51.BÖLÜM: ALIŞVERİŞ

1.4K 85 22
                                    

Gençler yeni bölüm geldi. Yorum ve oy↙️↙️↙️ atmayı lütfen unutmayın. Bir de beni takip hâlâ etmiyorsanız ederseniz çok sevinirim💙💙💙...
İyi okumalar💙.

Sabah uyandığımda kızlar çoktan bize gelmişti. Beni uyandırmak yerineyse sürpriz kahvaltı hazırlamışlardı. Annem bugün de çalışıyordu o yüzden evde rahattik. Masaya oturduğumda selin çayları koydu ve yerine oturdu.
Selin "hadi yiyelimde çıkalım. Elbise bulmak çok zor olacak." Dedi. Baloya bir hafta kalmıştı. Elif bugün herkese balo tarihini duyurmuştu. Seline kafamı sallayarak cevap verdim. Elif telefonundan başını bir türlü kaldıramadığı için cevap dahi verememişti.
Kahvaltımızı yaptıktan sonra giyinmeye yukarıya çıktım. Selin mutfağı toplarken elifde balo için işlerini hallediyordu. Üzerime boyfriend bir pantalon ve beyaz kısa kollu bir t-shirt giyidim. Kolay giyip çıkarabileceğim şeyler olması elbise denerken beni daha az yorardı. Saçlarımı kafamın üzerinden bir topuz yaptım ve aşağıya indim. Kızlar içeride oturuyorlardı.
"Ben hazırım hadi çıkalım." Dedim.
Selin "dur şimdi çıkmıyoruz. Bizimkiler gelecek." Dedi. Elif birden telefonundan başını kaldırdı.
"Neden?" Diye sordu.
Selin "ben alışverişe çıkacağımı söyleyince mert sen şimdi açık şeyler alırsın bende geliyorum dediği için karşı çıkamadım. Sonra diğerlerininde aklına girmiş sanırım onlarda geliyor diye mesaj attı şimdi."
Dedi.
Elif "serhatın aklına nasıl girmiş olabilir. Gavat o." Dedi ve kahkaha atmaya başladı. Elif'e dönüp
"Serhat giyidiğin elbiseyi açık bulursa aklına gelebilecek her türlü pisliği yapar. Ama beğenirse o elbiseyi bir ballandıra ballandıra anlatırki kendini Angelina Jolie zannedersin." Dedim. Kızlar birden kahkaha atmaya başladılar.
Selin "ben asıl burağı merak ediyorum. İkinizde birbirinizden inatsınız. Katliam çıkarsa hiç şaşırmam." Dedi. Hep birlikte kahkaha atmaya başladık. O sırada selinin telefonuna mesaj geldi ve ayağa kalkarak bize döndü.
"Gelmişler hadi çıkalım." Dedi. Hepimiz ayaklandık ve dışarıya çıktık.

Alışveriş merkezine geldiğimizde kızlarla mağazaları dolaşmaya başladık. Güzel şeyler vardı ama pek benim tarzım değillerdi. Selin dördüncü elbisesini denerken elifle onu bekliyorduk. Önceki elbiseleri ya selin begenmemişti ya da mert bir bahane bulup aldırtmamıştı. Elif daha bir elbise denemiş onuda pek beğenmemişti. Ben kendime göre bir elbise bulamamış sadece etrafta göz gezdirmekle yetinmiştim. Burak yanıma gelip oturdu ve beni kolunun altına aldı.
Burak "neden sende bir şeyler denemiyorsun?" Diye sordu.
"Bilmem. Benlik bir şey bulamadım daha." Diye cevap verdim. Burak başıyla beni onayladı ve kısa bir işi olduğunu hemen geleceğini söyleyip mağazadan çıktı. Sanırım şirketle ilgili bir işi çıkmıştı. Çok kurcalamadan seline döndüm. Siyah üzerine tam oturan bir tuvalet giyimişti. Göğüs kısmında küçük bir dekolte vardı. Kolları tamamen açıktı. Mert ayağa kalkıp selinin yanına gitti ve konuşmaya başladı.
Mert "bak ne kadar güzel bir elbise. Çok açık da değil. Beğendim ben bunu." Dedi. Selin güldü ve birden arkasına döndü. Hepimiz o an kahkaha atmaya başladık. Elbisenin arkası komple açıktı. Bu şimdiye kadar giyidiği en açık elbiseydi. Mert'in bir anda yüzü değişti ve selini ite kaka kabine geri soktu. Bizse kahkaha atmadan duramiyorduk. Mert sabır çeke çeke yanımıza geri oturdu. Bizse hala gülmeye devam ediyorduk.

Aradan bir kaç saat geçmişti. Selin elbisesine karar vermiş ve almıştı ama bir kaç yeri tadilata ihtiyacı vardı. Elbiseyi terziye verip yemek bölümüne çıktık. Gerçekten yorulmuştuk. Ben hiç bir şey beğenmemiştim elifse bir elbise beğenmiş ancak bedeni olmadığı için başka yerlerde bakacağını söylemişti. Diğerleri ne yiyeceklerinr kadar verirken burağı aradım neredeyse iki saattir ortalıkta yoktu. Telefonunu ikinci çalışında açtı.
"Efendim güzelim." Dedi.
"Nerdesin Burak hemen gelicem demiştin." Diye cevap verdim. Burak derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı
"Güzelim ben sana haber vermeyi unuttum. Şirkette bazı işler karışmış. Onları hallediyordum. Bugün tümgün şirkette olucam gibi gözüküyor." Dedi. Biraz moralim bozulmuştu ama sorun değildi. İşlerini tabiki halledecekti. Yedi yirmi dört yanyana olamazdık ya.
"Sorun yok canım. Sen işlerini hallet yarın konuşuruz." Dedim.
Burakla vedalaştıktan sonra telefonu kapattım ve bizimkilere döndüm.
"Eee ne yiyoruz?" Diye sordum.
Elif ve serhat aynı anda
"Hamburger" dediler ve birbirlerine bakarak güldüler.
Selin "ben dürüm yemek istiyorum." Dedi.
Mert "bende dürüm yerim. Sen ne yiyeceksin Eylül?" Diye sordu. Etrafıma biraz baktıktan sonra
"Bende dürüm yiyim. Uzun zamandır yemiyorum." Dedim ve erkekler yemeklerimizi almaya gitti.

Yemeklerimizi yedikten sonra hepimiz mayışmıştık.
Selin "ya sinemaya mı girsek?" Diye sordu. Saat dörde gelmek üzereydi.
Mert ve serhat selini hemen onayladı. Elifse annesinden izin almak için masadan kalktı ve sessiz bir yerde konuşmaya gitti.
Selin "Eylül geliyorsun dimi?" Diye sordu.
"Ya ben gelmesem. Siz sevgililerinizle takılın ben biraz yoruldum. Eve gidip uyumak istiyorum." Dedim. Selin ilk başta biraz ısrar etsede gerçekten yorulduğumu anladı ve gitmeme izin verdi.

Eve vardığımda gerçekten çok yorulmuştum. Ayaklarım resmen tutmuyordu. İçeriye geçip kendimi koltuğa attım. Annemin gelmesine daha bir saat vardı. Ona bir sürpriz hazirlayabilirdim. Hemen kalkıp mutfağa gittim. Annemin dünden yaptığı yemekler hâlâ duruyordu. Ona en sevdiği kurabiyeden yapabilirdim. Malzemeleri çıkardım ve kurabiye hamurunu yapmaya başladım. Biraz ortalık batsada sonunda hepsini yapıp tepsiye dizebilmiştim. Fırını ayarlayıp kurabiyeleri attım ve dağıttığım mutfağı toparlamaya başladım. Daha sonra yemekleri buz dolabindan çıkardım ve ocağa koydum. Belki yemek yapamiyordum ama bu anneme güzel bir sofra hazırlayamayacağım anlamına gelmiyordu. Yemekleri bir yandan ısıtırken salata malzemesi çıkardım ve dogramaya başladım. O kadar çok dalmistim ki neredeyse kurabiyeleri yakiyordum. Güzelce onları tabağa koydum ve sofrayi hazırladım. Gercekten güzel bir sofra olmuştu. Geriye sadece annemin gelmesini beklemek kalmıştı. Üzerimdeki önlüğü çıkardım ve anneme mesaj attım.

Gönderilen: Anniş
Nerelerdesin Melike sultan?

Gönderen: Anniş
On dakikaya evdeyim canım.

O gelene kadar yukarıya çıkıp üzerime pijamalarımı giyidim.
Daha beş dakika geçmişti ki kapı çaldı. Üzerime hemen bir şeyler geçirerek aşağıya indim ama gelen annem değil buraktı. Kapıyı açtığım gibi beni öpmeye başladı ve içeriye girerek kapıyı kapattı. Ona karşılı verirken kollarımı boynuna doladım. Belimden tutup sertçe kendine çekti ve diğer elinide yanağıma koydu. Geri çekildiğine alınlarımızı dayadı ve
"Özlemişim seni öpmeyi." Dedi
"Daha bu sabah öpmüştün. Ne ara özledin?" Dedim ve güldüm.
Burak "ben seni her dakika özlüyorum güzelim." Dedi. Yaklaşık beş aydır sevgiliydik ama tek bir cümlesi bile hâlâ beni ilk baştaki gibi hryecanlandırıyordu. Bu his güzeldi ama utandırıyordu.
"Ya annem evde olsaydı neden direk öpüyorsun?" Dedim.
Burak "annenin arabasını gelirken gördüm. Ondan önce gelmek içinde biraz hız yaptım diyelim." Dedi ve güldü. Bu çocuktan korkulurdu. Onu hafifçe geri ittim ve
"Annem gelmeden git hadi." Dedim. Burak ilk önce dudağıma sonrada alnıma birer öpücük kondurdu ve hızlıca evden çıktı. Onun arabasının gittiği an annemin arabası gelmişti. O görmeden kapıyı kapattım ve hızlıca içerideki yerime geri oturdum. Bir kaç dakika sonra annemin anahtar sesini duymuştum. Kapıyı açıp içeriye girdi ve "ben geldim kızım." Diye seslendi. Sanki saatlerdir burda oturuyormuş edasıyla ayağa kalktım ve "çok hızlı geldin annecim." Diyip yanaklarından öptüm. Annem üstünü çıkartıp askıya aştı ve bana dönüp
"Sevgilini uğurlarken seni hiç görmedim sanki. Kıvırma" dedi ve gülerek mutfağa gitti. Bu kadındanda hiç bir şey kacmiyordu.

Bu bölümde böyle oldu. Umarım beğenmişsinizdir. Bol bol yorum ve oy↙️↙️↙️ atmayı unutmayın. Sizleri seviyorum💙💙💙...

Çete GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin