AVUKAT - 1.Bölüm : Çocuksu Bir İnat

23.4K 744 151
                                    

Kitabıma hoş geldin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kitabıma hoş geldin. Gökyüzümdeki yıldızlara bir yıldız daha eklemek istersen sen de bize eşlik et. 🌠

- - -

Takvimden kopardığım yaprağı diğer yaprakların olduğu tahta kutuya bıraktıktan sonra dün geceden seçtiğim yeşil gömleğimi ve kumaş pantolonumu özenle giyindim. Ardından makyaj masama oturup saçlarımı babamın sevdiği gibi balıksırtı örmeye başladım. Bugün doğum günüydü ve babamın yanına gidecektim. Örgüm bittikten sonra aynadan kendime baktığımdaysa gözümün önünde babam belirmişti. Şimdi beni görse ipek kızım deyip rengine hayran olduğu turuncu saçlarımı okşardı.

Hazırlığım bittikten sonra odamı toparlayıp dış kapıya yönelirken paltomu ve çantamı alarak kapıya çıktığımda heyecanım artmaya başlamıştı. Babama her gidişimde içimde bir çocuk seviniyordu. Botlarımı giydikten sonra kapıyı kilitleyip merdivenleri inerken apartman boşluğuna zincirlediğim bisikletimin kilidini açtığımda sürüyerek apartmandan çıkıp yola koyuldum. Saat daha erken olduğu için yolların boş olmasından yararlanarak hız yaptığımdaysa esen rüzgarı tenimde hissederken huzurla gülümsedim. Fakat ara sokaklardan caddeye geçtiğimde yollar az öncekine nazaran kalabalıklaşırken trafik nedeniyle yavaşlamak zorunda kaldığımda ilerledikçe bisikletin yavaşladığını fark ettim ve duyduğum sesle bisiklet tamamen dururken lastiğim yavaş yavaş söndüğünde trafiğin ortasında, kornaların eşliğinde bisikletimle kalakaldım.

"Hayda! Ne oldu şimdi buna?" diyerek kendi kendime söylenirken bisikletten indiğimde tekerinin yavaş yavaş söndüğünü görüp sıkıntılı bir nefes verdim. Evden epey uzaklaştığım için eve dönemezdim, zaten böyle bir niyetim de yoktu. Trafiği daha fazla tıkamamak adına bisikleti yolun kenarına çekip sürüye sürüye kaldırım kenarında ilerlemeye başladığımda etrafa baka baka ilerliyordum ki gök gürültüsünü duymam ile bardaktan boşalırcasına yağan yağmuru hissetmem bir oldu. Ardından yalnızca birkaç dakika içerisinde sırılsıklam olduğumda eş zamanlı olarak yanıma yanaşan taksiyi görüp sola döndüm.

"Taksi lazım mı?" diye sorarak arabadan inen genç taksiciyi gördüğümde ıslanmayacağım için rahatlasam da elimi çantama götürüp içini karıştırırken cüzdanımı bir türlü bulamadığımda kaşlarımı çattım; evden çıkmadan önce çantama koyduğuma emindim. "Cevap vermeyi düşünmüyorsunuz sanırım. Yağmurda ıslanmak gibi hobileriniz varsa ben gideyim." dediğinde bakışlarım gökyüzünü buldu. Bir anda nasıl bu kadar bozdu hiç anlamamıştım.

"Ama yanımda hiç para yok. Cüzdanımı evde unutmuşum. İnanmıyorsanız çantama bakın." derken kendimi neden mahcup hissettiğimi bilmiyordum ancak para vermemek için yalan söylediğimi düşünmesinden korkmuştum. 

"Anlıyorum ama bunu arabada tartışsak? Yoksa ikimiz de zatürre olacağız." diyerek arka kapıyı binmem için açtığı sırada duyduğum gök gürültüsü bana başka seçenek bırakmazken bisikletimi adeta sürükleyerek taksiye ilerledim. O sırada genç adamın bakışları bisiklete çevrildiğinde hızlı adımlarla bana doğru yürüdü. "Bana bırakın." diyerek bisikleti elimden aldığı gibi bagaja yerleştirdikten sonra biraz zor olsa da kapatırken bense çoktan arka koltuğa yerleşmiştim. Ancak para ödeyemeyeceğim için kendimi kötü hissediyordum. Bu sebeple adam taksiye binip arabayı çalıştırdığında aklıma gelen fikirle öne doğru eğildim.

SAVCI (Avukat Kitabı Serisi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin