Kara göz. Bana hem nefes verip hem de nefesimi kesmeyi nasıl başarıyordu bilmiyordum.
Beni...beni seviyordu.
Dövmesinin anlamı bendim. Sarmaşığın anlamı bendim.
"Se-sen."
"Ben seni seviyorum ve sen şimdi bana asıl gerçekleri anlatıyorsun."
Merih daha az önce sarhoştu.
"Sen sarhoşsun."
"Ben sarhoş felan değilim tamam mı! Bu gece her şey ortaya çıkacak."Aniden beni sırtına aldığın da düşmemek adına omuzlarına tutundum.
"Merih! İndir beni!"
"Uslu dur ayliz."
Gözlerimi çaresizce etrafta gezdirirken emir'in bize kahkaha atarak baktığını görmemle sinirle ona baktım. Elimde kalacak bu çocuk!
"Yürüyün,gidiyoruz."
"Yavru tavşanım! Ne oldu sana!"
Can gülerek onu görebileceğim bir şekilde dururken dudaklarımı büzerek elimi uzattım.
"Ya kurtarın beni.""Kimse kurtaramaz seni. Hadi abi eve gidiyoruz. Ayliz hanımın anlatacakları var."
Merih'in arkasından acar ve can takip ederken oflayarak acar ve can'a baktım. Sırıtarak bana bakıp göz kırptılar. Gıcıklar!
Korkuyordum. İçimde ki korkuya engel olamıyordum.
Merih çok ciddi gözüküyordu. Eve gittiğimiz de olacaklardan çok korkuyordum. Bakalım neler olacaktı.Eve gelene kadar merih inatla beni sırtından indirmemişti. Koltukta sıkıştırılmış bir vaziyette oturuyordum. Acar sağım da can solum da merihte tam dibim de bana bakıyorlardı.
"Anlat."
"Ne anlatayım?"
Aferin kızım aynen böyle saf'a yat.
"Ayliz!"
Merih uyarırcasına konuşurken gülümseyerek ona baktım.
"Efendim kara göz?"Yüzün de ufak bir tebessüm olsa da anında sildi.
"Ayliz, hadi kardeşim korkma. Her şeyi anlat bize."
Acar şefkatli gülümsemesiyle bana bakarken üzgün gözlerle baktım. Özür dilerim.
"Yavru tavşanım bak, çikolatalı süt daha çok söylemeni kolaylaştırır."
Gülerek can'ın uzattığı süt'ü alıp içmeye başladım.
"Benim anlatacak bir şeyim yok. Bırakın gideyim.""Yeter lan!"
Merih kollarımdan tutarak kendisine çekip gözlerime sinirle baktı.
"Her şeyi biliyoruz Ayliz! Her şeyi! Annenin başına açtığı beladan dolayı bizden uzak durduğunu, halil'in seni bizimle tehdit ettiğini, her şeyi biliyoruz. Duyduk anladın mı! Duyduk! Neden ya neden! Niye söylemedin bize!"Sarsılmışcasına gözlerim dolu dolu ona bakıyordum.
Nasıl öğrenmişlerdi? Gözlerime öyle hayal kırıklığıyla bakıyordu ki. Bu kendimi daha da kötü hissetmeme neden oluyordu.
"Merih kendine gel."
Acar beni geri çekerek kolları arasına alırken başımı göğsüne yaslayarak ağlamaya başladım.
"Korktum tamam mı! Korktum! Size bir şey olmasından korktum! Eğer sizinle olsaydım size zarar verirdi! Ben sizi kaybetmeye dayanamam!Çünkü siz benim ailemsiniz! Ben sizi kaybetmek istemiyorum!"Ellerimle yüzümü kaptarak hıçkırıklarımı durdurmaya çalışırken acar sımsıkı bana sarıldı.
"Şşş sakin ol. Geçti,geçti."
"Çok korktum. Resminizi gösterdi, paramı vermezsen onları gözünün önünde öldürürüm dedi."
Hıçkırıklarım durmak bilmezken nefesim tükenmesiyle öksürerek nefes almaya çalıştım. Telaşla ve korkuyla bana yaklaştılar.
"Ayliz! Can koş su getir."Can uçarak mutfağa giderken merih telaşla ellerimi yüzümden çekmemi sağlayarak elleriyle yanaklarımı kavradı.
"Bebeğim."
Bebeğim. Bu kelimeyi ondan duymak bile mayışmamı sağlıyordu. Şefkatli sesi sakinleşmeme yardımcı oluyordu.
"İç hadi."
Ne ara getirdiklerini bilmediğim suyu dudaklarıma dayamasıyla kana, kana, içtim.
"İyi misin?"
Yorgunlukla başımı sallarken üçü birden sımsıkı bana sarıldı.
"Biz varız."
"Yalnız değilsin yavru tavşanım."
"Bunu da birlikte atlatacağız."Sakinleşmiş bir şekilde gözlerim kapanırken başım halsizce düştü. Onlar varken ben hep huzurluydum, güvendeydim. Öyle çok özlemiştim ki onları...
"Çok yoruldu."
"Kolay mı? Kız ne kadar korkmuş."
Bedenimin havalandığını hissettim.
"Hadi yatalım, yarın her şeyi konuşuruz. Ben ayliz'i benim odama götürüyorum."
"Vuhuuu. Ne yapacaksınız oda da."
"Ebeni yapacağız!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarmaşık
أدب نسائيŞaşkın bir halde beni duvarla arasına alan kara gözlere bakıyordum. Sarhoştu...hem de çok. Başını boynuma gömerek derince kokladı. Yerimde mıhlanmışcasına durmuş, tepki veremiyordum. Parmağını boynuma doğru sürtüp fısıldadı. "Sen zehirli bir sarmaşı...