Sarmaşık

26. Bölüm

Bugün çok eğlenceli olacağa benziyordu. Pamirle gözlerimiz kesiştiğinde sırıtarak başımla selam verdim. Şaşkınlığını gözlerinden anlayabiliyordum.
Aptal.

"Acar, can, çabuk olun. Bizim çantalarımızı da alın yukarıya çıkartın."
Acar ve can'a çantalarımızı verdiğimiz de can heyecanla öne atıldı.
"Abi ne olur biz gelmeden başlamayın ya, kaçırmak istemiyorum."

"Evet hemen döneriz, çok uzun sürmez."
Kıkırdayarak başımla onayladım.
Onlarda bizim kadar çok ceza vermek istiyorlardı.

"Hadi oğlum gidin herkes bahçedeyken halledin!"
Merih'in ikazıyla koşar adımlarla yanımızdan ayrılırlarken merih ellerini belime koyarak beni kendine çekmişti.
"Nasılmış benim bebeğim?"

Gülerek saçlarını sevdim. Çok iyiydim. Onlar yanımdayken neden iyi olmayayım ki? Planımızı ele geçirdiğimiz de daha da iyi olacaktım.
"Harikayım!"

Burnuna öpücük kondurarak kollarının arasından sıyrılıp elini tutarak okula doğru yürümeye başlamıştım. Okula herkes yavaş yavaş girmeye başlamıştı.
Duvar kenarında yerlerimizi alarak kurbanlarımızı beklemeye başladık.
"hazırladınız mı lan?"
Ne ara aramıştı çocukları?

"Tamam geliyoruz."

"Hazırlamışlar alalım şunları."
Başımı sallayarak sessizce duvara sinip ecenin salına salına buraya gelişini izledim. Gözlerimi kısarak avımı takip ederken önümden geçtiğin de arkasından elimle ağzını kapatıp diğer elimle kollarını sabitleyerek kilere ilerledim. Merih de benim ardımdan pamiri alıp gelecekti.

Odaya dalar dalmaz acar ve can ellerinde tuttukları halatları sandalyeye oturttuğum ecenin kollarına geçirirken can keyifle ecenin ağzını bantladı.
"Kız! Paçoz naber! Nasıl gidiyor çakma sarışınlık!"
Can keyifle eceyle uğraşırken gözlerimi devirerek acar'ın yanına gittim.

"Pamirin halatlarını da hazırlayalım, gelir şimdi merih."

"Kız, sarı olmak zor değil mi? Her ay gidiyorsun dip boyası felan. Kaç para veriyorsun sen bu saçlara?"
Kahkaha atarak can'a baktım. Ece sinirle sandalyesinde tepinirken yüzünü buruşturup ecenin saçını çekti.
"Düzgün dur kız! Paçoz!"

"Can? Çok ilgini çekti bakıyorum. İstersen seninde saçlarını civciv sarısı yapalım."
Acar alayla gülerek can'a bakarken can yüzünü buruşturup şiddetle başını onaylamazca salladı.
"Allah korusun!"

Kapının açılmasıyla bakışlarımız sağımıza döndü. Merih zorla tuttuğu pamirle odaya girmişti. Acar merih'e yardım ederek pamiri bağladığın da pamir sinirle konuştu.
"Ne yapıyorsunuz siz! Manyaklar!"

Manyak? Biz? Acaba kim manyaktı. Beni buraya kilitleyip giden pamir ve ece ikilisi mi?
Yoksa intikam almak için onları bu odaya getiren biz mi?

Şaşkınlıkla kaşlarım havalanırken elimle dördümüzü gösterdim.
"Manyak biz miyiz? Çok alındım şuan da!"
Kıkırdayarak ecenin ağzında ki bantı sert bir şekilde çektim. Çığlık atarak ağlamaya başlamıştı.
Ne iğrenç bir ağlama şekliydi bu.

"Bu odayı hatırladınız mı?"
Merih'in karanlık bakışları pamir ve ece arasında gidip gelirken dikkatle pamir ve eceye baktım. Yüzlerinde ki bozarmaya an be an şahit olmuştum.

"Ne diyorsunuz siz!"

"Burayı ilk defa görüyorum ben."

Demek ilk defa görüyorsunuz ece hanım. Acar elinde ki telefonu ikisin arasında tutup kamera görüntülerini izlettiğin de can pamir'in ensesine vurdu.
"Hanzolara bak sen! Her haltı biliyorsunuz, kameraları bilmiyor musunuz!"