30. Bölüm

3.3K 161 31
                                    

Şaşkınlık. Koca bir şaşkınlıkla doluydum.
Ne yani benim babam. Benim babam acar'ın babası mı?
Nefesimi tutmuş bir şekilde anneme baktım.
"Mehmet senin baban! Seni reddeden adam! Elime parayı sayıp seni aldırmamı söyleyen adam. O seni değil onu seçti!!"

Yüreğimde koskocaman bir yumru hissettim. Dolan gözlerimi kırpıştırarak sessizce donmuş bir şekilde bana bakan acara baktım. Titreyen dudaklarımı sert bir şekilde dişleyerek anneme döndüm.
"Doğru olanı yapmış, gerçek ailesini seçmiş. Biz onun hiçbir şeyi değiliz. Acar..acar benim düşmanım değil kardeşim. Eskiden de olduğu gibi."
Annem şaşkınlıkla bana baktı. Benden böyle bir şey beklemiyordu. Ama ben haklıydım. O, yani..yani babam. Gerçek ailesini seçmişti, bunda bir şey yoktu.

"Sen ne dediğinin farkında mısın?!"

Kendimi tutamayarak yaşlı gözlerime inat bağırdım.
"Ne! Ne dememi bekliyorsun! Doğru olan bu! Ne yapacaktı ha! Karısını ve 2 yaşında ki oğlunu bırakıp bize mi gelecekti! Evet! Karısını aldatması bir hata!Hemde koskocaman bir hata! Ama ne hakla seni seçmesini beklersin!O gerçek ailesini seçmiş!"
Acar, can ve merih sessizliğini sürdürerek bize bakarken koşar adımlarla ağlayarak evden çıktım.
Bunlar çok fazlaydı. Yıllarca babamı sormadım ben. Onu öğrenmek istemedim! Neden! Neden şimdi öğrenmiştim ki!

"Ayliz dur!"
Acar'ın endişeli sesi kulaklarıma dolarken koşarak yanıma gelip bana sarıldı. Ağlayarak ona sarıldım.
"Özür dilerim acar."

"Şşş ne özür dilemesi? Babamın ve annenin suçunu neden üstleniyosun ayliz? Ben üzülmedim tamam mı! Bir kardeşim olacaksa sen ol! Zaten sen benim kardeşimsin unuttun mu?"
Geri çekilerek gözlerine baktım. Umutla gülümseyerek bana bakarken başımı onaylarcasına salladım. Biz zaten kardeştik. Biz hep kardeştik.
"Üzülme tamam mı? Ben üzülmedim."

"Tamam..üzülmeyeceğim."

Ve o an dört kol daha sarılmamıza katıldı.
"Kıskanıyoruz ama olmuyor böyle! Dörtlü sarılmasını kimse ikiye indiremez!"
Gülerek isyan eden can'a baktım.
Acar'ın saçlarını karıştırıp yaşlarla dolu gözlerini sildim.
"Ağlama şapşal!"
Kıkırdayarak omuz silkerken belime dolanan kolların aklıma gelmesiyle kaşlarımı çatarak geri çekildim.

"Haydaa!"

Omuz silkerek merihe arkamı döndüğüm sırada koluma yapışarak beni sürüklemeye başladı. Beni sürüklemese olmuyor!
"Ya!Merih!"
Beni takmadan sürüklemeye devam ederken kendimi yine o ara sokakta bulmuştum. Sırtımı sert bir şekilde duvara yaslayarak kollarıyla etrafımı hapsetti.
"Özür dilerim! Biliyorum! Binlece kez özür dilesem kırgınlığın geçmez! Ama ben sana güveniyorum, yemin ederim güveniyorum be ayliz. Ama o fotoğraf çok zoruma gitti. Seni pamire sarılırken görmek öyle zoruma gitti ki! Çok kıskandım, kollarının ona sarılmasına çok kızdım!"

Ne yani bu muydu? Kıskançlığından mı? Ağzını bıçak açmamıştı. O yüzden mi yüzüme boşluğa bakar gibi bakmıştı.
"Bana bu yüzden nasıl öyle davranırsın! Onlar eski, ben seni seviyorum aptal! Onu değil, söyle ben kimin yanındayım? Onun mu? Senin mi!"
Sessiz kalarak başını eğip gözlerini kapattı.
"Ben-"

"Sen! Aptalsın! Ama, ama benim aptalımsın."
Gözlerini açarak bana baktığında kara gözleri ışıl ışıl parlamıştı. Yanaklarını kavrayarak kendime çekip dudaklarını dudaklarıma mühürledim.
Benden böyle bir şey beklemiyor olacak ki duraksayarak belimi sımsıkı kavradı.
Geri çekilerek nefes nefese alınlarımızı birbirine yasladı.

"Bebeğim."
Şefkatli bir mırıltıyla belimi okşadı.
"Beni mahvediyorsun."

Derin bir nefes vererek alınlarımızı birbirinden ayırıp başımı duvaraya yaslayarak kara gözlerine baktım.
"En güzel tebrik öpücüğüydü."
Sırıtarak bana bakmaya devam ederken kaşlarımı çatarak bacağına tekme attım.
"Ha başkaları da öpücük verdi yani!"
Acıyla bacağını tutarak inledi.

SarmaşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin