3 Hafta Sonra
Yazarın Anlatımıyla:
Ellerini cebine sokmuş odasındaki kırmızı panoya astığı fotoğrafları, yer yer notları inceleyen Mahir içlerinden birini yerinden çıkarıp eline aldığında sıkıntılı bir nefes verdi. Mahir'in hapisten çıktığı ve Yıldız'ın evsiz kaldığı gece Yıldız'a saldırmaya çalışan adamın fotoğrafıydı bu. Daha önce gerçekçi olsun diye ekipten birkaç kişi Yıldız'ı tehdit etmek için evine gitmiş hatta Akif müdürün emriyle ileri giderek evini ateşe vermişti. Amaç Yıldız'ın evsiz kalarak Mahir'e yakın bir yerde oturması, kısacası göz önünde ve kolayca ulaşılabilir olmasıydı. Fakat o geceki adamla polisin bir ilgisi yoktu. Sorgusuna girip konuşturmaya çalışan Mahir ise en sonunda onu Volkan Aslan'ın gönderdiğini itiraf ettirmişti. Bu da demek oluyordu ki babasının Yıldız'ın karşısına çıkması an meselesiydi.
Odasının açık duran kapısı tıklanırken girmesini söylediğinde içeri giren memur elindeki dosyayı masaya bırakıp çıkmıştı. Arkasını dönüp ne getirdiğine bakan Mahir ise kapağını kaldırdığı gibi Yıldız'ın bilgilerini içeren bir belge bulurken üstünde yazan yetiştirme yurdu yazısı omuzlarını düşürmesine neden oldu. O gece söylediği çoğu şeyin yalan olduğunu bildiği halde belli etmeden dinlemiş, inanmış gibi yapmıştı. Ancak ona kızmıyordu. Çünkü Yıldız'ın yalanları kendi söylediği yalanların yanında bembeyaz duruyordu. Deri sandalyesine oturup başını elleri arasına alarak saçlarını sıvazlarken dosyayı yeniden çevirdiğinde bu kez de Yıldız'ın çocukluğuna dair fotoğraflar bulmuştu. Henüz çocuk olmasına rağmen vakur bir duruşu, masum bir gülüşü vardı. Fotoğraflardan bazılarında arkasında veya yanında duran adamı gördüğündeyse onun Volkan Aslan olduğunu bildiği için dişlerini sıktı. Yıldız'ı ne kadar seviyorsa babasından da bir o kadar nefret ediyordu. Dosyayı incelemeye devam ederken telefonu çalmaya başladığında ekranda yazan isme bakarak gülümserken kalbi huzurla attı ve çok bekletmeden açıp kulağına götürdü.
"Mahir ne oldu tahmin et. Dün sana anlattığım dava vardı ya. Müvekkilime iftira atıldığını söylemiştim hani. Onunla ilgili çok önemli bir gelişme oldu." diyerek hevesle konuşan Yıldız aklına gelen fikirle bir an duraksadı. "Ya ben direkt konuya girdim ama sen müsait miydin? Araba kullanmıyorsun değil mi?" diye sorduğunda Mahir sesli bir iç çekerek arkasına yaslanıp gözlerini kapadı. Bugün uzun süren, zorlu bir operasyona gitmişti ve döndüğünden beri gözüne uyku girmediği için epey yorulsa da Yıldız'ın sesi onu dinlendirmeye yetmişti.
"Müsaitim bebeğim. Kenara çektim yolcu bekliyorum öyle. Sen anlat bakalım ne oldu?" demesiyle Yıldız rahat bir nefes vererek kaldığı yerden devam etti.
"Bugün adliyede yanlışlıkla erkekler tuvaletine girdim. Sonra bir de ne göreyim dersin?"
"Hayda! Kızım senin ne işin var erkekler tuvaletinde?" diyen Mahir'in cümlesi Yıldız'ı güldürmüştü.
"Yanlışlıkla girdim ya. Girmemle çıkmam bir oldu zaten. Kapıyı bir açtım temizlik görevlisi bir adam portmantoya asılmış ceketin cebine bir şey bırakıyor. Ama ceket müvekkilime ait. Neyse temizlikçi adam beni gördüğü gibi bozuntuya vermeden çıktı. O çıktıktan sonra da girip ceketin cebine baktım. Meğer dinleyici bırakmış. Savcılık izni olmadan telefon dinlemek bile suç halbuki."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVCI (Avukat Kitabı Serisi)
RomanceCanını vatan uğruna feda eden, kalleş saldırılar sonucu hayatını kaybeden bütün aziz şehitlerimize saygı, sevgi ve sonsuz minnetle... 🇹🇷 - - - Bir zamanlar ormanın derinliklerinde yapayalnız yaşayan bir asker varmış. Günlerden bir gün bütün ömrü s...