Five'nın kucağında academy'nin salonuna ışınlandık bir süre etrafı inceledim özlemiş miydim burayı ? bu olaydan önce evet ama şu bunu istemiyorum burada kalmak , Five boğuk sesiyle bağırmaya başladı.
Five: Anne ! Anne.. yardım et.
Gözlerim ağırlaşıyordu zaten, kıpırdayamıyordum bile vücudumun her yerindeki morluklar Five'ın bedenine değdiği her saniye canım yanıyordu gözlerimden dökülen acı göz yaşları beni yine güçsüz kılıyordu Five kafasını eğdi ve gözlerime baktı en derinliklerine , pişman mıydı ? kendini mi suçluyordu bu gözleri ne anlatıyordu bana. Sırtım sıcak ve yumuşak yatakla birleştiğinde ağrılarımı bir an olsun unuttum.
Grace: Tatlım bana bak , beni görüyor musun ? sesimi duyuyor musun ? adını hatırlıyor musun ?
Hiç bir sorusuna cevap vermeden sadece baktım ,gözlerimi kapattım derin bir nefes aldım tekrar açtım Five çatık kaşlarıyla yanıma doğru hareket etti.
Five: Darla konuşmalısın , beni duyuyor musun ? lütfen
Five Grace'e döndü sinirli ses tonuyla bağırmaya başladı.
Five: Anne bir şey yap , neden cevap vermiyor , duymuyor mu bizi.
Darla: Beni bıraktınız...
Yutkundum zorla da olsa konuşabilmiştim.
Five: Darla
Five arkasını döndü tekrar yanıma geldi dağılmış saçlarımı ellerinin arasına aldı yüzüm ellerinin arasında göz yaşlarımı sildi baş parmağıyla. Tekrar gözlerine baktım bu sefer gözleri hüznü anlatıyordu bana.
Five: Özür dilerim , özür dilerim , özür dilerim...
Defalarca özür diliyordu kapı birden açılınca bakışlarımı kapıya diktim.
Diego: Darla!!
Diego'nun arkasından Allison'da girdi.
Allison: Bu sesl- Darla!
Onları gördüğüm an kalbim öyle hızlı atmaya başladı ki ama dayanamıyordum direnemiyordum artık nefes alamıyordum, bana doğru koşan kardeşlerimin bağrışları adımları hepsi ağır çekimdeydi sanki gözlerim bir perde gibi kapanıyordu.
*******
hissettiğim acıyla gözlerimi açtım. çıkmayan sessimle "su" diye mırıldandım. karşımda duran kalabalığa baktım hepsi endişeli yüzleriyle bana bakıyorlardı Five ışınlandı ve saniyesinde elinde ki suyla döndü kendimi hafif doğrulttum suyu içtim en son ne zaman yemek yemiştim ya da ne zaman su içmiştim ? koluma bağlı olan serumu kolumdan koparttım hepsi şaşkın yüz ifadesiyle bana bakıyordu .
Five: Darla ne yapıyorsun.
Yataktan iyice doğruldum ayaklarımı çevirdim ve zemine yerleştirdim. Ayağa kalktığımda hafif başım döndü kafamı tuttum Five hemen yanımda belirdi.
Five: Ne halt ediyorsun , yat şuraya
Darla: Bana emir veremezsin.
Five: Emir vermiyorum seni düşünüyorum
Sinirden güçlü bir kahkaha attım delirdiğimi falan düşünüyorlardır herhalde.
Darla: Beni düşünüyordun öylemi , beni orda yalnız bıraktığında da beni mi düşünüyordun ? hiç bir şey söylemeden burada kal dediğinde de beni mi düşünüyordun ?
Hiç bir şey söyleyemedi ağzını açıp tek kelime edemedi. kafamı diğerlerine çevirdim.
Darla: Ya siz.
Klaus: Darla biz.
Darla : Siz ne !siz ne klaus siz ne !? , bir kere aklınıza geldim mi bir kere çıkıp aradınız mı beni.
Diego: Darla biz bilmiyorduk, babam görevde olduğunu söyledi
Darla: Sizde inandınız.
Vanya: Hayır Darla yine de seni görmek istedik aradık sonra
Bir anda sustu yüzünde ki ifade garipti sinirli ses tonumla konuştum.
Darla: Sonra...
Luther: Darla dinlenmen gerekiyor bunları sonra konuşuruz.
Darla: Sonra falan konuşmayacağız, yoruldum anlıyor musunuz yoruldum ,yeter artık bir şeyler saklamanızdan sıkıldım her şeyi şimdi anlatacaksınız !!
Bağırmaktan sesim kısılıyordu.
Five: Her şeyi ben yaptım onların bir suçu yok , senin görevde olduğunu ve iyi olduğunu söyledim , onlarında içi rahatladı artık sorgulamadılar.
Darla: Bunu neden yaptın Five...
sesimde kırgınlık vardı orada olmak istemiyordum bunu bile bile neden yaptı, anlamıyorum
Five: Görev , b-babam
Daha fazla konuşmasına izin vermedim.
Darla: Siktirin gidin
Vanya'yı önümden ittirerek kapıya doğru yol aldım
Allison: Darla dur
Dinlemeden odadan çıktım merdivenlerden indim bu evde bir dakika daha durmak istemiyordum kapıyı açıp çıkacağım sırada Five geçti önüme
Five: Darla dur.... lütfen
omuzlarımdan tuttu bir anlık acıyla yüzümü buruşturdum morluklar her yerdeydi. Onu iteceğim sırada o sesi duydum babamın sesi arkamı döndüm merdivenlerin orada başı dik bir şekide duruyordu.
Reginald: 8 numara !
Darla: BENİM......ADIM......DARLA !!!
Reginald: Odama !
Darla: Gelmiyorum bu evden de gidiyorum , se nasıl bir adamsın ya ne halde olduğumu görmüyor musun , yeni bir görev vermek için mi çağırıyorsun ama biliyor musun artık kullandırmayacağım kendimi sana size. Neden yaptın bunu bana neden bu koca görev neden benim omuzlarımdaydı neden sadece ben acı çekiyorum
gözüm merdivenlerden koşarak inen kardeşlerime kaydı, tabi kardeş denirse.
Darla: Ben kaç gündür ne haldeyim biliyor musun ? biliyor musunuz ? o herifin bana ne yaptığını, ben yine de tuttum kendimi çünkü Five dedi burada kalman gerekiyor dedi , nedenini söylemeden dinledim onu kaldım orada ama acı çekiyordum gelmek istiyordum sizi istiyordum sonradan fark ettim ölümün eşiğindeyken ben tek başıma savaşıyorum dedim yalnızım bu yolda kardeşlerim yok bundan sonra da olmasınlar.
Vanya: Darla...
Hepsinin dolmuş gözlerine baktım sıktım kendimi ağlamak istemiyordum arkamı döndüm Five'ı geçerek kapıya yöneldim açacağım sırada büyük bir gürültüyle kapı çaldı. Hızla açtım kapıyı karşımda gördüğüm kişi beni şok etti.
*oy+yorum*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Umberella Academy
General FictionReginald Hargreeves çoçuklar henünz 8 yaşındayken academiye yeni bir numara getirdi ,kızın trajik geçmişi onun utangaç , içine kapanık bir kişilik yapıyor. Karedeşleri tarafından dışlanan kız bu koca academy de yalnız başına.