19.Bölüm : Aileden Biri

3.2K 192 7
                                    

İnsan beyni, iyi anıları kötü anılara oranla daha hızlı unutuyordu. Bu gece belki de hayatımda ilk defa bu kadar mutlu olmuştum. Sevdiğim adam benimle evlenmek istediğini söylemişti; kabul etmiştim. Evlenecektik, sonsuza kadar olmasa da mutlu olacaktık. Fakat sonra onun bir polis olduğunu, hayatıma girişinin bir oyundan ibaret olduğunu öğrenmiştim. Ardından babamın bir terörist olduğunu... Artık bu geceyi iyi anılarıyla değil kötü anılarıyla hatırlıyordum ve ömrümün geri kalanını bu geceyi unutmaya çalışarak geçireceğimi biliyordum. Mahir ise benim aksime bir şeyi hatırlamak istiyordu. Kağıda yazılmış bir tarih vardı ve üzerine büyük harflerle UNUTMA yazmıştı.

İnsan iyi anıları unutur, kötü anıları hatırlardı. Peki bu tarih Mahir için kötü bir anı mıydı, yoksa unutmak istemediği güzel bir anı mıydı? O sırada odanın kapısı tıklandığında dosyayı telaşla kapatırken kitapları aynı şekilde üzerine koydum ve kapıya doğru yürüdüm.

"Geliyorum." diye seslendikten sonra kapıyı açtığımda karşımda Mahir'i görmeyi beklemediğim için şaşırmıştım. Bakışları üzerimde gezerken dudaklarını birbirine bastırdığında gülmemeye çalıştığını fark ettim ve başımı eğip üzerime baktım. Eşofmanın paçaları ayaklarımı kapatmış, tişörtün kolları ise dirseklerime kadar inmişti.

"Biraz büyük gelmiş ama idare eder." diyen Mahir'in gülerken kısılan gözlerine baktığımda bir süre sessizce onu izledim. Mahir aslında kimdi? Takvimine notlar düşen aşık adam mıydı, yoksa başından beri bana oyun oynayan, yalan söyleyen adam mı? Onun gerçeklerini göremiyordum çünkü aramızda bir perde var gibiydi. Gözleri eskiden baktığım gözler değildi. Sanki artık bambaşka biriydi. Ya da ben bu geceden sonra bambaşka birine dönüşmüştüm.

"Salonda yatacağım değil mi?" diyerek odadan çıktığımda Mahir geçmem için geriye çekilirken açtığı boşluktan salona doğru ilerliyordum.

"Evet. Annem kanepeyi hazırladı." diye arkamdan seslenen Mahir'e cevap vermek istemiştim ancak konuşacak dermanı kendimde bulamıyordum. Salona girerken kapı sesinden anladığım kadarıyla Mahir de odasına girmişti. Elimdeki elbiseyi kanepenin ucuna bırakırken benim için hazırlanan yatağa girdiğimde ne kadar yorgun olduğumu yeni fark ediyordum. Sırtımdaki ağrının sebebi neyin yorgunluğuydu bilmiyordum ancak kalbime battığını hissedebiliyordum. Gözlerimi yumduğum sırada lambayı söndürmediğimi hatırlayarak gözlerimi açmıştım ki salonun kapısında Mahir'i görünce duraksadım. Lambaya baktığımı fark ederek kapatıp içeri girdiğinde karanlıkta onu göremiyordum ancak gözüm karanlığa alışmaya başladığında bana doğru ilerlediğini anladım. Ardından yattığım kanepenin önünde yere oturup telefonunu açtığında sırtını kanepeye yasladığını gördüm.

"Ne yapıyorsun?" derken sesimi olabildiğince kısık tutmaya çalışıyordum.

"Sen uyurken başında bekleyeceğim." diyen Mahir'in telefonundan gelen ışık ne yaptığını görmemi sağlarken telefona bağladığı kulaklığın tekini taktı ve kafasını çevirerek diğer tekini de bana uzattı. "Dinlemek ister misin?" diye sorduğunda karanlıkta beni görmese de sinir bozukluğuyla güldüm ve yan yatarak ona döndüğümde elimi yastığın altına koydum.

"Mahir gidip uyusana. Sabaha kadar burada mı oturacaksın?" dediğimde bana uzattığı kulaklığı hala elinde tutuyordu.

"Hiç ısrar etme. Gitmeyeceğim." diye fısıldadığında başını kanepeye yasladı ve kulaklığın tekini serbest bırakırken telefonu da kapattı. Artık onu göremiyordum ancak alıp verdiği nefes seslerini duyabiliyordum. Gözlerim tekrar karanlığa alışırken ve dışarıdan gelen ışıklar içeriyi aydınlatırken yattığım yerde Mahir'i izlediğimde derin bir iç çektim. Ciddi ciddi başımda bekliyordu. O sırada cama vuran rüzgar sesi havanın soğuk olduğunu hatırlamama neden olurken Mahir'in üzerinin ince olduğunu fark ettiğimdeyse kendime engel olamayarak doğruldum ve ayak ucumda gördüğüm battaniyeyi açarak Mahir'in üzerine örttüm. Başını çevirip bana bakan Mahir omzuna örttüğüm battaniyeyle önünü kapattıktan sonra omzundaki elimin içini öperek geri bıraktı. Yatağa geri yatmadan önce Mahir'in boşta kalan kulaklığını kulağıma takıp öyle yattığımda ilk anda Sezen Aksu'nun sesi olduğunu anlamıştım fakat hangi şarkı olduğunu anlayamadan değiştirdi.

SAVCI (Avukat Kitabı Serisi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin