Sarmaşık

16. Bölüm

Konser bittiğin de bir değişiklik yaparak hep beraber sahile gelmiştik. Merihle sürekli olarak geldiğimiz sahile, can çikolatalı sütünü içerek denizi izliyordu. Gülerek can'ın omzuna başımı koydum.
"Can, olaylardan bir türlü konuşamadık. Peri ne dedi? "
Konu herkesin ilgisini çekmiş olacak ki merakla can'a baktılar.
"Valla yavru tavşanım beni bilirsin, cıvıklık, vıcıklık hiç yani ben de ne arar. Ağır abiyim ben."
Yüzümü buruşturarak alayla başımı salladım. Acar can'ın ensesine tokat atıp gözlerini devirdi.

"Yürü git lan, cıvık herif. Ağır abiyim diyor bir de."
"Can doğruları anlat kardeşim."
Yine en sakin tepkiyi veren merih olmuştu.
"Tamam ya! Ne bozuyorsun hemen acarcım!Komikliğimizi de kıskanmasın kimse bu hayatta!!"
Can'a koca bir göz deviriyoruz...hâlâ ağır abi gibi davranmaya çalışıyordu.
"Can."
Uyarırcasına çıkan sesimle pes ederek omzularını düşürdü.
"Öf konuştum işte ciddi ciddi, sonra bana güldü düşüneceğim dedi." Aptal aptal sırıtarak çikolatalı sütüne sarıldı. Vay be.

"Ben biliyordum zaten. Bu mal cıvık cıvık davranmasa kız ona şans verir, hıyarla tuz olalım ne demekse, salak herif. "
Acar huysuzca can'a söverken merihle birlikte gülerek onları izliyorduk.
"Kıskanma acarcım, senin manitan yok diye kıskanıyorsun değil mi!"
Sanki senin manitan var can..

"Allah korusun! Bekarlık sultanlıktır, ayrıca peri daha sana bir şey dememiş hemen gelin güvey olma."
Çikolatalı sütünü ağzından çekerek sırıtıp göz kırptı.
"Şey olayım o zaman, gelinle damat."
Can kendi kendine kahkaha atarken sessizce dediğini algılamaya çalıştım. Bu...berbattı.
"Ulan biz bununla niye arkadaşız çok merak ediyorum, rezil herif!!"
Merih sinirle konuşurken gözlerim biçimli kaşları ve kapkara gözlerine gitti. İç çekerek gözlerimi kaçırırken acar'ın bakışlarına yakalandım. Gülerek kaşlarını kaldırdığın da omuz silktim.

"Siz bensiz yapamazsınız bir kere, bu grubun neşesi, herşeyi, birtanesi, bebeği benim!"
Kendini överek göğsünü kabartırken çaktırmadan cebinde ki sütlerden yürüterek içmeye başladım. Hâlâ fark etmemişti ne de olsa.
"Oğlum sen bu grubun işe yaramazı, malı, gereksizisin bunu bir kabul et artık!"
Can sinirle gözlerini acar'a çevirecekken elimde ki çikolatalı sütü görmesiyle korkuyla gözleri büyütüp eliyle kalbini tuttu.

"Yavru tavşanım! O benim sütüm mü!! Allahım kalp krizi geçiriyorum help me!!"
Çevremizdekiler can'ın bağırmasıyla bize bakarken acar sinirle can'ın ağzını kapattı.
"Sus lan sus, rezil kepaze!"
Dudaklarımı büzerek merihin arkasına geçip çenemi omzuna yasladım.
"Ama can yanın da bir sürü var, birtane içtim sadece."
"Kız yolarım seni, yavru tavşanım dedim bağrıma bastım koynum da yılan beslemişim yılan! Çabuk sütümü ver!!"

Dibin de kalan sütü hızlıca içip boş kutuyu can'ın kafasına attım.
"Al iç!"
"Lan! Döverim seni can, eve gider bütün sütlerini gözünün önün de patlatırım bak. Rahat bırak lan kızı."
Merihin kanatları altına girip bana sinirle bakan can'a dil çıkardım.
"Bak ama dil çıkarıyor ya!"
Merih gülerek boynumu sıkıştırıp saçlarımı karıştırdı.
"Sen de uslu dur ay parıltısı."

Sırıtarak başımı onaylarcasına salladım. Telefonumun çalmasıyla istemeyerekte olsa merihten ayrılarak aramayı cevapladım.
"Ne oldu?"

"Eve gelmen lazım, önemli."

"Geliyorum."
Gerilerek telefonu kapatıp derin nefes vererek ayaklanmamla bizimkiler de benimle birlikte ayaklandı.
"Nereye?"

"Benim eve geçmem lazım."
Birbirlerine bakarak telaşla bana dönmüşlerdi.
"Biz de gelelim."
"Yok, gerçekten. Ben tek gitsem daha iyi olacak."
Acar ve can'a sarılıp geri çekildim.
"Dikkat et."
"Ederim."
Merih canla acar'a başıyla gitmelerini işaret ettiğin de ikisi de sesini çıkarmadan giderken merih kollarını belime sararak sımsıkı sarıldı.
"Bir telefonunla yanındayım..tamam mı?"
"Tamam."

İkimiz de istemeyerekte olsa geri çekilip ters yönlere doğru ilerlemeye başladık. İçim de tarif edilmez bir huzursuzluk vardı...umarım bu gece kötü bitmezdi.

Eve geldiğim de kapının önün de duran siyah minibüs kaşlarımın çatılmasına neden oldu. Bu..halil'in arabası. Telaşla eve girdiğim de oturma odasın da zebellah gibi dikilen korumalar ve yan yana oturan halil ile annemle karşılaştım.

"Ne işin var senin benim evim de!"
Sinirle halil'e bakıp konuşurken arkasına yaslanıp yayılarak oturdu.
"Borcumu almaya geldim."
Köşe de kedi gibi oturmuş kadını elimle gösterdim.
"Borcu kim aldıysa o ödeyecek! Hemen evimden defolun!"
Yüzünden sırıtması gitmişti, ayağa kalkarak karşıma geçerek iç çekti.
"Ben paramı istiyorum! Ha diyorsan ki o para gelmeyecek."
Cebinden çıkardığı fotoğrafı bana uzattığın da fotoğrafta gördüğüm kişilerle korkuyla kalbim tekledi. Merih, can ve acar'ın resmiydi bu...

"Çok sevgili arkadaşlarına veda edersin."
Olmaz...olmaz...
"Onlar benim arkadaşım değil! Ne yapacaksan ona yap!!"
"Öyle mi? Demek arkadaşların değil! Sen kimi kaldırıyorsun! Eğer o para gelmezse üçünü de gözünün önün de gebertirim!"
Sinirle yakasına yapıştığım da zebbellahlar yanımıza gelecekken eliyle durdurdu.
"Onlara dokunursan seni gebertirim!!"
"Kim kimi gebertiyor göreceğiz..şimdilik hoşçakal aylizcik. Bir haftan var, eğer o para gelmezse arkadaşlarına elveda de."

Sırıtarak kapıdan çıkıp giderken sarsılmışcasına oturma odasının ortasın da dikilmeye devam ediyordum. Merih...can..acar...onların hayatı benim yüzümden alt üst olamazdı..buna izin vermeyecektim

🤍✨🤍✨

Evden çıkarak koşar adımlarla merihlere gelmiştim. Yavaşça kapılarını tıklattım. Merih karşım da yüzünde ki güzel gülümsemeyle bana baktı.
"Hoşgeldin."
Başımı sallamakla yetinip içeriye geçtim. Hepsi buradaydı.
"Yavru tavşanım gelmiş."
"Aylizim hoşgeldin!"

Hepsinin üzerin de boş bakışlarımı gezdirdiğim de neşeleri gitmiş yerine çatık kaşları gelmişti.
"Ayliz sen iyi misin?"
Değilim acar...değilim kardeşim...az sonra size veda edeceğim, ama bunu nasıl yapacağım ben de bilmiyorum...
"Ay parıltısı."
Merih yanıma gelerek yüzümü avuçlarının arasına alırken için acıya acıya kendimi geri çektim.
"Yavru tavşanım? Ne oluyor?"

Yutkunarak derin nefes aldım.
"Bundan sonra sizinle görüşmek istemiyorum."
Oda da derin bir sessizlik oluşurken can elinde ki sütü yere düşürmüş şokla bana bakıyordu.
"Ne?" Merih'in yüzüne gözlerimi çevirdiğim de yüzünde ki yıkılmış bir ifadeye şahit olmuştum. Özür dilerim, sizin için yapıyorum, hepsi sizin için.

"Ayliz sen ne dediğinin farkında mısın?"
Acar'a karşı sessizce başımı salladım.
"Ama..neden?" 
"İstemiyorum sizi." Gözlerimi onlardan başka her yer de dolaştırıyordum.
"Ama...biz..biz birbirimize söz verdik."
Verdiğimiz sözler aklıma gelirken ağlayarak bağırmaya başladım.
"İstemiyorum işte! Uzak durun benden!"

Can'ın iç çektiğini duymamla bakışlarım ona döndü. Gözleri yaşlı bir şekil de elinde ki çikolatalı sütü bana uzattı.
"İstersen sana bütün sütlerimi veririm, olmaz mı?"
Ağlayarak başımı olumsuz anlam da salladım. Beni bu kadar çok mu seviyorsunuz..
"İstemiyorum."
Hepsinin üzerin de son kez gözlerimi gezdirdim.
Merih, kara göz, sana sarılamamak bana çok koyacak. Ellerini tutamamak, biz bir daha seninle birlikte sahil de buluşamayacak mıyız?

Acar, canım kardeşim. Biz seninle birlikte bir daha çekirdek çitleyerek kavga izleyemeyecek miyiz?

Can, yavru tavşanın seni çok özleyecek. Çikolatalı sütlerini çalmayı çok özleyeceğim...

"Hoşçakalın."
Güçsüz bir fısıltıyla konuşurken koşarak evden çıktım.

Hoşçakalın.

Ayliz ve merih'in parodi hesaplarını takip etmeyi unutmayın❤️
Instagram👇🏻
merihuyar24~ayliizzanaarr

Biricik yazarınızı da takip etmeyi unutmayın❤️
Instagram👇🏻
dolunaayyz

Selam...
Umarım beğenirsiniz
Yazım hatası varsa affola

Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın

Sizleri seviyorum
Kendinize iyi bakın
Hoşçakalın🤍✨