Ben ayliz...ayliz anar. Ne olduğu belli olmayan, ipsiz, sapsız bir kızdım. Kendi ayaklarının üzerin de durmaya çalışan, tabiri caizse ölmemeye çalışan bir kızdım. Annem ile yıkık dökük bir gecekondu da yaşıyordum. Sahi,annem acaba şuan hangi delikteydi,en son eve ne zaman uğramıştı hatırlamıyordum bile.
Babam mı? babamı tanımıyordum. Benim babam yoktu,benim bir ailem yoktu,aile kavramı nedir onu bile bilmezdim. Sahi aile ne demekti?Ellerim siyah deri ceketimin için de ıssız sokakta düşüncelerimle boğuşarak yürüyordum. Gece kaçtı bilmeden yürüyordum. Beni merak edip arayacak bir ailem yoktu sonuçta. Düşüncelerimden sıyrılmama sebep olan bir erkek inleme sesiyle kaşlarımı çattım. Nereden geliyordu bu ses? Kendime engel olamayıp sesin geldiği yöne doğru gittim. İki tane erkek bir erkeği dövüyorlardı.
"Hop!"
Bağırmamla ikisi de durup bana dönerken salına salına yavaşça yanlarına doğru gittim.
"Hayırdır birader?"Göz kırparak adamlar da gözlerimi gezdirdim. Canım bela istiyordu.
İkisi de birbirine bakıp kahkaha atmaya başladıkların da tek kaşımı havaya kaldırarak onlara baktım.
"Ya git,sen karışma kız başına."
Kız başına. Bu kız şimdi senin başına çok güzel bela olacak ama.
"Kız başıma...e ben gideyim o zaman."
Beni geçiştirircesine başlarını salladıkların da cebimden hiç bir zaman ayırmadığım biber gazını çıkartıp gözlerine sıktım. Acı için de bağırarak gözlerini tutarlarken yer de gözüme kestirdiğim taşı kafalarına attım.
"Kız başınaymış yürüyün gidin lan buradan!""Manyak lan bu! Çocuk kendisi gelin beni dövün dedi!"
"Kaç abi kaç, deli bu!"
Kendisi mi dövdürtmek istemişti? İkisinin de koşarak gitmesiyle derin nefes verirken ağzı yüzü kan içerisin de kalmış çocuğa doğru eğildim. Dikkatle gözleri bana bakarken gece olmasına rağmen ışıl ışıl parlayan kara gözlerine baktım. Elimi ona doğru uzattığım da önce elime sonra da mavi gözlerime baktı. Elimi tutarak destek alıp kalktığın da aklımda ki soruyu yönelttim.
"Neden kendini dövdürttün?"
"Canım istedi."Siyah kıvırcık saçları siyah gözleri...nedense..onu merak ediyordum. Kendine has tok ve naif bir sesi vardı.
Arkasını dönüp gitmeye başladığın da huzursuzca yerim de kıpırdandım.
"Hey!dur!"
Ona seslenmemle yerin de durup ağır ağır başını bana doğru çevirdi. Hızlı adımlarla yanına gidip kanlı yüzüne baktım.
"Seni böyle bırakamam."
Gözlerin de ilk defa bir duygu gördüm,şaşkınlık..
"Neden?"
Anlamaya çalışır gibi bana bakıyordu. Ah be kara göz ben de bilmiyordum neden olduğunu,gözlerin beni kendine çekiyordu."Gel hadi,otur şu kaldırıma sana pansuman yapalım."
Elinden tutup kaldırıma oturttuğum da şaşkınlıktan olsa gerek sessizce beni izliyordu. Çantamdan çıkardığım suyu peçeteyle buluşturup hafif hafif yaralarını sildim.
"Şimdi söyleyecek misin kara göz?"
"Kara göz?"
Ne? Gözlerin kara değil mi?
"Neden dövdürttün kendini?"
Sorusunu es geçerek sorumu yeniden yönelttiğim de gözleri siyahın en koyu tonunu aldı.
"Çünkü bugün benim ölüm yıldönümüm."
Bu da ne demekti böyle? Konu derine benziyordu,derine girmemek en iyisiydi. Peçeteye de suyu bocalarken aklıma gelen soruyu yönelttim
"İsmin ne?"
"Merih."Gözlerimi peçeteden çekip gözlerine baktım. Merih...
Güzel isimdi,yaralarını temizledikten sonra ayağa kalkarak elimi tekrardan ona uzattım. Elimi tutarak ayağa kalktı.
"Ailen seni merak etmiyor mu? Sabah olacak neredeyse?"
Benim bir ailem yoktu ki?
"Merak etmezler,neyse ben artık gideyim,tanıştığıma memnun oldum merih."
Arkamı dönüp gidecekken elimden tutmasıyla bakışlarım ona döndü.
"Sen...senin ismin ne?"Gülerek bedenimi ona doğru döndürdüm.
"Bak ne diyeceğim eğer bir daha karşılaşırsak ismi mi öğrenirsin belki de?"
Arkamı dönerek yoluma devam ederken ardımdan bağırdı.
"Görüşelim o zaman!"🖤✨🖤✨
Eve geldikten sonra bir türlü uyuyamamış, gözlerim kapalı kara gözleri hayal etmiştim. Kara göz...acaba kader tekrardan bizi karşı karşıya getirirmiydi?
Ne diyordum ben böyle, benim artık ne aşka, ne de sevgiye inancım kalmamıştı. Ben aşktan nasibimi çok güzel almıştım,çok acı bir şekil de hem de.Sabah zor da olsa kalkıp yeni okuluma gitmek adına hazırlandım. Her sene farklı okullardan atılır,diğer sene başka okula kayıt olurdum. Nedeni genellikle ettiğim kavgalardı,ama sanırım bu araların da en iyisiydi devlet değil de özel gibiydi. İlgimi çeken de bu olmuştu,ama bir yandan da o kadar tehlikeli bir okuldu. Herkesin kendine has sabıkaları vardı,bakalım beni bu okul da neler bekliyordu.
Odamdan çıkarak mutfağa yöneldiğim de gördüğüm kişiyle kaşlarım havalanmıştı. Ne ara gelmişti ki?Masa üzerin de rakısı ve sigarasıyla bakışlarını bana dikti.
Annem...annemden bahsediyordum.
"Yüzünü gören cennetlik."
Göz temasını keserek çaydanlıktan kendime çay doldurdum.
"İşteydim."Sert bakışlarım ona dönerken masaya bardağı sert bir şekilde bıraktım.
"İşten gelmen aylarını mı alıyo senin! Bıkmadın değil mi? Sana kaç kere dedim oraya gitme diye! Ben sana bakardım."
Beni umursamadan rakısından yudumlarken tiksintiyle ona baktım. Zıkkım içesice.
"Karışma sen,ben bu akşam gidicem çağırdılar."
Sinirle çantamı sırtıma takıp gitmeden önce son kez gözlerimi ona diktim.
"Cehennemin dibine git!"
Hırsla evden çıkarak yürümeye başladım. Hiç bir zaman değişmeyecekti. O hiç bir zaman değişmeyecekti.
İstese ben ona bakardım,gerekirse okulumu bırakır çalışırdım...neredeydi onda o istek!Okulun önüne geldiğim de sinirimi atmak adına derin nefes alıp yavaşça bahçeye girdim. Bakışların bir kaçını üzerim de hissetsem de onlara bakmayıp okulun içine girdim. Gözüme kestirdiğim kızıl saçlı kızın koluna yapışıp bana dönmesini sağladım.
"Müdürün odası nerede?"
Dikkatle beni süzüp eliyle sol tarafı gösterdi.
Bir şey demeden kolunu bırakıp sol tarafa yöneldim. İster istemez duruşumu dikleştirip kapıyı tıklatarak içeriye girdim.
"Gir."
"Ben yeni öğrenciyim,ayliz anar."
Gözlüklerinin üzerinden bana bakarak bilgisayar da bir şeyler yapıp konuştu.
"Ayliz anar...her sene başka okul mu değiştiriyosun evladım sen,hepsinde de kavga olayları bol bol var maşallah.""Sınıfı mı öğrenebilir miyim?"
Sabırsızca konuştuğum da ters ters bana bakıp katı sesiyle konuştu. çok da umrumda ya,nasıl korktum anlatamam.
"12/c üst katta sağ tarafta."
Bir şey demeden odadan çıkarak üst kata yöneldim. Bakalım bu okul da beni neler bekliyordu.
Sınıftan bağırtılı sesler gelirken hocanın gelmediğini anlayarak sınıfa bodoslama daldım.
Benim gelmemle sesleri kesilirken dikkatle beni incelediklerini fark ettim. Sınıfta boş sıra bulmak adına gözlerimi gezdirirken gördüğüm kişi sinirlenmeme neden oldu. Pamir..onun burada ne işi vardı?Gözlerimiz kesişirken onun da gözlerin de şaşkınlık görmüştüm. Umursamayarak başka yere bakarken gördüğüm kara gözlerle donup kaldım. Merih...
Gözleri benim üzerimdeyken donmuşcasına ona bakmaya devam ediyordum. Bu bir tesadüf müydü yoksa kader mi?Merih ve ayliz'in parodi hesaplarını takip etmeyi unutmayın!❤️
Instagram👇🏻
merihuyar24~ayliizzanaarrBiricik yazarınızı da takip etmeyi unutmayın❤️
Instagram👇🏻
dolunaayyzBismillah diyerek başlıyoruz inşallah diğer kitaplarım gibi sende çok sevilirsin sarmaşığım✨
Yazım hatası varsa affola
Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın
Sizleri çok seviyorum
Kendinize iyi bakın
Hoşçakalın💫
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarmaşık
ChickLitŞaşkın bir halde beni duvarla arasına alan kara gözlere bakıyordum. Sarhoştu...hem de çok. Başını boynuma gömerek derince kokladı. Yerimde mıhlanmışcasına durmuş, tepki veremiyordum. Parmağını boynuma doğru sürtüp fısıldadı. "Sen zehirli bir sarmaşı...