Thank you Peter

4.5K 460 130
                                    

İyi okumalar😘

Valeria tam bir haftadır sadece uyumak için kuleye uğruyordu. Sabah erkenden kalkıp çıkıyor, gece yarısına doğru tekrar kuleye geliyordu. Tüm vaktini ya Peter'ın yanında ya da okulunda geçiriyordu. Kulede Valeria'yı görmek mümkün değildi.

Natasha ve Tony onu yakalayıp konuşmayı denediyse de Valeria bir süre kendiyle kalmak istediğini söylemişti. Hatta kuleden başka bir yerde kalmak istediğini de söylemişti ancak asla kabul ettirememişti.

Küçük Stark'ın kuledeki eksikliği her yerde hissediliyordu. Tony'yle bir şeyleri tartışan, Clint'in yemeklerini çalan, Wade'le oturup dedikodu yapan, sıkıldığı zaman bir kedi gibi annesine sırnaşan bir Valeria yoktu. Buna ek olarak Tony ve Natasha da genel olarak gergindi. İkisininde aklı Valeria'da ve onun hislerini nasıl bu denli göz ardı edebildikleriydi. Valeria ortada olmayarak ikisinide cezalandırıyor gibi görünüyordu. Ancak o, sadece kendi hislerini anlamaya çalışıyordu.

Tony, onun sinyalini Jarvis'e takip ettiriyordu. Tekrar başına bir şey gelmesinden endişeliydi. Hammer tutuklanmıştı ancak Stark düşmanlarının ardı arkası kesilmediği için Tony'nin endişesi de kesilmiyordu. Valeria'yı yakalayabildikleri ilk anda konuşacaklardı. Şimdiyse Valeria, Peter'la öğle yemeği yiyordu.

"Bu şekilde kaçarak bir yere varamazsın Milena." Valeria pizzasından bir ısırık alıp cevap verdi.
"Ben kaçmıyorum. Sadece kendimi dinlemek, biraz rahatlamak istiyorum." Peter ağzına bir patates atarken başını sağa sola salladı.
"Bana pek öyle gelmedi." Valeria kaşlarını çatıp ona baktı. Peter'ın uçlara doğru dalgalanan saçları dağınıktı. Dikkatli bakışları etrafta geziniyor ama en çok da Valeria'nın kahverengilerini gözetiyordu. Yanakları yemek yüzünden hafif şişti ve bu Valeria'ya tatlı göründü. Gülümseyecekken konunun odağını hatırlayıp ciddi kaldı.

"Sana nasıl gelmiş?"
"Evet kendini dinlemeye çalışıyorsun ama yaptıkları hatayı anlasınlar diye onları yalnız bırakıyorsun. Pişman olmalarını istiyorsun. Çünkü hala içten içe onlara kızgınsın. Bunca yıl yanında olmamalarına, seni bulduktan sonra sanki hep yanındaymış gibi davranmalarına kızgınsın."

Valeria duyduklarıyla bir süre bir şey söylemedi. Kendi bile hislerini çözemezken Peter bir anda söylemişti. Bu kadar mı belliydi? Derin bir nefes aldı. Bu konuda canı çok sıkkındı ve kendi kendineyken bile bu konudan kaçıyordu. Valeria, sanki hiç ilgilenmiyormuş gibi yapıp konuştu.
"Ne yapmam gerektiğini de söyle de tam olsun." Peter güldü. Onun ne hissettiğinin farkındaydı. Şimdi umursamaz görünse de içi içini yediğini biliyordu. Valeria'ya dair birçok şeyi anlamayı seviyordu.

"Hay hay. Onlardan kaçma. Sana yakın olmalarına, hatalarını telafi etmelerine izin ver." Valeria iç çekti. Şu bir haftada Peter'a iyice alışmıştı. Günlerinin çoğunu birlikte saçmalayarak geçiriyorlardı. Valeria onu ve fikirlerini gerçekten önemsemeye başlamıştı. Pes edip omuzlarını düşürdü.
"Tamam, deneyeceğim." Peter içtenlikle gülümsedi.
"Harika. Bütün kuleye erken git." Valeria'nın gözleri büyüdü.
"O kadar erken mi ya?"

Peter hiç taviz vermeden kafa salladığında Valeria ofladı. Peter bazen çok yumuşak ve tatlı olabiliyorken bazen de tavizsiz ve kararlı olabiliyordu.
"Bana yaklaşmalarına izin vereceksem bunu kendi şartlarına göre yapacağım."
"Sen bilirsin." Valeria rahatladı. Öğle yemeklerini bitirdiklerinde Peter okula gitmek için ayaklanırken Valeria kütüphaneye gitmek için kalktı. Ancak ondan önce yapması gereken bir şey vardı. Hızlıca Peter'a sarıldı. Peter şaşırırken Valeria halinden oldukça memnundu.

"Teşekkür ederim Peter." Peter da ona kollarını sardı. Valeria'nın güzel kokusu burnundayken huzurluydu. Onunla hep böyle olmayı diledi. Sarılabilmek, saçlarını okşayabilmek, hatta belki öpebilmek..
"Bir şey yapmadım ki." Valeria güldü. Bir haftadır onun tüm triplerini, kötü hallerini çekmesine rağmen hala bir şey yapmadığını söylüyordu.

Peter bir anda gelen cesaretle onun saçlarını öptü. Anında Valeria'yı rahatsız edip etmediğine dair bir sürü düşünce zihnine dolarken gerildi. Ancak rahatsız olsaydı söylerdi diye düşündü. Sonuçta o bir Stark'tı ve dobra olmak kanında vardı. Ancak düşündüğünün aksine bu hareket Valeria'ya çok tatlı geldiği için gülümsedi. Ancak Peter'ı utandırmamak için bir şey demedi. Onlar ayrıldığında Valeria konuştu.
"Sonra görüşürüz."
"Görüşelim."

Valeria kütüphaneye dönüp akşama kadar ders çalıştı. Kendi alanında ya da değil, bir sürü şey okuyup kendi notlarını aldı. Ancak aklı Peter'ın söylediklerindeydi. Bu işi bugün düzeltmeye karar verdi. Çantasını toparlayıp çıktı ve yemeklerini sevdiği bir İtalyan restoranına girdi. Masalardan birine geçip telefonunu çıkardı ve babasına mesaj attı.

Valeria: 📍Konum*

Valeria: Bu akşam yemek yiyebilir miyiz? Annem, sen ve ben?

Mesaj anında görüldü olunca Valeria sırıttı. Böyle olacağını biliyordu. Tony'nin onu hep izlettiğini, attığı her adımdan haberdar olduğunu ve ondan gelecek herhangi bir telefonu beklediğini biliyordu. Telefonun ışığı yanıp söndüğünde Valeria da bekletmeden açtı.

Babam: Geliyoruz güzelim.

Yarım saatlik bir bekleyişin ardından kapıdan Natasha ve Tony girdi. Nat hızla kızına sarılırken yüzünde bir gülümseme vardı. Onu özlemişti. Valeria ona sıkıca sarıldıktan sonra Tony'ye de sarıldı. Nat ve Tony bu yemek teklifine şaşırsalarda bunun onlar için fırsat olduğunu biliyorlardı. Yemekler yenene dek herkes oldukça sakindi. Oldukça normal şeylerden konuştular. Sanki hiçbir şey yokmuş gibi. Ancak yemek sonu yaklaşırken herkes konuşma yapmanın vakti geldiğini biliyordu. Tony ipleri eline alıp konuşmaya başladı.

"Biz.. özür dileriz Valeria. Her şey yolunda gibi davranırken senin ne hissettiğini göremedik." Natasha kızının elini tuttu.
"Bu kadar yıprandığını fark edemedik. Seni çok sıktığımızı, kısıtladığımızı anlamadık kızım." Valeria bakışlarını ikisinin arasında dolaştırdı.
"Bundan sonra peki?"
"Bence orta yolu bulabiliriz." Her iki taraf da şartlarını öne sürdüğünde orta yollu bir anlaşma yapıldı. İki taraf da anlaşmadan memnun olduğu için sorun çözülmüş görünüyordu.

Ancak Valeria her şeye rağmen kendini geride tutuyordu. Bu kez kendisi çaba harcamayacaktı. Her şeye tamam demeyecek kendisi için sarf edilen çabaya bakacaktı. Natasha da Tony de bunun farkındaydı. Ancak ikiside ellerinden geleni yapacaklardı. Onun bu kadar yıprandığını görmek ikisini de üzmüştü. Çaba sarf etmesi gereken kişinin Valeria değil kendileri olduğunu geç de olsa anlamışlardı.

Restorandan ayrıldılar ancak Valeria kuleye dönmek istemediği için biraz yürüyüş yapmaya karar verdiler. Yol üstündeki bir dondurmacıdan dondurma alıp yürüdüler. Akşamın sakinliği etrafta boy gösteriyordu. Hava yaz akşamı olmasına rağmen serindi. Yüzlerini yalayıp geçen rüzgar sanki tüm sıkıntıları alıyormuşçasına rahatlardı. Tony kolunu Valeria'nın omzuna atıp onu hafifçe kendine çekmişti. Ancak Valeria da kolunu annesinin beline sarmıştı. İkisini de yanında istiyordu. Sadece birini değil.

"Birlikte daha sık dışarı çıkmalıyız." Valeria tatlı sesiyle konuştuğunda Tony gülümsedi.
"Tabiki birtanem."
"Sen ne zaman istersen." Valeria, annesinin Steve yüzünden tereddüt ettiğini biliyordu. Ancak bu onun problemi değildi. Bu yüzden önemsemedi. Çocuk olan kendisiydi. Anne-babasının onu düşünmesi gerekiyordu.

"Bizden kaçtığın bir hafta ne yaptın?" Valeria omuz silkti.
"Ders çalıştım ve biraz da arkadaşlarımla sağda solda fink attım." Tony bir iç çekti. Valeria'nın ara ara Peter'ın yanında olduğunu biliyordu. Ancak ara ara sanıyordu. Neredeyse her gün değil. Peter'ı kızının arkadaşı olarak görmek istiyordu. Valeria'nın ondan hoşlanma ihtimalini aklına bile getirmeyerek içini rahatlatıyordu.

"Bu arada, yarın akşam Foggy, Matt ve Wade'le yemek yiyeceğiz. Haberiniz olsun diye söylüyorum." Tony ve Natasha birbirine baktı. Oldukça tehlikeli bir dörtlü olduklarının farkındalardı, Foggy dışında. Ancak Valeria'ya hayır diyemeyeceklerini ikiside biliyordu.
"Tabi tatlım."
"Hiç sorun değil." Valeria sinsi gülümsemesini takındı.
"Biliyorum."

Valeria.. benim kızıl şeytanım..😏

Kim bilir yine nelerin peşinde? 😈

Criminal Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin