Yanan bir ateşin sesini dinlemeyi severdim. Huzurlu bir sesmiş gibi gelirdi. Aynı zamanda yanan bir odunun kokusunu da severdim. Fakat bu gece yaşananlar, her ateş gördüğümde canımı yakacak bir anı olarak hafızama kazınmıştı.
Mahalleyi dolduran dumanların eşliğinde gelen çatırtı sesleri kulağımı tırmalıyordu. O sırada gözlerimi zorlukla açık tutarken etrafa baktım ve kimsenin olmadığını görerek bir an sevindim. Çünkü genelde rüyalarımda böyle olurdu, kötü bir şey yaşadığım zaman etrafıma bakardım ve kimsenin olmadığını görerek rüyada olduğumu anlardım. Rüyada mıydım?
Bu bir kabustu.
Başımda hissettiğim ağrı nedeniyle başım dönerken sarsak adımlarla ilerlediğimde sis bulutunun içinde bir karaltı görerek adımlarımı o yöne ilerlettim ve yaklaştıkça onun kim olduğunu gördüm. Dizlerinin üzerinde yere çökmüş öylece oturan adam Mahir'di ve hareket bile etmeden yanan arabayı izliyordu. O sırada uzaktan gelen siren seslerini duyarak etrafa baksam da bir şey göremediğimde Mahir'in yanına doğru ilerledim ve elimi omzuna koydum. Tepki vermedi, belki hissetmedi bile. Beni görebileceği şekilde karşısına otururken gözlerinin içine baktığımdaysa göz bebeklerinden bile yanan arabayı görebiliyordum. Canımın en derinden yandığını hissederken gözyaşları içinde Mahir'e baktım ancak o ağlamıyordu bile.
"Mahir.." deyip titrek bir sesle ona seslendiğimde beni duymadı ve tam karşısına bakmaya devam etti. Kucağında duran ellerine baktığımda serbest bir şekilde bacağının üzerinde durduğunu ama parmaklarının istemsizce kımıldadığını gördüm. Şok geçiriyor olmalıydı. "Mahir, beni duyuyor musun?" diyerek seslensem de beni yine duymadı. O sırada siren sesleri daha yakından duyulurken dumanların içinden bize doğru gelen itfaiyeyi gördüm ve aynı zamanda diğer taraftan bize doğru koşan insanları görerek dönüp Mahir'e baktım. Ardından dizlerimin üzerinde durup onu insanlardan korumak istercesine başını göğsüme yasladığımda bir elimle kulaklarını bir elimle gözlerini kapadım ve sessizce ağlamaya başladım. Ancak Mahir buna bile tepki vermedi ve o an tenindeki soğukluk bana ölümü anımsattı.
"Yetişemedim.." diye mırıldanan Mahir'in sesini duyarak başımı eğip onu dinledim. "Kurtaramadım.." dediğinde sesi öylesine sakin geliyordu ki korkmaya başlamıştım. Ellerimi gözünden çekerken tam karşısına geçip gözlerinin içine baktığımda arabayla olan görüş açısını kendimle kapattım.
"Sevgilim, beni duyuyor musun?" derken bakışları yavaş yavaş gözlerime tırmandığında ellerimle yüzünü tuttum. Teni gitgide daha da soğuyordu.
"Annem," deyip bir anda oturduğu yerden ayağa kalktığında hızlıca ben de kalktım. "..kardeşim orada. İçeride." dedikten sonra yanan arabaya doğru yürümeye başladığında kollarını tutup engel olmaya çalıştım fakat o kadar kuvvetliydi ki gücüm yetmedi. O sırada bize doğru koşan Adem'in adımları daha da hızlanırken hızlıca yanımıza gelip Mahir'in kollarını tuttu.
"Mahir dur." diyerek kollarından tutup arabadan uzaklaştırsa da Mahir inatla yürümeye çalışıyordu ve o kadar güçlüydü ki Adem bile onu zor tutuyordu. Asya ise gelinliğine rağmen koşarak bize doğru geldi ve yanan arabaya baktığında elini ağzına kapatıp ağlamaya başladı. O an yaşadığım andan soyutlanmak istedim. Bu kadar acı, bu kadar kötülük, bu kadar ölüm fazlaydı. Çok çok fazla.
"Adem bırak! Annemler içeride!" diye bağıran Mahir'in acıyla haykıran sesi mahallede yankılanırken Adem'in ellerinden kurtulmaya çalışıyordu. Derken bir anda bütün gücü tükenip Adem'in kollarında yere yığıldığındaysa korkuyla gözlerimi büyüttüm ve koşarak yanlarına gittim. Adem Mahir'i tutarak yere düşmesini engellerken yavaş yavaş yere oturttuğunda Mahir'in yanında yere çöktüm. "Yalvarırım bırakın beni. Orası çok sıcak. Oğuz sıcağı sevmez.." diyerek sayıklamaya devam eden Mahir'in yüzüne elimi koyduğum an teninin bu kadar soğuk olması ellerimin titremesine neden olurken Mahir'e sarılarak ağlamaya başladım ve o sırada mahalleyi inleten siren sesleriyle benim sesim birbirine girdi. Ambulans, itfaiye, polis. Herkes buradaydı. Birkaç metre ötemde cayır cayır yanan bir araba, mahalleyi kaplayan yoğun bir duman, ağlayan insanlar, burnuma dolan o koku..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVCI (Avukat Kitabı Serisi)
RomanceCanını vatan uğruna feda eden, kalleş saldırılar sonucu hayatını kaybeden bütün aziz şehitlerimize saygı, sevgi ve sonsuz minnetle... 🇹🇷 - - - Bir zamanlar ormanın derinliklerinde yapayalnız yaşayan bir asker varmış. Günlerden bir gün bütün ömrü s...