41. Bölüm

2.7K 150 14
                                    

Sessizce durarak uzunca bir süre Merih'in gözlerine baktım. Artık mantığımı dinlememin zamanı gelmişti. Kendimi geri çekerek ayaklandığımda gözlerinde korkunun geçtiğine şahit oldum. Zorlukla arkamı dönerken çaresiz sesi kulağıma doldu.
"Ayliz,"
Merih'in sesini duymamaya çalışarak koşar adımlarla dış kapıya gittim. Kapıyı açmak için kolu aşağı indirdiğimde açılmamıştı. Kaşlarımı çatarak yeniden kapıyı açmak için uğraştım. Ne oluyor ya!

"Ne o yavru tavşanım?"

"Kapı açılmadı mı yoksa."
Acar ve can sırıtarak birbirlerine bakıp beşlik çakarak bana döndü. Acar elindeki anahtarı salladığı sırada almak için uzanacakken kendini geri çekerek almama engel oldu. Öfkeyle sırıtan yüzlerine baktım.

"Verin şu anahtarı!"
İkisi de başlarını olumsuz anlamda sallarken Merih eliyle karnını tutmuş bir şekilde yanımıza geldi.
Onu böyle görmek bir kez daha canımı yaktı.
"Hadi Ayliz içeriye geçelim kardeşim. Düzgünce konuşalım."
Sinirle derin nefes verip üçünede öldürücü bakışlarımı atarak içeriye geçtim.
Hepsi peşimden geldiği sırada Merih yanıma oturarak yayıldığında gözlerimi devirerek en uç köşeye geçtim. Gıcık!

"Ayliz, Merih haksız. Haklı değil. Ama değer mi bitirmeye?"
Değmez. Değmez ama kırıldım acar. Kırıldım be kardeşim.
"Acar o her şeyi bilerek gitti. Şimdi mutludur umarım."
Yüzümdeki yalancı gülümsememle merih'in aşık olduğum karalarına baktım.
"Mutlu musun?"

"Ben sensiz nasıl mutlu olabilirim ki?"

Yüzümdeki gülümseme anında silinirken dolmaya hazır gözlerimi kaçırdım.
"Yavru tavşanım, sence de merih bir şansı hak etmiyor mu?"
Can'ın masum sesiyle hiddetle ona dönerek kaşlarımı çattım.

"Etmiyor! Senin canın kardeşin o şansı kendi elleriyle çöpe attı! Beni sıcak göğsünde uyutup sonrada adam öldürmeye gitti. Benim için, sizin için! Ne oldu ha, gittin de ne oldu! Şimdi çok mutluyuz değil mi!"
Hırsla gözümden akan yaşı sildim. Merih gıkını bile çıkaramıyordu. Başını öne eğmiş bakışlarını bendne kaçırıyordu. Can üzgünce bana bakıp sarıldığın da yorgunca başımı göğsünde yasladım.

"Canım tavşanım benim. Ağlama kıyamam sana. Bana bak Merih! Sen bir daha bu kızı üz bak ben sana ne yapıyorum! Bu kız kara gözlüm diye ölüyo burada, bizimki de gitmiş adam öldürüyor!!"

Can bugün gerçekten yürek yemişti. Merih kaşlarını çatıp öldürücü bakışlarını can'ın üzerine dikerken acar sinirle can'ın ensesine patlattı.
"Lan gerizekalı! Biz burada ara yapmaya çalışıyoruz ne diye arayı kızıştırıyorsun!"

"O ara olmayacak acar. Boşuna uğraşma."
Acar ve can çaresizce birbirlerine baktı. Uzunca süren bakışmalarının ardından sırıtarak başlarını salladı. Ne yapıyor bunlar ya?
"B planına geçiş yapıyoruz."
B planı mı?
Can aniden beni kucakladığın da çığlık atarak omuzlarına tutundum.
"Can!!"

"Lan indir sevgilimi! Öldürürüm lan seni çikolatalı süt beyinli!!"
Merih sinirle peşimizden geldiği sırada can beni merih'in yatağına fırlattığında şokla ona baktım. Ne olup bittiğini anlamadan acar ve can odanın kapısını kapatıp çıkmışlardı. Yoksa....hayır!
Korkuyla yerimden kalkıp kapıyı açmayı denedim. Kilitli!

"Acar! Can! Açın şu kapıyı gebertirim sizi!!"

"Ne dedin ayliz'im! Duyamıyorum!"

"Tüneldeyiz yavru tavşanım sonra ararım ben seni!"

Merih'in arkadan kendine has erkeksi kıkırtısı kulaklarıma dolarken sinirle ona döndüm.
"Aferin lan size!"
Sırıtarak bana bakıp kollarımdan tutarak kendine çekti. Nefesimi tutmuş bir şekilde karalarına baktım.
"Sen istesende, istemesende, ben senden ayrılmıyorum. Sen de benden ayrılamazsın."
Allah allah! Yüzünü yüzüme doğru yaklaştırdığı sırada nutkum tutulmuş bir şekilde dudaklarına baktım. Deli gibi öpmek istiyordum onu.

SarmaşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin