Çocukları zar zor ikna edip kendi evime gelmiştim. Annemle konuşmam lazımdı. Kapıya yavaşça vurup açılmasını bekledim. Annem beni beklemiyor olacak ki şaşırarak bana baktı.
"Ayliz?"
Sessizce içeriye geçip çökmüş bir halde koltuğa oturdum. Annem yanıma gelerek oturduğun da yaşlı gözlerimi üzerine diktim."Onu gördüm..babamı."
Şaşkınlıkla gözleri büyürken eliyle ağzını kapattı. Gözümden bir yaş düşerken sessizce ona bakmaya devam ettim.
"Na-nasıl?""Eve geldi acar'ın yanına. Bana öyle küçümseyen gözle baktı ki, canım çok acıdı. Ve beni görmek istedi. Bizi akşam yemeğine davet etti, gittik. Karısı çok güzel. Neden bu kadar güzel bir karısı varken onu aldattı ki?"
Annem çaresizce benden gözlerini kaçırdığı sıra inatla ona bakmaya devam ettim. Ben artık sorularıma bir cevap arıyordum. O kadar çaresizdim ki anneme sarılmak istiyordum. En acısı da ona sarılamamamdı. Ben ona sarılmazdım. Ben buna cesaret edemezdim."Nasıl onun evine gidersin! Bir de o herifin sofrasına mı oturdun? O kadının! Bizi tercih ettiği o aileyi görmeye gittin yani!"
Ne! Nasıl üste çıkmaya çalışabiliyordu?"Ne yapacaktı! Bizi mi seçecekti! Neyin kini bu reddedilmenin mi?! Kusura bakmayın hanım efendi!Ama tabiki de sizi seçmeyecekti. Gerçek ailesini seçti! Bunu o haltı yerken gayet iyi biliyordun! Şimdi gelmiş bana burada ne hakla hesap soruyorsun! Sana bundan bahsettim çünkü o gerçek ailesiyle mutlu! Acarı nasıl tanıdın bilmiyorum! Ama onun hâlâ peşinde olduğun belli. Yapma bunu! Anladın mı! Onlar mutlu! O adamın peşini bırak! Bana ilk ve son kez iyilik yap ve kardeşimin ailesini rahat bırak!"
Yetmişti artık!"Ben onu seviyorum!!"
Sinirle ayağa kalkarak bağırmaya başladım.
"Sen sadece onu parası için seviyorsun! Pars'ın babasına da yaptığın gibi parasını alıp onu bir kenara atmak istiyorsun! Madem seviyorsun neden gidip başka adamlarla yattın! Maalesef sevgili anneciğim. Allahın belası babam senden kurnaz çıktı!""Ayliz. Beni hiç affetmeyeceksin değil mi? Ben iyi bir anne değilim. Parsı kendi ellerimle öldürdüm, senin yaşama sevincini öldürdüm, ve sizi hiç sevemedim."
Gözlerim acıyla kapandı. Bizi hiç sevememişti. Bizi hiç sevememişti..
"Çünkü siz hayatıma girdiğiniz zaman ben çok zorluklar çektim. O yüzden sizi hiç sevmedim. İşime engel oluyordunuz. Size hamileyken karnım büyüdükçe pavyona gidemedim."
Boğazımda koskocaman bir yumru vardı. Annem ilk defa bizi sevmediğini itiraf ediyordu.Gözlerimi zorlukla açıp gözlerine baktım. Karşımda kaşları çatık bir şekilde nefretle bana bakıyordu
"Ölsem, üzülür müsün?"
Başını onaylamazca sallayarak önüne döndü.
Ve bir darbe daha yedim. İnsan kendi canını sevmez miydi? Kendi kanından olanı sevmez miydi?
"Siz sadece ayak bağı oldunuz bana, başka bir şey değil."
Kaldıramıyordum. Kaldıramıyordum. Ruhum avaz avaz bağırıp hıçkırarak ağlarken bedenim karşısında sessizce onu dinliyordu.
Yavaşça ayağa kalktım.
"Gitsem iyi olacak.""Ayliz."
Arkamı dönüp gidecekken bana seslenmesiyle ona döndüm.
"Bir daha bu eve gelme. Artık seni hayatımda görmek istemiyorum."
Sarsıldım, öyle sarsıldım ki, ben ona katlanırken o bana katlanamıyordu bile.
"Merak etme, gelmem."
Arkamı dönerek koşar adımlarla evden çıkıp sırtımı kapıya yasladım. Göz yaşlarım birer birer akarken ağzımı kapatarak hıçkırıklarımı durdurmaya çalıştım."Bebeğim."
Yaşlı gözlerimi zorlukla açarken çaresiz gözlerle bana bakan kara gözlerle karşılaştım. Gitmemişti.
Koşarak boynuna atlayıp gözlerimi sımsıkı kapadım
"Şşş geçti...geçti.."
Bacaklarımla belini sarıp sessizce ona sığındım. Gıkını çıkarmadan sımsıkı sarılıp dikkatle yürümeye başladı.
Başım yorgunca omzuna düştü. O kadar yorgundum ki, usanmıştım artık..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarmaşık
Literatura FemininaŞaşkın bir halde beni duvarla arasına alan kara gözlere bakıyordum. Sarhoştu...hem de çok. Başını boynuma gömerek derince kokladı. Yerimde mıhlanmışcasına durmuş, tepki veremiyordum. Parmağını boynuma doğru sürtüp fısıldadı. "Sen zehirli bir sarmaşı...