Yıldız'ın Anlatımıyla:
Yüzüme vuran güneş ışığı gözlerimi açmama neden olurken duyduğum nefes sesleriyle birlikte kafamı çevirdim ve yanı başımda uyuyan Mahir'i gördüm. Saçları dağılmış, başımın altındaki kolu büyük ihtimal uyuşmuştu. Yüzüne uzun uzun baktığımda gözaltlarının çöktüğünü ancak teninin bir nebze normale döndüğünü fark ettim; son gördüğümde bembeyazdı. O sırada gözünden akan bir damla yaş yastığa damlarken kaşlarımı çattığımda elim istemsizce yüzüne uzansa da bunu yapamayacağımı anlayarak geri çektim.
Günlerdir yerimden kalkamadan yattığım için sırtım ve bacaklarım ağrımaya başlamıştı, bu yüzden sessizce ayaklarımı yere indirip yataktan kalktığımda ilk başta dengemi sağlayamadım. Ardından pencerenin önüne gelip perdeyi aralayarak dışarı baktığımda gökyüzüne bakmasam da yere yansıyan ışıktan havanın güneşli olduğunu anladım. Günlerdir kapalı olmasına rağmen bugün açık olması güzeldi. Güneşli havaları seviyordum.
Arkamı dönüp Mahir'e baktığımda hala uyuyor olduğunu görerek kapıya doğru ilerledim ve sessizce kapıyı açıp dışarı çıktığımda su içmek için mutfağa ilerledim. O sırada salonun önünden geçerken gördüğüm şey ise duraksamama neden oldu. Asya dizlerini kendine çekerek kanepeye kıvrılmıştı ve üzerinde Adem'in montu örtülüydü. Adem ise kanepenin hemen yanındaki koltukta kollarını göğsünde birleştirmiş uyuyordu. Günlerdir benim yüzümden onlar da yorgun düşmüştü.
Yüzümdeki tebessümle onları izlerken bir anda zil çaldığında Adem anında uyanarak gözünü açarken Asya hala uyuyordu. Benimle göz göze gelen Adem bana baktıktan sonra göz ucuyla Asya'ya baktığında hayranlıkla gülümsedi ve hızlıca toparlanarak ayağa kalktı. O sırada kapı tekrar çaldığındaysa bu defa Asya da uyanırken kapıya doğru ilerliyordum ki Adem son anda kolumdan tuttu. Elinin biri belinde dururken silahını tuttuğunu anladığımdaysa kapının deliğinden baktıktan sonra kaşlarını çatarak bana döndü.
"Pizza mı söyledin?" diye sessizce sorduğunda hayır anlamında kafamı sallarken Adem'in kaşları daha çok çatıldı. Yanından geçerek kapıya ilerlerken delikten baktığımda uzun boylu, başında pizzacı şapkası olan bir adam gördüm.
"Kim o?" deyip adama seslendiğimde başta ses gelmezken adamın kapı deliğine baktığını gördüğümde istemsizce geri çekildim.
"Yıldız Aslan siz misiniz?" diyen adamın sesi arkamı dönmeme neden olurken beklentiyle Adem'e baktığım sırada Mahir'in de yanımıza gelmekte olduğunu gördüm; bir yandan gözlerini ovuşturarak ayılmaya çalışıyordu.
"Ne oluyor? Kimmiş gelen?" diye soran Mahir merakla bize bakarken Adem parmağını dudağına bastırarak sessiz olmasını istedi. Mahir anlamayarak kaşlarını çattığındaysa Adem bana döndü ve kafasını sallayarak konuşmamı söyledi.
"Evet benim. Siz kimsiniz?" dediğimde tekrar delikten baktım ve adamın elindeki pizza kutusundan bir not çıkardığını gördüm. Derken kağıdı bir anda deliği kapatacak şekilde kapıya astığındaysa korkuyla geriye çekildim ve aynı zamanda Mahir'in elini kolumda hissederek arkama döndüm. Merakla bana baktığı sırada gelen adım seslerinden anladığımız kadarıyla adam aşağı iniyordu. Adamın gitmesiyle Adem anında kapıyı açıp peşinden giderken bense deliğin üzerine asılan kağıdı alıp içeri girdim.
Kağıtta yazanlara baktıktan sonra bakışlarım direkt olarak Mahir'i bulduğunda beklentiyle bana bakıyordu. Gözlerimin dolduğunu gördüğündeyse kaşları çatılırken bana doğru yürüdükten sonra yüzümü tuttuğunda bir yandan da elimdeki kağıda baktı.
"Yıldız ne yazıyor kağıtta? Ve Adem nereye gitti?" deyip merakla soran Asya beklentiyle bize bakarken bakışlarım hala Mahir'in üzerindeydi ancak o kaşlarını çatmış kağıtta yazanları okuyordu. Asya olan biteni henüz bilmediği için başta sessiz kalsam da cevapsız bırakmak istemedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVCI (Avukat Kitabı Serisi)
RomanceCanını vatan uğruna feda eden, kalleş saldırılar sonucu hayatını kaybeden bütün aziz şehitlerimize saygı, sevgi ve sonsuz minnetle... 🇹🇷 - - - Bir zamanlar ormanın derinliklerinde yapayalnız yaşayan bir asker varmış. Günlerden bir gün bütün ömrü s...