Happy birthday dad

5.3K 536 307
                                    

İyi okumalar😘

"Wade! Sana kabartma tozu koymanı söylemiştim!" Wade hiçbir şey anlamadan Valeria'ya bakmayı sürdürdü.
"Küçük bir tozun ne faydası olabilir diye düşünüp koymadım." Valeria sinirle elini saçlarından geçirdi.
"Wade ayakkabı numaranın IQ seviyenden büyük olduğuna çok eminim." Wade omuz silkip pasta için aldıkları meyvelerden yemeye başladı.

"Yeme onları!" Valeria onu tezgahtan uzaklaştırdı ve kalıptaki kabarmamış keki çıkardı.
"Senin yüzünden kabarmadı! Doğum günü pastası yapmaya çalışıyoruz! Kabarmayan doğum günü pastası mı olur?! Sen yiyeceksin bunu mecbur. Ben de yenisini yapacağım." Kabarmamış keki Wade'in önüne itti ve mikseri kendi önüne aldı. Zil sesi Wade'in dairesinde yankılandığında Valeria derin bir nefes aldı.

"Peter geldi!" Hızlıca kapıya koştu ve kapıyı açar açmaz Peter'ı içeri çekip ona sarıldı. Peter böyle bir karşılama beklemediği için şaşırdı ama kollarını Valeria'ya sarmaktan çekinmedi.
"Sonunda geldin! Wade beni delirtiyordu! Beynini hala kullanabilen birine ihtiyacım var!"
"Neden?" Valeria tekrar aklına gelen şeyle göz devirdi.
"Wade tam bir gerizekalı." Peter'ı mutfağa götürdü.
"Parti yarın değil miydi?"
"Bu daha farklı bir şey."

Valeria bu akşam saat 12'yi geçince kutlayacaktı babasının doğum gününü. Eğlence işini yarına bırakmayı düşünüyordu. Yumurtaları kırıp şekerle karıştırmaya başladı. Peter ona yardımcı olmaya çalışıyor, Wade ise az önceki facia keki sanat eseriymiş gibi yiyordu. Valeria ise harcadığı emek boşa gittiği için her sinirlendiğinde Wade'e bir şeyler fırlatıyor, Peter ona fark ettirmeden örümcek refleksleriyle yakalıyordu.

Valeria keki çırpmayı bitirip fırına sürdüğünde kremasını hazırlamaya başladı. Peter ise Valeria'nın talimatlarıyla çikolata sosu hazırlıyordu. Büyük bir titizlikle davranıyor ve güzel olmasını sağlamaya çalışıyordu. Bu pastanın Valeria için önemli olduğu belliydi.

Geçtiğimiz bir haftada Valeria ile sık sık konuşmuşlar ve artık neredeyse arkadaş olmuşlardı. Birbirleri hakkında daha çok şey biliyorlardı. Peter arkadaş olmak istemese de bunu değiştirecek bir şey de yapmıyordu. Valeria'yı hepten kaybetmekten korkuyordu. Henüz kazandığına bile emin değilken üstelik. Ama yine de onun için birçok şeyi yapabilirdi.

Pastanın keki piştiğinde birlikte süslemeye başladılar. Peter, elindeki poşetten kremayı pastaya sıkıyor; Valeria elindeki spatulayla düzeltiyordu. Yan yana olmaları Peter'ın dikkatini dağıtıyordu. Valeria'dan yayılan çiçeksi koku tüm ciğerlerini dolaşıyordu. Onun oldukça odaklanmış yüz ifadesini izlemekten alamıyordu kendini. Kaşları çatık, dudağını stresle ısırmış, özensizce topuz yaptığı saçından firar eden bir tutam yüzünün önünde sallanıyordu.

Valeria ise üzerindeki bakışların farkındaydı. Ancak dikkate almadı. Kendi de bu kadar yakınken bakmamasının tek sebebi göz göze gelmek istemeyişiydi. Wade ise mutfak masasında oturmuş elindeki telefonuyla ilgileniyordu. Kuleye taşınma işini oldukça ertelemişti. Kahraman olmayacağını milyonlarca kez dile getiriyor ama Fury'e itiraz edemiyordu.

"Sonunda bitti!"
"Kalan kremaları yiyebilir miyim?" Valeria ona küçümseyici bir bakış attı.
"Kalan kremayı Peter ve ben yiyeceğiz. Biz hak ettik." Valeria kalan kremanın bir kısmını kaşığa doldurup Peter'a uzattı. Peter şaşırsa da beklemedi ve kremayı yedi.
"Çok iyi olmuş." Valeria'nın da aynı kaşıkla yemesini unutmaya çalışıyordu. Valeria elini beline koydu.

"Geriye tek bir şey kaldı. Yani planın en önemli kısmı."
"Neymiş o?"
"Pastayı Clint görmeden odama çıkarmak."

***
Valeria, Peter'ın yardımıyla pastayı direkt odasına çıkarabilmişti. Kimse görmeden hallettiği için oldukça rahattı. Şimdiyse saat 23.45'ti ve Valeria yavaştan planını uygulamaya koyuyordu. Odasından çıkıp annesinin odasına indi. Annesinin Steve'le bir ilişkisi olabilirdi ama bu Valeria'nın pek umrunda değildi. Steve'i sevmeye de başlamıştı ama hiçbir şey 17 yıl sonra bulduğu ailesinden kıymetli değildi.

Criminal Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin