak görmeden bu kitap bitmesin. Çünkü Mahir Komutana çok yükseliyorum.

TSK eski komutanları yeniden işe alıyor mu hiç bilmiyorum ve araştırmadım çünkü ona bağlı resmi bir kurumda asker olsun istemiyorum. Şimdi bahsettiğim devletin gizli bir örgüt olarak eğittiği askerlerden olması daha iyi olacak. Mantık falan aramayın bence, nasıl olsa kurgu bu görünmez yapıp,sihir yaptırmadığım sürece bu kadar gerçeklikten uzak olmasının bir sıkıntısı olmaz herhalde.

Mahir en temiz karakterlerimden biri, bu yine böyle gidecek ama artık tam bir komutan Mahir göreceğiz, o yüzden Mahir'in aklında böyle değilde kelimeleri söylerken duraksayan bir karakter olarak kalmasını isteyenler devam etmeyebilir. Sonradan Deli değişti demesinler diye diyorum.

Teo ve Mahir'i gizli bir örgütten komutan yaptığım için hem ev hallerini göreceğiz hem de operasyondaki hallerini. İşte yolda gelirken pusu mu kurulur ne olur bilemiyorum :d. Teo askerliğini yapmadığı için orada yapacak askerliğini, öyle düşünüyorum. Ama sonradan oynama da yapabilirim.

Söyleyeceklerim bu kadar, kendinize iyi bakın ❤️

DELİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin