İt's all your fault

2.8K 335 127
                                    

Natasha değil, Valeria Stark 😏

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Natasha değil, Valeria Stark 😏

İyi okumalar😘

Valeria'nın kaçırılmasının üzerinden 36 saat geçmişti. Şimdiye dek ondan hiçbir haber alamamışlardı. Shield geniş çaplı bir arama çalışması başlatmıştı. Valeria'nın çantasında bulunan kart üzerine Red Room üssü aranıyordu. Avengers da Shield'dan ayrı olarak arıyordu. Tony son 36 saatte sadece bir kez garajdan çıkmıştı. Onun dışında Jarvis'le birlikte olabilecek her yeri arıyorlardı. Ancak Stark radarına rağmen Red Room'a dair hiçbir şey bulunamamıştı.

Tony bıraktığı anda Peter'ın da kendince Valeria'yı aramaya başlayacağını biliyordu. O yüzden Peter'ın kuleden ayrılmasını yasaklamıştı. En azından bu şekilde yanında olduğunu bilir, tek başına başını belaya sokmasına engel olurdu. Onun da gelişmelerden haberdar olması gerektiğini biliyordu.

"Kral T'Challa'dan bir mesaj geldi efendim." Tony alnını ovuştururken konuştu.
"Ne diyor?"
"Bayan Stark'ı arama çalışmaları için ellerinden geleni yapacaklarını, bu süreçte yanınızda olduklarını belirtiyorlar." Tony artık ağrımaya başlayan gözlerini kapattı.
"Ne söylemen gerektiğini biliyorsun Jarvis."
"Biliyorum patron."

"Şu gündüz avukatlık yapan gece kahramancılık oynayan adama haber verdik mi Jarvis?"
"Verdik efendim. Ancak herhangi bir geri dönüş almadık." Tony geri dönüş almasa da Daredevil'ın da Valeria'yı aramaya başladığını biliyordu. Kızının arkadaşıydı. Kesinlikle aramaya başlamıştı. Tony oturduğu yerden ayağa kalktı ve garajın çıkışına yöneldi.

Fazlasıyla kızgındı. Herkese, her şeye ama en çok da kendine. Kızı onun burnunun dibinden kaçırılıp gitmişti. Tony ne bunu fark edebilmiş ne de onu koruyabilmişti. MIT'de bile hiçbir güvenlik görüntüsü bulamamıştı. Onu bulamayacağına dair berbat bir his vardı içinde. Bunu duymak, düşünmek, ihtimal vermek bile istemiyordu.

Wanda ve Peter salonun bir köşesinde oturuyordu. Tony kaşlarını çattı.
"Wade nerede Wanda?" Wanda derin bir nefes aldı.
"Dün gece gitmiş. Sizin arama çalışmanızı beğenmemiş. Kendi yöntemleriyle arayacakmış." Tony sinirle bir elini saçlarından geçirdi.
"Jarvis yerini tespit et ve izlemeye al."
"Pekala patron."

Peter bakışlarını Tony'den çekti. Huzursuzdu, durduğu yerde duramıyordu ve Tony'ye kızgındı. Onu bırakmadığı için, Valeria'yı aramasına izin vermediği için kızgındı. Tony oldukça net bir şekilde konuşmuştu dün onunla.

"Eğer Valeria'yı aramaya çalışırsan ve bu esnada hem kendini hem de kızımı tehlikeye atarsan seni asla affetmem Peter. Valeria'nın yanında olmana da izin vermem. Onu bu kadar düşünüyorsan önce onun için beklemeyi öğrenmelisin. Kızımın hayatını tehlikeye atmana izin vermem."

Ama Peter kendine de kızgındı. Örümcek hisleri ona söylemişti işte bir şeylerin yolunda olmadığını? Bugüne dek ne zaman yanılmıştı ki şimdi yanılsın? Bu yüzden kendini suçlu hissediyordu. Yine bir çatıya çıkıp Valeria'yı izleyebilirsiniz. Onun için her şeyin iyi olduğundan ve onun güvende olduğundan emin olabilirdi. Ama yapmamıştı. Peter, Valeria'ya bir şey olursa kendini hiç affetmezdi.

"Bir şey bulabildin mi Tony?" Salona yeni giren Natasha'ya baktı Tony. Kendi kadar dağılmış ve yorgun görünüyordu. Ama Tony ona da kızgındı. Niye olduğunu bilmiyordu ama kızgındı ve şu an onu sakinleştirebilecek tek kişi Valeria'ydı. Ancak Valeria'ya sarılmak onu sakinleştirebilirdi.
"Hayır."

Hiçkimse bulamadıkları takdirde Valeria'ya ne olacağını sormuyordu. Bunun konusu bile açılmıyordu. Herkes biliyor ama kimse söz etmiyordu. Natasha kendi kaçtığı sonu kızının yaşamasından deli gibi korkuyordu.

"Yeni bir planınız var mı?" Steve'in sorusu üzerine Tony sinirlendi.
"Arıyoruz ya işte." Steve onun sinirli olduğunu fark edip daha çok üstelemedi. Şimdilik. Natasha mutfakta bir o yana bir bu yana volta atarken başını sağa sola salladı.
"Bu böyle olmayacak."
"Ne?"
"Benim aileyi tekrar toplamam lazım."

***
Valeria küçük bir hücrede öylece oturuyordu. Red Room'da olduğunun farkındaydı. Korkuyordu ama bunu belli etmemeyi seçmişti. Annesinin burayla ilgili anlattıklarından sonra korkmaması elde değildi. Burası, Shield'ın onu tutuklamasıyla yarışamazdı bile. Valeria ilk defa gerçekten bu kadar korkuyordu.

"Ah.. bu beyaz tulumla annene ne kadar benzemişsin Valeria." Valeria başını kaldırıp gelene baktı. Dreykov dedikleri adam cam duvarlı hücrenin önündeydi. Valeria yerinden kalktı ve hücrenin duvarına yürüdü. Hücre camından kendi yansımasını görüyordu ve kesinlikle annesinin küçük haliydi. Üzerine zorla giydirdikleri bu beyaz tulum birkaç saattir üzerindeydi. Saçları hala mezuniyette dalgalandırdıkları gibiydi. Ama biraz dağılmış bir haldeydi. Fazlaca Natasha'ya benziyordu. Sadece kahverengi gözleri bu benzerliği bozuyordu. Tony'nin aykırılığını böyle gösteriyordu.

"Babama da fazlaca benziyorum. Kaçtığımda göreceksin." Yaşlı adam bir kahkaha attı.
"Babana da benziyorsun evet, onun küstahlığı üzerinde. Ama küçük Romanoff, buradan kaçış yok. Nerede olduğumuzu bilsen sen bile bizi tebrik ederdin." Valeria asla yüzünden bir duygu okunmasına izin vermiyordu. Ama gittikçe geriliyor, panikliyordu.
"Niye kaçırdın beni?" Adamın yüzündeki gülüş büyüdü.
"Mezun oluyordun değil mi? Bende bunun için kaçırdım. Seni mezun etmek için."

Valeria'nın kalp atışları olabildiğince yükseldi, göz bebekleri büyüdü. Panik ve sinir yavaş yavaş tüm bedenini ele geçirirken cam duvara bir yumruk attı.
"Orospu çocuğu!" Onun sinirlenmesi Dreykov'u fazlaca neşelendirmişti.
"Demek burada mezuniyetin ne olduğunu biliyorsun? Sevindim. Annen kaçmıştı. Onun kaferetini sen ödeyeceksin." Valeria sinirle cama bir tekme attığında Dreykov hücrenin önünden ayrıldı.

Cebinden telefonunu çıkarıp Natasha'yı aradı. Kızını delirttiğine göre sıra annesindeydi. Hattın diğer ucundan Natasha'nın sesini duyunca yüzüne bir gülümseme yayıldı.
"Natasha? Beni özledin mi?"
"Dreykov! Kızım nerede?! Naptın ona?!" Yaşlı adam güldü.
"Sende çok iyi biliyorsun ki kızın yuvada, Romanoff. Üzerindeki beyaz widow tulumunun ona nasıl yakıştığını bir görsen.. kesinlikle duygulanırdın."

Natasha hattın diğer ucundan bir küfür savurdu.
"Kızımı senden alacağım, duydun mu beni?! Kendim o delikten nasıl kaçtıysam kızımı da alacağım! Ama eğer biraz aklın varsa onu sen bırakırsın. Ben yuvanı dağıtmadan bırakırsın. Senin derdin benimle." Dreykov bir kahkaha attı. Ama bu kez Natasha'nın çaresizliğinin verdiği keyiften değil geçmişe duyduğu sinirden gülmüştü.

"Benim derdim seninle falan değil Romanoff. Geçmişte yaptıklarını ne çabuk unuttun? Bana yaptıklarını, kızıma yaptıklarını. Benim derdim, kızınla Natasha. Kızıma karşılık, kızın." Dreykov ona fırsat vermeden telefonu kapattığında Natasha hınçla önündeki sehpaya bir tekme attı. Tüm ekip onun konuşmasını duymuştu.

"Jarvis?"
"Yer tespiti yapılamadı patron." Natasha sinirle salondan çıkmak üzereyken Tony onun kolunu tuttu ve engel oldu.
"Nereye gidiyorsun?" Natasha hınçla elini ondan çekti.
"Kızımı kendi yöntemlerimle bulacağım."
"Tek başına hiçbir şey yapamazsın. Her ne yapıyorsan bende orada olacağım. Kızım, senin yüzünden orada!"

Natasha sinirle ona baktı.
"Sence bu benim hoşuma mı gidiyor?! O senin kızınsa benim de kızım! Onu benden daha çok düşünüyormuşsun gibi konuşma! Ben onun annesiyim! Kızım için yaptığım hiçbir şeyin hesabını sana verecek değilim!" Nat ve Tony gözlerinden alev çıkararak birbirlerine bakarken Steve belinden tutup Natasha'yı geriye çekti.

"Natasha tek başına o örgüte gidemezsin. Eğer Valeria'yı düşünüyorsan seninle gelmemize izin verirsin. Ne kadar fazla kişi, o kadar iyi." Clint de onların arasına girdi.
"Steve haklı Natasha. Kavga etmenizin sırası değil. Sen Red Room aileni toplayacaksan topla. Ama siz Valeria'yı almaya giderken biz de orada olacağız. Bunun aksi mümkün değil."

Natasha kendini Steve'in kollarından çekti.
"Size haber veririm." O salondan ayrıldığında Tony de sinirle garaja indi. Kızını bulmadan rahata kavuşamayacağı yeterince açıktı.

Valeria'ya beyaz Widow tulumu ne yakışmıştır ya..

Aile toplanıyor..

Criminal Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin