49. Bölüm

2.4K 137 18
                                    

"Yavru tavşanım çekil! Merih'i vuracağım sen çık!"

Heyecanla can'ın attığı toptan kaçarken acar sinirle can'a baktı.
"Lan gerizekalı! İkisini de vurmamız lazım!"
Neşeyle kıkırdayarak acar'ın hırsla attığı toptan kaçtım. Pikniğimiz son hızla devam ediyordu. Kös kös oturmaktan sıkılıp yakar top oynamaya karar vermiştik, acar ve can'ı 4-0 yenmeye devam ettiğimiz için acar bunu bir hırs haline getirmişti...

"Acarcım gerilme bu kadar hayatım kazanırız şimdi."
Sırıtarak acar'a doğru bakacakken belimden tutularak havalanmamla çığlık atarak merih'in belimdeki ellerine tutundum. Merih son anda beni toptan kurtarmıştı.
"Erkek yiaaa!"
Tabiki bunu diyen candı..

Gözlerimi kısarak öldürücü bakışlarımı can'a attım. Bazen yokluktan merih'e göz diktiğini düşünüyordum. Merih'e havadan öpücük atıp oyuna döndüm. Acar sinirle can'a baktı.
"Gerizekalı herif!"

"Şşt yakışıklı gel sinirleniri gevşeteyim."
Can oyunu bırakarak her zaman ki yaptığı gibi acar'a yürümeye başladığında acar topu gelişi güzel sinirle atıp can'ın üzerine atlamak için hazırlanırken merih acı içinde bağırdı. Lan! Sevgilimi vurdu!

"Lan! Vurdum lan!"

Acar sevinçle yerinde tepinip bize doğru oynayarak gelirken telaşla Merih'in karnına baktım.
"Çok acıdı mı bebeğim bakayım bir, lan acar! Yavaş vursana." Merih karnının acısını unutarak benim telaşlarımı izlemeye başlamıştı. Acar beni umursamadan can'ın anlından öperek oynamaya devam etti.
"Aferin lan! İyi ki beni sinirlendirdin."
Can şokla eliyle ağzını kapatıp sır verir gibi bize doğru eğildi.

"Aa kafayı yedi..."

"İyiyim ben bebeğim korkma."
Merih karnından elini çekerek elimi tuttu ve sırıtarak acara baktı.
"Her türlü oyunu biz kazandık kardeşim. Zorlama istersen?" Acar burun kıvırarak bize sırtını dönüp yere serdiğimiz örtüye uzanırken üçümüzde yüzümüzdeki ufak tebessümle onu izledik. Bunun sebebi belliydi. Normalde can böyle şeyler yaparken şimdi acar yapmıştı. Merih'in de anlattığı gibi tıpkı eski acar'ı görmüştük. Bu en çok can ve merih'i mutlu etmişti çünkü acar'ın o hallerine birebir şahit olan onlardı.

"Eskisi gibi."
Can hepimizin zihninden geçenleri bir fısıltıyla dile getirdiğinde yüzümdeki tebessüm daha da büyüdü.
Eskisi gibi...Daha fazla ayakta durmayarak acar'ın yanına giderek uzattığı dizlerine başımı koyduğumda gülümseyerek tek eliyle saçlarımı sevmeye başladı.
Merih de hiç beklemeden benim dizlerime başını yasladı. Can dudaklarını büzerek bize baktı.

"Yaa ben de geleceğim!"
Kıkırdayarak can'ın koşarcasına yanımıza gelip merih'in dizlerine uzanmasını izledim. Derin bir nefes alarak gözlerimi tepemizde durmuş bizi güneşten koruyan ağaçlara baktım. Mucizelerin arasında ağaçlar da yer almalıydı bence..doğa büsbütünüyle bir mucizeydi ya zaten..

Bir süre hepimiz sessizce gökyüzünü izledik. Belki de uzun zamandır bu sessizliğe bu huzura ihtiyacımız vardı. Kendimi şuan bir kuş kadar hafif hissediyordum.
"Anlatsanıza..Bundan sonra ne olacak?"
Bu sorunun cevabını o kadar çok merak ediyordum ki, üçünün bana baktığını hissetsemde hafif rüzgarın etkisiyle sallanan ağaçlardan gözlerimi çekmedim.
"Mezun olmamıza iki hafta kaldı. İki hafta sonra artık bu eziyetten kurtulacağız. Ve sonra ayliz...Her birimiz çok iyi üniversitelere gideceğiz, istediğimiz mesleklere sahip olacağız. Artık gerçekten mutlu bir hayat bizi bekliyor olacak."

Acar'ın söyledikleriyle birlikte gözlerim usulca ona kaydı. Gözleri güven verircesine kendinden emin bir şekilde bana bakıyordu. Bu o kadar güzel bir histi ki..
"Hiç beklemeden evleniriz. Önümüzde ne engel var ki? Sen benim zaten en büyük parçamsın. Sonra..belki ikimizden oluşan parçalarımız olur bebeğim..İçinde acar ve can'ın da olduğu ve en önemlisi minik bebeklerimizin olduğu kocaman bir evde yaşarız."

SarmaşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin