Yazarın anlatımıyla:
"Bu yaptığınla operasyonu ne kadar büyük bir tehlikeye attığının farkında mısın? Bu nasıl bir vurdumduymazlık oğlum!" diye bağırdı Akif Müdür. Karşısında oturan adama fazlasıyla öfkeliydi. En güvendiği adamından böyle bir amatörlük yapmasını beklememişti.
"Ama müdürü-"
"Aması maması yok Mahir. Ülkenin en saygın iş adamına kafa atmak ne demek? Kendini ifşa etmeye mi çalışıyorsun? Bu olay televizyona düşerse ne yapacağız?"
"O da damarıma basmasaydı o zaman." diye sessizce söylense de bir yandan kendine hakim olamadığı için mahcup hissediyordu. Çünkü dün gece hiç yapmaması gereken bir şey yapmış, bir sivile vurmuştu.
"Ben anlamam. Böyle bir olay bir daha yaşanmayacak o kadar. Ya işini adam gibi yaparsın ya da sen bırakırsın başkaları yapar. Teşkilatta adam çok." diyerek restini çektiğinde Mahir verecek cevabı olmadığı için başını öne eğdi. Bu operasyona dahil olmak için verdiği çabalar bir bir gözünün önünden geçerken aklına dün gece bile isteye yediği dayak geldiğindeyse karnına giren sancıyı hissederek nefesini tuttu. Fakat amacına ulaşmak istiyorsa bu yolda emin adımlarla ilerlemek zorundaydı. Kendinden emin bir şekilde başını dikleştirdi.
"Bir daha yaşanmayacağına emin olabilirsiniz müdürüm." dedikten sonra gözlerini kaçırmadan Akif Müdür'e baktığında gözlerindeki kararlılığı göstermeye çalışıyordu. Müdür keskin bakışlarıyla Mahir'i tarttıktan sonra derin bir nefes verdi. Ardından önündeki dosyaları inceleyerek konuştu.
"Yıldız'la aranız nasıl?" diye soran müdüre Mahir ne cevap vereceğini bilemeyerek baktı. Olayların buralara geleceğini hiç tahmin etmemişti. O sırada gözünün önüne gelen Yıldız'ın yüzü aklını bulandırırken gözlerini bir kaç kez kırptıktan sonra boğazını temizleyip cevap verdi.
"Gayet iyi müdürüm. Her şey planladığımız gibi ilerliyor." dediğinde görevini doğru yaptığı için sevinmesi gerekirken içinde bir yerlerde onu huzursuz eden hisse engel olamıyordu.
"Bunun bir görev olduğunu hatırlatmama gerek yoktur herhalde?" diye sorduğunda Mahir başını sallayarak onu onayladıktan sonra Akif Müdür konuşmaya devam etti. "Savcıyla konuşup durumunu haber verdim. Göze batmasın diye birkaç saat nezarette durup çıkacaksın. Ondan sonra operasyona devam. Mahir, son kez söylüyorum-"
"Bir daha tekrarlanmayacak müdürüm. Bana güvenebilirsiniz." diye araya girdikten sonra müdürün verdiği komut ile ayağa kalktı ve baş selamı verip hızlı adımlarla odadan çıktı genç adam. Kapının önünde onu bekleyen polislere kelepçe takmaları için bileklerini uzattığı sırada aklı ile kalbi arasındaki savaşın başladığını hissedebiliyordu. Kollarından tutulup nezarete götürülürken aklında tek bir düşünce vardı. Ya da tek bir kişi.
~*~
Yıldız'ın anlatımıyla:
"Memur bey yaklaşık bir saattir bekliyorum. Bu kadar uzun sürmesi normal değil. Bir sorun mu var acaba?" diye merakla sorduğumda masa başındaki memur yorgun bir nefes verdi.
"Hanımefendi daha önce de söyledim. Savcının kararı bu yönde. Kendisi şu an müvekkilinizle görüşüyor. O çıktıktan sonra sizi alacağım." dediğinde başımı sallayarak önüme dönerken sabırsızca etrafa baktım. Saatlerdir karakolda oradan oraya koşturuyor ancak bir türlü Mahir'le görüşemiyordum. Dünkü olay yüzünden sürecin bu kadar uzun sürmesi akıl karı değildi. Oturduğum yerde kendimi sakinleştirmek adına parmaklarımı çıtlatırken duyduğum kapı açılma sesi ile kendimi ayakta buldum. İçeriden çıkan takım elbiseli adam, savcı olsa gerek, kapıdaki polis memuruna bir şey dedikten sonra arkasını dönüp giderken bana yaklaşan memura doğru hızla yürüdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVCI (Avukat Kitabı Serisi)
RomanceCanını vatan uğruna feda eden, kalleş saldırılar sonucu hayatını kaybeden bütün aziz şehitlerimize saygı, sevgi ve sonsuz minnetle... 🇹🇷 - - - Bir zamanlar ormanın derinliklerinde yapayalnız yaşayan bir asker varmış. Günlerden bir gün bütün ömrü s...