13.Bölüm : Vicdan Azabı

3.6K 200 31
                                    

Heyecandan ellerim titrerken boşluğa bakıyordum ki kolumda bir el hissederek kafamı çevirdiğimde Mahir'e döndüm. Dakikalardır sessizce beni izliyordu ancak sabrının sonuna gelmiş gibiydi.

"Yıldız hatırladığın şeyi bana da anlatacak mısın?" diye sorup beklentiyle bana bakarken kafamı sallayarak heyecanla anlatmaya başladım.

"Az önce sana dedim ya, masal anlat ama içinde biz de olalım diye." dediğimde Mahir dikkatli bir şekilde beni dinlerken hızlıca başını sallayınca devam ettim. "Oradan hatırladım. Çünkü babamın anlattığı masal da öyleydi. İçinde biz vardık ve benim en sevdiğim masal oydu. Hatta düşünüyorum da, vurulmadan önceki gece bana o masalı anlatmıştı." diyerek elimi çeneme koyup düşüncelere daldım.

"Güzelim masalı anlatacak mısın yoksa meraktan çatlayayım mı?" deyip sabırsızca bana bakan Mahir'e hafifçe gülümsedim ve derin bir nefes verip masalı anlatmaya başladım.

"Masalda babam çok güçlü bir kraldı. Ben de prensestim. Ordusuyla savaşlara gittiğini anlatırdı. Bütün düşmanları öldürdüğünü. Sonra masalın ortasında kral savaşta ölüyordu. Ben de öldü sanıp çok üzülüyordum. Ama masalın sonunda babam, yani kral geri geliyordu. Çünkü aslında ölm-" diye anlatırken fark ettiğim detayla kaşlarım çatıldı. "Aslında ölmemişti. Hepsi düşmanlarımızı tuzağa çekmek için numaraydı." dedikten sonra şok içinde Mahir'e döndüğümde Mahir soğuk kanlı bir şekilde bana baktı.

"Yani bu baban ölmemiş olabilir mi demek?" dediğinde aklımdan geçenleri sesli bir şekilde dile getirmesi tüylerimi diken diken etmişti. Korkuyla gözlerimi büyütürken gözlerimi etrafta gezdirdim. Aklıma gelen düşüncelere inanamıyordum.

"Ama bu imkansız. Babam gözlerimin önünde vuruldu. Ölmüştü."

"Belki de öyle görünmek istedi. Tıpkı masaldaki gibi. Babanın sana yazdığı mektubu hatırlasana Yıldız. Sen çocukken yazılmış ama öleceğini biliyor gibi bir üslubu yok muydu sence de?" diyen Mahir'e merakla döndüğümde dediklerine kulak verdim. "Beni özlediğini biliyorum ama annen sana bakar. Sana anlattığım masalı hatırla ve sakın unutma. Bu mektubu kimseye gösterme. Bu dedikleri sence de çok ilginç değil mi? Sanki ben ölmedim ama bunu sadece sen bil demeye çalışıyor gibi. Bu mektupla da sana ipucu vermiş olamaz mı?" dediğinde Mahir'in dediği her şey kulağa mantıklı gelmişti. Bir süre ikimiz de sessizce düşündükten sonra başımı kaldırıp Mahir'e baktım.

"Yani şimdi babam yaşıyor mu? Mahir bu gerçek olabilir mi?" diye umutla sorduğumda Mahir tepki vermeden bana baktı. Gözlerine daha önce görmediğim bir duygu otururken içerisinde nedense pişmanlık da görmüştüm fakat bu çok kısa sürdü ve bakışlarıyla bana güven verirken uzanıp iki elimi birden tuttu.

"Bilmiyorum güzelim. Ama birlikte öğreneceğiz ve ben ne olursa olsun burada olacağım. Güven bana.."

~*~

Dün geceden beri içim kıpır kıpırdı. Bir yandan da boşa umutlanmaktan ya da işin sonunda üzülmekten korkuyordum. Ancak kendimi umut etmekten ve düşünmekten alıkoyamıyordum. Babam ölmemiş olabilir miydi? Mektupta bana bunu mu anlatmaya çalışmıştı? Hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı ve dünden beri mektubu kaç defa okuduğumu saymazken her bir kelimeyi dikkatle inceliyordum. Filmlerde olduğu gibi akrostiş bile aramıştım ancak bir sonuç elde edememiştim. O sırada telefonumun ekranını açıp saate bakarken Mahir'den hiç mesaj gelmediğini fark ederek merak edip rehbere girdim. Fakat araba kullanıyor olacağını düşünerek aramaktan vazgeçtiğimde telefonu kapadım. Derken o anda telefon titrediğinde merakla telefona uzandım ve arayan numarayı görerek heyecanlandım. O gün mezarlıkta bana mektup veren adamın peşindeydim ve onu bulmak için ulaşabildiğim her yere ulaşmıştım. Telefonu hızla açıp kulağıma götürdüm.

SAVCI (Avukat Kitabı Serisi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin