İyi okumalar😘
"Tony senin burada ne işin var?" Natasha bıkkın bir tavırla parkenin üzerine oturmuş Tony'ye baktı. Kendisinin aksine Tony oldukça enerjik görünüyordu.
"Ne demek ne işin var? Kızımın ilk bale dersini kaçıracak değilim tabii ki. Sen beni sorumsuz bir baba sandın herhalde." Onlar birbiriyle tartışırken Valeria ve Wanda aynanın karşısında fotoğraf çekmekle meşguldü.Her şey dünkü konuşmadan kaynaklanıyordu. Natasha eğer kızını bırakmak zorunda kalmasaydı ona küçüklüğünden bale eğitimi vermek istediğini dile getirmişti. Valeria'da hiçbir şey için geç olmadığını söyleyince bu sabah ilk derslerini ayarlamışlardı. Planlarına Wanda'yı da dahil etmeyi unutmamışlardı. Şimdi üçü de bale kıyafetleri giyiyor ve derse başlamak için ısınıyorlardı.
Tony ise Tonylik yapma derdindeydi. Kızının bale dersini kaçırmayacağını söyleyip Natasha'yı da kızdırma fırsatını kaçıramazdı. Bugüne dek hiçkimse Natasha'yı bale yaparken görmemişti. Bu yüzden de merak ediyordu. Natasha ona göz devirip kızlara döndü. Bu dersin oldukça zor ve sinir bozucu geçeceğinin farkındaydı.
***
Natasha bıkkınlıkla dans odasından çıktığında Valeria, Wanda ve Tony kahkaha attılar.
"Baba çok kötüsün." Tony bir kolunu Valeria'ya sarıp odanın kapısına ilerlemeye başladı.
"Ne var ki? Ben bir şey yapmadım." Tony sürekli onların fotoğrafını çekmesi, Valeria'ya tezahüratta bulunması, Natasha'nın bale yapmayı bilmediğini iddia etmesi (sadece iddia etmekle kalmayıp büyük bir ısrarla savunması) dışında hiçbir şey yapmamıştı evet.Wanda ve Valeria odalarına çıkıp duş aldırlar ve öğle yemeyi yemek için mutfakta buluştular. Ortalıkta kimse görünmüyordu. Tony ve Bruce laboratuvarında, Natasha Tony'ye sinirli olduğu için Steve ile antrenmanda, Thor Asgard'da, Clint de bir görevdeydi.
Valeria doğradığı patatesleri baharatlayıp fırına sürerken Wanda da bir Sokovia yemeği yapıyordu.
"Wade bugün taşınıyor. Mutlu musun?" Wanda gülümsedi.
"Sanırım. Sen?" Valeria onun yüz ifadesine güldü.
"Ağzın kulaklarındayken sanırım deme Wanda." Wanda göz devirdi.
"Tamam mutluyum oldu mu?" Valeria kahkaha attı.
"Oldu.""Siz de hala arkadaşsınız bakıyorum?" Valeria gergince çevresine baktı. Birinin bunu duyup yanlış anlamasını istemiyordu. Wanda da bu yüzden adını kullanmamıştı. Ama ikisi de Peter olduğunu biliyordu.
"Evet Wanda. Ne olacak ki?" Wanda omuz silkti.
"Daha önce hiç öpüşen arkadaşlar görmemiştim. Eski sevgililikten arkadaşlığa geçişi kast etmiyorum. Gerçi o da saçma bir durum ama."Valeria göz devirdi.
"Sana ilkleri yaşatıyoruz. Daha ne istiyorsun?" Bu kez Wanda göz devirdi.
"Tamam söylemedim bir şey. Ama ben söylemiyorum diye bazı şeyler olmamış gibi olamaz." Valeria kaşlarını çatıp ona baktı.
"Nasıl şeyler?"
"Evet nasıl şeyler?" Tony'nin sesini duymaları üzerine ikisi de konuyu kapattı.
"Hiç."İkisinin de mükemmel(!) oyunculuğu üzerine Tony'nin kaşları çatıldı.
"Siz ikiniz ne saklıyorsunuz?" Valeria, babasının konuşmanın öncesini duymadığını anlayıp rahatladı. Eğer biriyle öpüştüğünü öğrenseydi olacakları tahmin bile edemiyordu.
"Hiçbir şey Tony." Tony pek ikna olmamıştı. Bu yüzden Valeria gülümseyerek babasına yaklaştı.
"Bizimle yemek yemek ister misin babacığım? Yemekte bir yakışıklının bize eşlik etmesi hiç fena olmazdı." Tony sırıttı ve Valeria'nın omzuna kolunu attı.
"Sana eşlik edebilecek tek yakışıklı benim, güzel kızım."***
"Kızılın en güzel tonu!" Wade'in kulağını sağır edecek bağırışı üzerine Valeria telefonu kendinden uzaklaştırmak zorunda kaldı.
"Niye kendi ses tellerinle benim biricik kulağıma yazık ediyorsun sürtük?!" Wade keyifle güldü.
"Sana olan aşkımdan." Valeria göz devirdi.
"Sen yine bana asılmaya başladığına göre işin düştü. Ne istiyorsun?" Telefonun diğer ucundan oldukça abartılı bir şaşırma nidası geldi. Valeria ona göz devirip sakince yürümeye devam etti. Okuldan çıkmıştı ve kuleye dönüyordu. Hava kararmak üzereydi."Aşk olsun sürtük panda! Ben sana asılmayı 7/24 her koşulda yapabilirim." Valeria güldü.
"Biliyorum."
"Ama madem bir şey isteyeceğimi düşündün, seni haksız çıkarmayayım. Stark egon zedelenmesin diye sırf. Kıymetimi bil."
"Sadede gel kanı bozuk mutant! Vaktimi alıyorsun."
"Tamam tamam söylüyorum. Evde bir kolimi unutmuşum. Çok ağır değil, küçük bir şey. Gelirken getirir misin?"
"Tamam."Wade bugün öğleden sonra kuleye taşınmıştı. Ama Valeria'ya göre hiçbir şeyi Valeria olmadan tam yapamadığı için bunu da becerememişti. Valeria yönünü değiştirip Wade'in evine ilerledi. Her ne kadar inkar etse de en yakın arkadaşıyla beraber yaşamak mükemmel bir şeydi. Hele de arkadaşınız Wade gibi sorumsuz, eğlenceli, mizah seviyesi yüksek, sorumsuz ve sorumsuzsa.
Valeria, Wade'in söz ettiği kutuyu bulup tekrar onun evinden çıktı. Hızlıca apartmandan çıkmıştı ki gördüğü siyah araba duraklamasını sağladı. Apartmana girerken bu arabanın burada olmadığına emindi. Hızlıca oradan uzaklaşmayı düşünürken biri adını seslendi.
"Bayan Stark!" Valeria dönüp arabaya baktığında sokak lambasının altındaki yüzü tanımıştı.
"Bay Hammer'dı değil mi?" Adam gülümsedi.
"Evet. Justin Hammer. Sizinle biraz konuşabilir miyiz?"Valeria ister istemez gerildi. Babası bu adamdan uzak durmasını söylüyorsa haklıydı.
"Şu an pek iyi bir zaman değil bay Hammer. Kuleye dönmem gerek." Adamın yüzündeki gülümseme yerini korurken Valeria derin bir nefes aldı.
"O halde sizi kuleye biz bırakalım."
"Hiç zahmet etmeyin. Ben kendim giderim, size iyi akşamlar." Valeria arkasını dönmüştü ki sokağın belirli yerindeki adamları gördü."Sadece konuşacağız bayan Stark." Valeria sinirle adımlarını hızlandırdı.
"Ben konuşmak istemiyorsam konuşmayız."
"Yanlış cevap." Valeria kendisine doğru gelen adama elindeki kutuyu fırlattı. Ondan kaçarken diğerine tekme attı. Bileğini kavrayan adamdan kurtulabilmek için kasıklarına bir tekme attı. Ancak bu sırada yediği tekmeyle yere düştü. Karnına bir tekme daha yerken adamın ayağını tutup çekti ve adamın yere düşmesini sağladı.Başka biri Valeria'nın yüzüne dizini geçirirken Valeria acıyla inledi. Burnundan süzülen sıcak sıvıyı hissediyordu. O an Valeria tüm siniriyle ayaklandı. Yüzüne vuran adamın üstüne atlayıp onu yere düşürdü ve kafasını asfalta vurmaya başladı. Biri onu kollarından tutup sertçe geriye çekerken o ellerin kaybolmasıyla Valeria kendini tekrar yerde buldu. Başı fazlaca dönüyordu ve burundan akmaya devam eden kan sinirini bozuyordu.
O an hiçkimsenin ona saldırmadığını fark etti. Ama duyduğu seslere bakılırsa adamlar dayak yemeye devam ediyordu. Valeria görüşü bulanık olduğu için bir şey seçemese de ona yardım eden biri olduğunu anlamıştı. Gözlerini sıkıca kapatıp duyduğu sesleri anlamlandırmayı bekledi. Duyduğu araba sesiyle Hammer'ın kaçtığını fark ederken beline ve bacaklarının altına birer kol yerleşti ve biri Valeria'yı kucakladı.
"Başını derde sokma konusunda da harikasın Milena." Valeria hissettiği acıya rağmen tanıdık sesle gülümsedi.
"Bu kez ben bir şey yapmadım, gerçekten." Valeria gözlerini kapatıp başını onun omzuna yasladı. Yüzüne değip geçen havayla hızla bir yere gittiklerini anladı."Kendi başının çaresine bakabiliyordun değil mi? Ben sana böyle mi öğrettim?" Valeria sızlandı.
"Kızma. Beni kurtarmaya geleceğini biliyordum. Eskisi gibi." Adam onun sersemlediğini fark edip söylendi.
"Sakın uyuma Milena, sakın."Ee? Kim bu?
Bu kadar yüzümüzün güldüğü yeter dedim🙂
Oy verip yorum yapmayı unutmayın😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Criminal
FanfictionTamamlandı. "Sana kızıl melek diyeceğim." "İşlediğim suçları bilseydin bana melek demezdin!" 🎖#1 marvel 🎖 #1 peterparker 🎖 #1 tomholland 🎖 #1 spiderman 🎖 #1 örümcek adam 🎖 #1 tonystark