Gözlerini gözlerimden bir an bile ayırmayan Mahir alnına doğrulttuğum silahın varlığını umursamazken üstüne bana doğru bir adım daha atıp namlunun alnına temas etmesini sağladığında sertçe yutkundum. Fakat soğuk kanlı olmaya çalışırken bakışlarımı zor da olsa Mahir'den ayırıp elimi ağzıma götürerek ıslık çalıp kapının önünde duran güvenlik görevlilerinden birini yanıma çağırdım ve yeniden Mahir'e döndüğüm sırada üzerine eğilip belinden silahını alırken sesini duydum.
"Mahir beyden sonra bir de köstebek olduk iyi mi?" diye mırıldanan Mahir'in sesi alaylı gelse de gergin olduğu her halinden belli olurken silahını belime taktım ve başımı çevirip başsavcıya baktığımda ellerini cebine sokmuş keyifli bir gülümsemeyle olanları izlediğini gördüm. O sırada yanımıza gelen güvenlik görevlisini fark ederek önüme döndüğümdeyse beklentiyle bana baktığını gördüm ve çenemle Mahir'i işaret ettim.
"Bu adamı al benim odama götür. Kapıyı da üzerine kilitle. Sakın kaçmasına izin verme." derken cebimden odamın anahtarlarını çıkarıp güvenliğe uzattığımda Mahir'in sinir bozukluğuyla güldüğünü duysam da ona bakmadım; bakamadım. "Mahkemeden çıktıktan sonra kendisiyle bizzat ilgileneceğim." dedim ancak o sırada omzuma değen eli hissederek kafamı çevirirken Mahir'in bakışları da aynı şekilde yan tarafıma çevrildiğinde çenesi kasılmıştı.
"Neden odanda bekletiyorsun ki? Ekiplere haber ver, gelip alsınlar şunu." diyerek Mahir'e aşağılayıcı bakışlar atan İhsan bir yandan omzumu tutmaya devam ettiğinde Mahir'in ellerini açıp kapadığını gördüm.
"Yalnız sinirlenmeye başlıyorum, haberiniz olsun." dediği sırada sesi oldukça gergin çıkan Mahir gözlerini omzumdaki ele dikmişken daha fazla sinirlenmemesi için kolumu kendime çekerek İhsan'ın elinden kurtulduğumda silahımı da indirdim.
"Sen hala ne yüzle konuşuyorsun ya? Hiç mi utanmıyorsun? Bir de polis çocuğu olacaksın. Vatan haini!" diyen İhsan'ın dediği gözlerimi büyütmeme neden olurken Mahir ise adama öyle bir baktı ki yalnızca bakışlarıyla bile onu öldürebileceğini düşündüm. "Sen de ne bekliyorsun hala? Duymadın mı savcının dediğini? Tak kelepçeyi götür şu iti." diyerek güvenlik görevlisini azarladığındaysa Mahir'in sabrı taşarken göz ucuyla bana baktı ve bakışlarıyla adeta özür diledikten sonra hiç beklemediği bir anda başsavcının yüzüne sert bir yumruk geçirdi.
"Mahir!" diye bağırırken silahımı hızlıca belime taktım ve kollarını tutup önüne geçtiğim sırada güvenlik görevlisi de başsavcının önüne geçti.
"Babamdan bahsederken iki kere düşüneceksin. Duydun mu lan beni? Bir daha da o pis ellerinle Yıldız'a dokunursan seni parçalarım. Uzak duracaksın ondan." diyerek işaret parmağını sallayan Mahir'in gözleri öfkeyle parlarken başsavcıya doğru yürüdüğünde onu zor zapt ediyordum fakat Mahir bunu fark ettiği gibi kendini serbest bırakıp ellerini havaya kaldırarak geriye adımladı ve sakince bana baktığında ben de geriye çekildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVCI (Avukat Kitabı Serisi)
RomanceCanını vatan uğruna feda eden, kalleş saldırılar sonucu hayatını kaybeden bütün aziz şehitlerimize saygı, sevgi ve sonsuz minnetle... 🇹🇷 - - - Bir zamanlar ormanın derinliklerinde yapayalnız yaşayan bir asker varmış. Günlerden bir gün bütün ömrü s...