Saliseler, saniyeler, dakikalar bana bir ömür gibi geliyordu, yağmur ve gök gürültüsü şiddetlendikçe benim de ağlamalarım şiddetleniyordu. Yerim de kıpırdayamadan dizlerimi kendime çekmiş ağlıyordum. Kapının şiddetle vurulmasıyla şıçrayarak kendime geldim.
"Ayliz! Neredesin!"
Ağzımdan bir hıçkırık koparken odaya nefes nefese sırılsıklam olmuş merih girdi. Gözleri endişeyle oda da dolaşırken köşeye sinmiş beni görünce koşarak yanıma gelip sarıldı. Korkuyla ona sımsıkı sarıldım."Merih çok korkuyorum, karanlık..çok karanlık, gök gürüldüyor."
Kesik kesik nefesler alıp konuşurken saçlarımı şefkatla okşayarak endişeyle bana baktı.
"Nefes al bebeğim...nefes al, sakin ol, bak ben buradayım."
Onun yaptığı gibi ciğerlerime derin bir nefes çekip onunla birlikte bıraktım. Elini sımsıkı tutup bırakmadım. Korkuyordum, hala çok korkuyordum. Yeniden gök gürüldemesiyle çığlık atarak başımı göğsüne yasladım.
"Şşş geçti korkma ben buradayım."Kaç saat sarılı kaldık bilmiyorum. Yağmur dinmişti, ama hala yerimden kıpırdayamıyordum. Işıkların gelmesiyle derin bir nefes aldım.
"Işıklar geldi."
Gülümseyerek merihe döndüğüm de dikkatle beni izleyerek başını salladı.
"Ya tekrardan giderse, bu gece benimle kalır mısın?"
Korkuyla konuştuğum da etrafa bakıp titrek bir nefes aldı.
"Burası çok soğuk ayliz, hasta olursun, gel seni evime götüreyim."Tereddüt ederek ona baktığım da güven verircesine gülümsedi.
"Tamam."
"Gel eşyalarını hazırlayalım sabah direk okula geçeriz."
"Çantamı hazırlamıştım."Onaylayan mırıltılar çıkardığın da ondan destek alarak ayağa kalkıp odama geçerek çantamı aldım. Merakla odamı inceliyordu. Gözleri bir çerçeve de takılı kaldı. Tek bebeklik fotoğrafım da, yavaşça çerçeveyi eline alarak eliyle okşadı.
"Minik ayliz."
Mırıldanarak bana bakarken gözlerimi kaçırarak elimle dışarıyı gösterdim.
"Çıkalım mı?"
Başını onaylarcasına salladığın da evden koşar adımlarla çıktım. Toprak kokusunu derin soluklar alarak ciğerlerime çektim."Annen gelince seni bulamaz, haber ver istersen."
Bakışlarım kararırken gözlerim evimize gitti. Kâbus gibi olan evimize.
"O bir süre eve uğramaz."
"Anladım gidelim o zaman."
Gidelim bakalım...Merihin evine gelmiştik. Sahile çok yakın bir yer de oturuyordu, normal bir apartman binasıydı, evin kapısını açıp içeriyi gösterdiğin de çekimser adımlarla evin içine girdim. Bağırış sesleriyle kaşlarım çatılırken umursamazca odaya geçti. Arkasından ilerlerken gördüğüm kişilerle kaşlarım havaya kalktı.
"O pas öyle mi atılır lan ibne!"
"Kalbimi kırıyorsun bebişim!"
Tabi ki bu kişiler can ve acardan başkası değildi.
"Selam."
Benim sesimle ağır çekimde ikisi de başını bana çevirirken yüzümde ki saçma gülümsemeyle elimi salladım."Aaa yavru tavşanım gelmiş."
"Piç."
Merih sinirle fısıldadığın da ayıplayan bakışlarla ona baktım. Omuz silkerek koltuğa oturdu.
"Ayliz bugün misafirimiz beyler."
"Hoşgeldin ayliz."
"Hoşbuldum acar."
Sakin adımlarla çantamı köşeye bırakarak merihin yanına oturdum.
"siz beraber mi yaşıyorsunuz?"
Oynadıkları oyunu kapatarak bana döndüler."Evet, aslında bu ev acarın evi, biz de onunla kalıyoruz."
Acar bundan hoşlanmamış olucak ki gözlerini devirerek homurdandı.
"Üçümüzün evi."
Yüzüm de minik bir tebessüm olmuştu. Acarın kalbi temizdi bunu hissedebiliyordum.
"Biz çocukluğumuzdan beri ayrılmayız, sonra neden üçümüz aynı yer de yaşamıyoruz dedik ve yaşamaya başladık. Acarcım aramızda ki en zengin olduğu için ondan faydalanıyoruz değil mi acarcım?""Oğlum bak sana buradan bir çarpacağım bir de duvar çarpacak ha!"
Acarla canın atışmalarına bayılıyordum.
"Aman be bir şey dedik sanki."
Canın ve merihin ailesi buna izin verdiklerine göre rahat bir aileleri vardı.
Bir süre daha sohbet ettikten sonra herkes odalarına geçerken merih odasını bana verip, kendisi koltukta yatmıştı. Her ne kadar reddetsem de izin vermemişti, ama ben bir türlü uyuyamıyordum. Yavaşça yataktan kalkarak merihin odasını inceledim. Siyah ve beyaz renklerden oluşan bir odaydı. Bazı yerler de minik beşiktaş objeleri vardı. sanırım fanatik bir beşiktaşlıydı.Gözlerim çerçevelere gitti, üç çocuk kollarını omuzlarına atmıştı. Sağda ki kesinlikle can olmalıydı, ve ona sinirli gözlerle bakmış acar, acarın sinirlenmesi kesinlikle arkasından iki kulak yapan candı. Merihte onlara bakıp sırıtıyordu. Şimdi de olduğu gibi güzel bir dostlukları vardı.
İç çekip çerçeveyi yerine bırakıp diğer çerçeveyi elime aldım. Merih bu sefer bir kadının kucağın da ona sımsıkı sarılmış mışıl, mışıl, uyuyordu, ve ona şefkatle bakan kadın...annesiydi sanırım ne kadar da güzel bir kadındı böyle. Bebek merih fazla tatlıydı, hele de parmağını emmiş bir şekilde uyurken.
Gülerek çerçeveyi yerine bırakıp yavaşça odadan çıktım. Mutfağa doğru adımlayıp orada ki balkona çıktım. İç çekerek güzel şehrin ışıklarını seyrettim. Bugün olanlar...merih elbette soracaktı.
Peki ben ona ne diyecektim? Omuzlarıma örtülen battaniyeyle başım sağıma döndü. Bana değil de şehrin ışıklarına bakıyordu.
"Uyku tutmadı mı?"
"Tutmadı kara göz."Gözleri yavaşça bana baktı. Düşünceliydi, ikimiz de aynı sebepten uyuyamamıştık.
"Sor hadi."
Pes etmiş bir şekilde ona baktım. İçini kemiren soruyu elbette biliyordum.
"Bugün olanlar...ayliz seni ilk defa öyle gördüm. Sen...sen karanlıktan ve gök gürültüsünden korkacak biri değilsin bunun altın da bir şey yatıyor."
Yatıyordu...bunun altın da bir şey yatıyordu.
yavaşça duvarın dibine çöküp dizlerimi kendime çektiğim de yanıma oturmuştu. Battaniyenin diğer ucunu onun omzularına örttüm. Bana diyordu ama kendisini düşünmüyordu."Merih...ben karanlıktan korkuyorum, kapalı alanlar da pek duramıyorum, nefesim daralıyor, gök gürültüsü beni çok...çok korkutuyor benim klostrofobim var."
Yavaşça başımı ona çevirip merakla beni izleyen gözlerine baktım.
"Teşekkür ederim merih..beni kurtardığın için teşekkür ederim. Eğer sen gelmeseydin..yine aynısı olacaktı."Gözlerimin dolmasına engel olamazken anlamayan gözlerle bana baktı.
"Ne olacaktı ayliz? Korkma..anlat bana."
"Baygınlık geçirecektim, hastanelik olacaktım, bu...arada oluyo yani ikisi birden olunca korktum hem de..hem de çok.""Neden korkuyorsun ayliz?"
Titreyen gözlerimi ondan saklamak adına şehrin ışıklarına çevirirken zarifçe çenemden tutup kendisine çevirdi.
"Ayliz bu sadece ikimizin arasın da kalacak..söz veriyorum."
Cesaretini topla ayliz, artık için de tutma...artık birisine anlat..."Küçükken annem pavyona gittiğin de yine evde tek kalırdı. Hatırlıyorum, 5 yaşındaydım, yağmur öyle şiddetli yağıyordu ki gök gürültüleri bana canavarları anımsatıyordu, korka korka televizyon izliyordum, nasıl dua ediyordum annem gelsin diye, aradım, aradım, açmadı. Sonra bir anda elektrikler gitti, çığlık çığlığa ağlamaya başladım. Aradım annemi açmadı. Çığlıklarım mahalleyi doldurdu, nefesim kesildi, bayılmışım, komşular çığlığımı duymuş kapıyı zor bela açıp girmişler. Beni hastaneye götürmüşler, nefes darlığım öyle başladı. Sonra her karanlık yer de nefesim tıkanmaya başladı. Her gök gürüldediğin de kaskatı kesildim çocukluk travması."
Ve titrek bir nefes alış sesi...kaldıramamıştı, başımı yorgunca duvara yasladım. Gözlerimi kapatıp söyleyeceklerine karşı kendimi hazırlarken yanağım da bir el hissettim. Başımı omzuna yaslamıştı. Sessiz kalarak gözlerim kapalı durdum.
"Bundan sonra biz varız yalnız değilsin. Ben, can, acar, söz ayliz, her korkun da yanın da olacağım."Sessiz kalarak gözlerim kapalı durdum. Ben..ben zehirliydim. Onlar da benim zehirime karışırsa yanarlardı. Buna izin veremezdim. Kendime engel olmalıydım...bunu nasıl yapacaktım..hiç bir fikrim yoktu...
Ayliz ve merih'in parodi hesaplarını takip etmeyi unutmayın!❤️
Instagram👇🏻
merihuyar24~ayliizzanaarrBiricik yazarınızı da takip etmeyi unutmayın❤️
Instagram👇🏻
dolunaayyzArtık haftada 1 bölümler gelicek🥰
Heycanla yeni bölümü bekleyin kuzularımAyliz..bakalım daha geçmişinden neler çıkıcak...
Yazım hatası varsa affola
Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın
Sizleri seviyorum
Kendinize iyi bakın
Hoşçakalın🤍✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarmaşık
Literatura FemininaŞaşkın bir halde beni duvarla arasına alan kara gözlere bakıyordum. Sarhoştu...hem de çok. Başını boynuma gömerek derince kokladı. Yerimde mıhlanmışcasına durmuş, tepki veremiyordum. Parmağını boynuma doğru sürtüp fısıldadı. "Sen zehirli bir sarmaşı...