Yıldız'ın Anlatımıyla:
Kulağıma gelen çocuk kahkahalarını dinlerken istemsizce ben de güldüğümde sesli bir iç çektim ve o sırada bacağıma bir şey çarptığında başımı eğdiğim gibi küçük bir çocuk gördüm. Siyah saçlı, üç dört yaşlarında bir erkek çocuğu bacağıma sımsıkı sarılırken üzerimdeki beyaz elbiseyi yeni fark etmiştim.
"Yalvarırım bırakma beni.." diyen çocuğun sesi ağlamaklı gelirken şefkatle gülümsedim ve olduğum yerde eğilerek hizasına gelirken çenesini tutup yüzüne baktım. Siyah gözleri bana birini anımsatsa da hatırlayamazken saçlarını okşamaya başladığımda çocuk bacağımı bıraktı ve elini saçlarıma uzatıp yavaşça okşadı.
"Neden ağlıyorsun bakayım?" diyerek yumuşak bir sesle konuşurken küçük çocuğun gözleri dolduğunda merakla ona baktım.
"Herkes beni bıraktı gitti. Bir tek sen kaldın. Bari sen bırakma." dediği sırada gözünden yaşlar akmaya başladı lakin kalbim bunu izlemeye dayanamazken nazikçe çocuğu kendime çekip sarıldım ve saçlarını okşayarak onu sakinleştirmeye çalıştım. O sırada etrafa göz atma fırsatı bulurken bir lunaparkın ortasında olduğumuzu ve etrafta koşuşturan çocukları gördüğümde tebessüm ettim. Ardından saçını okşadığım çocuğun saçlarına bir öpücük bıraktım.
"Merak etme. Seni asla bırakmayacağım." dedikten sonra geri çekilip yüzündeki yaşları silerken şefkatle gülümseyip siyah saçlarını okşadım ve yumuşacık duran yanağını sevdim. "Benim adım Yıldız. Senin adın ne bakalım?" dedim ve o sırada kulağıma gelen kurşun sesini duyduğum anda karşımdaki çocuk ortadan kaybolduğunda çöktüğüm yerden yavaşça ayağa kalktım. Ardından etrafta oynayan çocuklar ve kahkahaları bir anda yok olurken eş zamanlı olarak lunaparkın oyuncaklarından gelen ışıklar da söndüğünde koskoca lunaparkta, karanlığın ortasında yapayalnız kaldığımı fark ettim. Korkuyla etrafa bakarken birkaç metre ötemde sırt üstü yerde yatan bedeni gördüğümdeyse sarsak adımlarla ona doğru ilerledim ve kanlar içinde yerde yatan Mahir'i gördüğüm gibi kalbimde korkunç bir ağrı baş gösterirken acı bir çığlık attım.
"Mahir.. Hayır. Hayır." diye sayıklarken yattığım yerde sıçrayarak uyanıp gözlerimi açtım ve o esnada çalan telefonu işittiğimde komidinden aldığım gibi açıp kulağıma götürdüm.
"Yıldız sakın bana yeni uyandım deme. Saat sekiz buçuk." diyerek telaşla konuşan Mahir'in sesi uykumun açılmasına neden olurken yattığım yerde doğrulup gözümü ovuşturdum.
"Sana da günaydın." deyip hızlıca ayağa kalktığım sırada dolabımın kapağını açarken dün gece giymeye karar verdiğim mor elbiseyi çıkardım ve yatağın üzerine attıktan sonra dolabın altındaki beyaz topuklularımı da çıkarıp dışarı koydum.
"Al işte. Sese bak, kesin yeni uyanmışsın." diyen Mahir'in isyankar sesi istemsizce gülmeme neden oldu. "Hiç gülme Yıldız. Bir saattir arabada seni bekliyorum. Kornaya basa basa mahalleliyi başıma topladım. Biraz daha gelmezsen sapık damgası yiyerek linç edileceğim." dediğinde pencerenin önüne gelerek perdeyi araladım ve kapının önündeki arabaya bakıp keyifle güldüm.
"Alarmı duymamışım ne yapayım? Biraz daha bekle. Hemen hazırlanıp geliyorum."
"Ohoo, yandık o zaman. Ne yapsam? Sen gelene kadar operasyona falan mı gitsem ben? Anca gelirsin sen de." dediğindeyse bu defa kahkaha attım.
"Yalnız ben sizin bildiğiniz kızlardan değilim Mahir bey. En fazla on dakika sonra yanınızdayım."
"Öyle mi Yıldız hanım? O zaman çabuk gelirseniz sevinirim. Burada sizi özleyen bir beyefendi var ve kollarını açmış sizi bekliyor." dedikten sonra ikimiz de güldüğümüzde telefonu kapatıp masaya bıraktım ve büyük konuştuğumu fark ederek hızlı adımlarla lavaboya gittim. Ardından çıkar çıkmaz koşar adımlarla odama girerken pijamalarımı çıkardığım gibi elbisemi giydim ve topuklu ayakkabılarımı elime aldım. Koluma taktığım saate göz ucuyla bakarken üç dakikam kaldığını fark ettiğimdeyse makyajımı yolda yapmaya karar vererek çantamı hazırlayıp odadan çıktım ve portmantodan aldığım beyaz kabanı elime alarak kapıya çıktım. Kapıyı kilitledikten sonra ayakkabılarımı giyip koşar adımlarla aşağı indim. Apartmandan çıktıktan sonra karşı binanın önündeki arabasına yaslanmış beni bekleyen Mahir'i gördüğümdeyse adımlarım yavaşlarken nefes nefese yanına yürüdüm ve gözlerini büyütmüş bana baktığında telaşla kolumdaki saate baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVCI (Avukat Kitabı Serisi)
RomanceCanını vatan uğruna feda eden, kalleş saldırılar sonucu hayatını kaybeden bütün aziz şehitlerimize saygı, sevgi ve sonsuz minnetle... 🇹🇷 - - - Bir zamanlar ormanın derinliklerinde yapayalnız yaşayan bir asker varmış. Günlerden bir gün bütün ömrü s...