Yalnızlığın kokusu bir yerden sonra insanın üzerine siniyordu ve ben buram buram yalnızlık kokuyordum. Yirmi altı yaşıma kadar yaşadığım bütün zorlukların altından kendi başıma kalkmıştım. Hastalandığım zaman kendime çorba yapmış, ayakta zor durduğum halde okula gitmiştim. Yalnızlığın bana öğrettiği ilk şey dik durmak olmuştu. Çünkü yorulduğum zaman arkamdan ittirecek, düştüğüm zaman kaldıracak kimsem yoktu. Artık var, diye fısıldadı iç sesim; onu susturmak istedim. Yalnızlığın bana öğrettiği ikinci şey kendimi susturmak olmuştu. Çünkü içimde hala sevgiye aç bir çocuk vardı ve ona yalandan bile gülümseseniz inanırdı.
Yine inanmıştı.
Ellerimi tutmuş bana bakan Emine teyzenin gözlerine minnetle bakarken yüzümde oluşan gülümseme gittikçe büyüyordu. Kalbim ilk defa göğüs kafesime batmadan atıyordu. Kendimi ilk defa bir yere ait hissediyordum fakat bu anlamsızdı. Bu oyunun içerisindeki tek doğru benim sevgimdi; o da tek başına bir şey ifade etmiyordu.
"Ay yerim seni nasıl kızardı." diyerek elimi bırakıp çocuk gibi yanaklarımı sıkan Emine teyzenin ardından bakışlarım istemsizce Mahir'e kaydığında tebessümle bizi izlediğini gördüm. "Ee anlat bakalım. Bizim oğlan nasıl kandırdı seni? Diz çöktü mü?" diye hevesle soran Emine teyzenin sesi şaşkınlıkla ona dönmeme neden olduğundaysa Mahir'in telaşlı bir şekilde bize doğru geldiğini gördüm.
"Anne!" deyip Emine teyzenin koluna giren Mahir bana mahcup bakışlar attıktan sonra yeniden annesine döndü. "Annem. Güzelim benim. Sen benimle bir içeri gelsene, bir şey göstereceğim." diyerek Emine teyzeyi zorla balkondan içeri soktuğunda istemsizce gülerek arkalarından baktım ve önüme döndüğüm sırada masada oturan Oğuz'u görürken ayakta kaldığımı fark ederek yanına oturdum.
"Hayırlı olsun. Abimle evleniyormuşsunuz." diyen Oğuz'a yalandan gülümsedikten sonra bunu sormanın tam zamanı olduğunu düşünerek balkon kapısını kontrol edip Oğuz'a döndüm.
"Aslında senin bu kadar mutlu olacağını tahmin etmiyordum. Benden nefret ediyor gibiydin. Şimdi ne değişti?" dediğimde Oğuz lafı dolandırmadan konuştuğum için afallayarak bana baktı ve oturduğu yerde sırtını dikleştirirken gözlerini kaçırdığında utandığını hissettim.
"Ha, sen şeyi diyorsun..." deyip ihtiyaçla ensesini kaşıdı.
"Şeyi diyorum." derken net bir şekilde devam ettiğimdeyse bakışları bana dönerken derin bir nefes verdi.
"O gün sana biraz," dediğinde tek kaşımı havaya kaldırdım. "..fazlasıyla kaba davrandım. Kusura bakma. Ama seninle alakası yoktu. Yani amacım seni değil abimi kızdırmaktı, kızdı da. Sen gittikten sonraki gün kavga ettik." diyerek sessizce konuştuğunda göz ucuyla kapıyı kontrol etmeyi de ihmal etmemişti.
"Neden? Mahir'le ne derdin vardı ki?" deyip merakla Oğuz'a yaklaştığımda bir süre bana baktıktan sonra tereddütle konuştu.
"Sana güvenebilir miyim?" diye şüpheyle sorduğunda kaşlarım çatılırken ne diyeceğini merak etmeye başlamıştım.
"Ben avukatım Oğuz. Kimsenin sırrını kimseye söylemem." derken kararlılıkla Oğuz'a baktığımda bir müddet düşündükten sonra aklına gelen şeyle gülümsedi.
"Doğru. Zaten artık yengem olduğun için sana anlatabilirim." dediğinde bu cümleyi önceden kursa gülümserdim ancak şu an mimik oynamıyordu. "Abim polislikten atıldıktan sonra bambaşka birine dönüştü. Sonra da bu cinayet meselesi çıktı. Zaten sen de biliyorsun." diye lafa giren Oğuz'un dediği duraksamama neden olurken bir süre yüzüme baktıktan sonra anlatmaya devam etti. "Neyse işte. Annem dün abimin odasında silah bulmuş, akşam eve gelince de sordu bunun sende ne işi var diye. Meğer bir senedir gizli görevdeymiş. Tabi ben bunu öğrenene kadar ona öfkeliydim. Arkadaşlarım abim katil diye benimle konuşmuyordu bile. Ama şimdi öğrendim ki hepsi görev içinmiş. Hapse girmesi, cinayet meselesi. Dün oturup anlattı işte. Hatta yakında kurtulacağım dedi. Göreve geri dönecekmiş." deyip gururla gülümseyerek arkasına yaslanan Oğuz'u dinlerken başımın döndüğünü hissettiğimde boğazıma oturan yumruyu yok etmek için zorlukla yutkundum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVCI (Avukat Kitabı Serisi)
RomanceCanını vatan uğruna feda eden, kalleş saldırılar sonucu hayatını kaybeden bütün aziz şehitlerimize saygı, sevgi ve sonsuz minnetle... 🇹🇷 - - - Bir zamanlar ormanın derinliklerinde yapayalnız yaşayan bir asker varmış. Günlerden bir gün bütün ömrü s...