46. Bölüm

2.4K 148 17
                                    

Emir'in attığı konuma geldiğimde beni güler yüzüyle karşılamıştı. Merih, can ve acar tamda istediğim gibi peşimden gelmemişlerdi. Şuan kendimi çok yalnız hissediyordum. Gözlerim ister istemez üçünüde arıyordu. Emir ne kadar yokluklarını hissettirmemek için uğraşsa da bu onun elinde olan bir şey değildi..
Onlar artık aileden bile fazlası olmuştu.
Can'ın şebekliklerini, acar'ın can'ı azarlamalarını, merih'in keyifle onların kavgalarını izlemesini bile şimdiden çok özlemiştim.

Onlarda beni özlemiştir değil mi?

Acaba yemek yediler mi? Kesin yine dışardan söylemişlerdir. Gece uyurken can üzerini açarak uyuyordu, umarım acar benim yerime onu kontrol edip üzerini örter. Peki merih..o bensiz uyuyamaz ki.
İçimde garip bir huzursuzluk vardı. Ne zaman onlardan ayrı kalsam bu huzursuzluğum ortaya çıkıyordu.

"Kahveler geldii."
Emir'in sesiyle birlikte irkilerek bana doğru neşeyle gelişini izledim. Elindeki bir kupayı bana uzattığında gülümseyerek elinden aldım.
"Teşekkürler emir."

"Afiyet olsun şekerim."

"Tek kahve için değil, benim burada kalmama bir şey demediğin içinde," dediğimde kızgınlıkla kaşlarını çatarak bana baktı. "O ne demek ayliz? Sen benim arkadaşımsın tabi ki ben de kalabilirsin."
Yüzümdeki gülümsemeyle birlikte sıcak kahvemden yudumladım. 
"Anlat bakalım sen bizim üçlüyü bırakıp buraya geldiğine göre bir şey olmuş."

Derin bir nefes alma ihtiyacı duydum. Evet. Ben onlardan asla ayrılmazdım ve şimdi bu haldeydik.
"Okulda olanları biliyorsun, ben..Ben bunların duyulmasını istemedim ve merihe bunu söylediğim halde pamiri dövdü. Acar ve can'a yalvardım ayırın diye beni takmadılar bile, kimse benim üzülüceğimi düşünmedi emir. Kim bilir neler neler diyorlar hakkımda."

Dikkatle yüzüne baktığımda sinirle kaşları çatılmıştı.
"Okuldakiler insan değil ayliz, hepsi geri kafalıların teki! Neredeyse yarısı seni suçluyor ama böyle olmadığını biliyorsun öyle değil mi?"
Büyük bir umutla yüzüme baktı. Kendimi suçlamamdan çok korkuyordu. Başımı onaylarcasına salladığımda rahatlıkla derin bir nefes verdi. Biliyordum onlar bir caniydi, en acısıda kızlarında böyle konuşmadıydı.

"Ayrıca senin üçlüye kızmamalısın, yaptıkları doğru değil ama kardeşlerinin acısını almak için gözleri dönmüş. Ben bile pamiri öldürmek istedim merihi düşünsene," Haklı..Ama ben de kendi açımdan haklıydım. Kafam öyle karışıktı ki. Çaresiz gözlerimi etrafta gezdirdim.

"Aklım onlarda kaldı.."

"Kızım koskoca oğlanlar, bakarlar kendilerine."

"Öyle değil işte, mesela can uyurken üzerini açar arada sırada uykusundayken çikolatalı süt baskılı yastığını arar bulamazsa evde kıyameti koparır.
Acar uyurgezer eğer evin dış kapısını kilitleyip saklamazsak evden gidiyor, Merih..O bensiz uyuyamaz. Ben ona iyi geceler öpücüğü verene kadar huysuz çocuklar gibi peşimde dolaşır.
Sabah kalktıklarında sürekli ayliz benim çorabım nerede, ayliz benim kravatımı gördün mü, Ayliz bana çikolatalı süt verir misin, derler."

Dudaklarımda kocaman bir gülümseme oldu hepsini çok özlemiştim. Emir hayranlıkla iç çekerek elini yanağına yasladı.
"Vay anasını be oğlum siz bildiğin ailesiniz lan!"
Emir'in hayret edercesine konuşmasıyla kıkırdayarak başımla onayladım. Biz zaten aileydik.

"Ayliz!!"

Dışarıdan gelen bağırışla birlikte şokla gözlerim büyüdü. Yok canım..Yanlış duymuşumdur değil mi?
Emir şokla gözlerini büyüterek bana döndüğünde inanmak ister gibi ona baktım ama o da benim gibi oldukça şaşkındı.
"Yok artık!"
Emirle birlikte merakla balkona çıktığımda karşımda gördüğüm üçlüyle gözlerim daha da büyüdü. Fazla öfkeli gözüküyorlardı.

SarmaşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin