23.Bölüm : Geride Kalanlar

3.7K 193 22
                                    

Yazarın Anlatımıyla:

Korkunun insana yaptıramayacağı şey yoktu. Bazen kaybetme korkusu, bazen ölüm korkusu, bazen de yaşama korkusu. Korku insanı delirtirdi çünkü beynimiz delirmeye meyilliydi.

Mahir yaşadığı son on saniyeyi sorguluyordu. Gözlerinin içine baka baka kalbinin üzerine silah dayayan Yıldız'a bakarken gerçek anlamda delirdiğini hissetti. Üzerindeki beyaz elbisenin rüzgarda süzülen eteğine baktı. Onu ilk gördüğü andan beri beyazlar içinde hayal edip durmuştu. Hatta hayalinde kendisini Yıldız'ın yanına eklemeyi de unutmamıştı. Yıldız üzerindeki beyaz gelinlik ile ona doğru gelirken gözlerinin dolacağını düşünüp iç çekerdi hep. Şimdiyse karşısındaki manzaraya bakarken hiçbir şeyin hayalindeki gibi olmadığını fark etti. Bakışları Yıldız'ın tetikte duran parmağına odaklanmışken korkuyu bütün hücrelerinde hissettiğindeyse Yıldız'ın gözlerini kapadığını gördü ve bu onu kendine getirirken genç adam bir saniye bile düşünmedi, bacağında duran silahı aldı ve Yıldız'ı nişan aldığı gibi tetiğe bastı.

Acı bir çığlık sesi yükseldi, ses kayalıklara çarpıp Mahir'in kulaklarını doldurdu fakat kendine gelmesi zaman aldı. Birkaç saniye olduğu yerde sabit kalırken bakışlarını elindeki silaha indirdiği sırada bir çığlık sesi daha geldiğindeyse başını kaldırıp Yıldız'a baktı; kolunu tutuyordu. Ardından silahını bacağındaki hazneye koyarak hızlı adımlarla yanına koştu ve Yıldız'ın elinden düşen silahı gördüğü gibi alıp beline taktı. Genç kız can havliyle yere çökerken kafasını çevirip kanayan koluna baktığında bakışları Mahir'e kaydı. O sırada Mahir de yere diz çöktü ve boğazında asılı duran maskeyi çözer çözmez Yıldız'ın koluna sıkıca sardı. Fakat düğüm attığı esnada kendini tutamayarak sessizce ağlamaya başladı. Elleri öyle bir titriyordu ki düğümü zar zor atmıştı.

"Mahir çok acıyor!" diyerek dişlerini sıkan Yıldız tek elini koluna götürürken dokunamadan geri çektiğinde Mahir kıyamayan gözlerle Yıldız'a baktı.

"Biliyorum ama biraz daha dayan. Bitiyor şimdi." deyip hızlıca son düğümü attığında elinin tersiyle gözünü sildi ve Yıldız'ın da gözlerini sildikten sonra bir anda kendine çekip sarıldı; o kadar sıkı sarılmıştı ki bir daha bırakacak gibi durmuyordu. Yıldız'ın saçlarını eline alırken başını göğsüne yatırdığında çenesini de başının üzerine yasladı. "Niye yaptın bunu bana?" diye fısıldayan Mahir'in ellerinden sonra artık sesi de titriyordu. Derken bir anda hüngür hüngür ağlamaya başladığındaysa polisler etraflarında toplandı. İçlerinden biri Yıldız'ın yaralı kolunu gördüğünde hızlıca telsizini çıkardıktan sonra ambulansı çağırdı.

"Başkomiserim ambulansı aradım. Merak etmeyin." dese de Mahir yaşadığı korkudan ötürü onu duyamadı.

"Özür dilerim.." diye zorlukla konuşan Yıldız kolundan çok kalbindeki acıdan dolayı dişlerini sıkıyordu. Gözlerini kapatarak başını Mahir'in göğsüne yaslarken sevdiği adamın içli içli ağlayışları canını yaksa da sessiz kaldı. Fakat bir yandan kan kaybetmeye devam ettiği için başının döndüğünü hissederken refleksle Mahir'in üstündeki kamuflajı avuçladığında genç adam geri çekilerek Yıldız'a baktı ve gözlerinin kaydığını gördüğü gibi tek eliyle yanağını tutarken teninin de soğuduğunu hissetti.

"Nerede kaldı bu ambulans? Bir daha arayın şunu." diyerek gerginlikle etrafındaki polislere seslendi; içlerinden biri ambulansın az sonra geleceğini söylese de bu bilgi Mahir'i sakinleştirmezken Yıldız'ı kucağına alarak ayağa kalktı. O sırada Yıldız'ın gözleri açılırken Mahir'in onu kucağına aldığını gördüğünde halsizce yüzünü izlese de Mahir ileriye bakarak yürüyordu. Bir yandan gözlerindeki yaşlar ağır ağır yanağından çenesine damlamaya devam ederken Yıldız ona ne yaptığını yeni idrak ediyordu. Elindeki silahla kendini vurmaya çalışmıştı ama öldürdüğü kişi Mahir olmuştu.

SAVCI (Avukat Kitabı Serisi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin