15.BÖLÜM: Ç.S.

4.7K 183 18
                                    

Elif'den
Sınıfa girdiğim anda alinin kolumdan tutup çekmesiyle kendimi kapının önünde buldum. Sol kolum şimdiden acımaya başlamıştı.
"ne yaptığını sanıyorsun sen ali?"
"elif bu zamana kadar seni benimle çıkman için hiç zorlamadım. Hep zorla güzellik olmaz dedim ama yeter artık. Tam 2 sene oldu ve sen bu süre içinde senden hoslandığımı bile bile erkeklerle çıktın. Benim ne eksigim var he?"
Ali beni iki senedir seviyordu. Ama onunla hayatta çıkmazdım. Elinden sigarası alkolü eksik olmazdı. Her zaman kavgalara karışır keko gibi giyinip etrafta ağalık yapardı. Çıkmak istediğim kesinlikle bu tip bir insan değildi.
"ya ali anlamıyor musun? senin gibi bir insanla çıkmak istemiyorum. Yeter artık senin sevgine bu zamana kadar saygı duydum ama yeter bu kadar."
Kolumu çekmeye çalıştığımda daha çok sıktı.
"bırak kolumu çok fena olur."
"hiç bir bok olmaz."
Bu sefer beni feci sinirlendirmişti. Sağ elimle ona sağlam bir kroşe attım. Çenesini tutarak yere yığıldı. 4 yıldır kick boks yapıyordum ve yumruklarım epey sağlamdı. Alinin üzerine çıkıp yumruk atmaya başladığımda solumda birinin bize diğru geldiğini gördüm. Tam ona dönecekken eylülün sırtına atlayıp kafasını ısırmasıyla geri geri gitmeye başladı. Aliyi ne kadar sevmesemde şuan onu yumruklarken bana karşı koymuyordu. Sanki halinden memnundu. En son burnunu kanattığımda belimde bir el hissettim. Ve hemen ardından havadaydım. Ali yerde uzanmış bir sekilde kaldı. Bense hâlâ hıncımı çıkaramamıştım. Ona diğru hamle yapmaya devam ediyordum. O sırada müdürün ve hocaların sesini duymamla her şey müdürün odasına taşındı.
Eylül'den
Müdürün odasında basıma buz tutuyordum. Düştüğümde başımı yere vurmuş ve şişirmiştim. Müdürse aliye kızıyordu. Sanırım bunun gibi bir kaç olay daha olmuş ali ve elifin arasında. Burak benim karşıma müdürün önündeki koltuğa oturmuş eline buz tutuyordu. Serhat ve elif solumdaki çift kişilik koltuğa oturmuş elif serhatın başına buz tutuyordu. Aslında şöyle bir bakınca yakışıyorlardı. Önümüzde ayakta ali ve arkadaşlarıda azar yiyorlardı. Ali sürekli serhata öfkeyle bakıyordu. En sonunda müdürün odasından çıktığımızda berke ve eymen yanımıza geldi.
Berke "noldu?" diye sorunca burak bir şey yok gibi bir şeyler dedi. Eymen elifin yanına gidip "iyi misin canım?" diye sorduğunda serhat ve ben direk onlara döndük. Elifi serhatla yakıştırmıştım ama eymenle mi çıkiyordu? elif eymene  dönerek "iyiyim canım sorun yok." dedi. Eymen onlara bakışlarımı görmüş ve konusmaya başlamıştı. "yanlış anlamayın. Biz kuzeniz sevgili değil." dediği şeyle şaşırmıştım. Eymenle kısa bir zamanda yakın arkadaş olmuşruk ama elifi okulda hiç görmemiştim bile.
Son ders biz müdürün odasındayken bitmişti. Sınıfa çantamı almaya gidiyordum. Burak "daha iyi misin? başın nasıl oldu?" diye sordu. 
"iyiyim sorun yok. Biraz sızlıyor sadece. Senin elin nasıl?"
"önemli bir şey değil geçer bir iki günr." sınıfa girip çantalarımızı aldık. Buzları bırakmaya gittiğimiz için serhat elif eymen ve berke önden gitmişlerdi. Burak "gel seni eve bırakayim." dediğinde gerçekten yorgun olduğumu fark edip kabul ettim. Eve gelene kadar hiç konuşmamıştık. Evin önüne geldiğimizde burak arabayı durdurdu.
"dinlen bugün biraz çok yoruldun."
"tamam sende dinlen elinede dikkat et sarmayı unutma." diyerek emniyet kemerimi çıkardım. Tam kapıya hamle yaptığımda kolumdan burak tuttu ve kendine çevirdi. Yanağımı öptükten sonra geri çekildi ve gözlerimin içine baktı. "görüşürüz." dedikten sonra sessizce "gö-görüşürüz." ahhh kekelemiş olamazdım degil mi? arabadan utanarak hızlıca eve girdim ve kapıyı kapatıp bir kaç saniye orda kaldım. İçeriden annem "sen mi geldin kızım?" diye seslendiğinde kendime geldim ve ayakkabılarımı çıkardım. "evet anne ben odamdayım." diyerek mutfakta olan anneme seslendim ve odama çıktım. Müzik dinlemek en iyisiydi. Müzik listeme girip kulaklığımı taktım. Şarkının sesini sonuna kadar açıp bende eşlik etmeye başladım. Mor ve ötesi- daha mutlu olamam çalıyordu.

Hayatımdan çok memnunum.
Aşk bitti aşk aptallıktır.
Birde sigarayı bıraksam,
Kimse tutamaz beni artık.

Küçük şeyler sevindirir ruhumu
Hayal bile edemezdim ben bunu...

Daha mutlu olamam...
Daha mutlu olamam...

Müzik bittikten sonra yatağıma uzandım. Fark etmeden ayağa kalkmış ve dans etmeye başlamıştım. O sırada odamın kapısı çaldı. "gir." Annem içeriye girdi ve yatağa oturdu. "uzun zamandır birlikte vakit geçirmiyoruz kızım. Bu akşam anne kız gecesi yapalım mı?" anneme gülümseyerek başımı salladım. Birlikte aşağıya inip yemek yedik. Daha sonra o bulaşıklarla ilgilenirken bende güzel bir film aramaya başladım. "ne tür bir film olsun anne?" annem içeriden "fark etmez ama fantastik bir şeyler olursa hiç fena olmaz." annemde tam benim gibiydi. Fantastik, bilim kurgu ve macera tarzı filmleri çok severdi. Ama bu sefer değişiklik yapmak istiyordum. Netflix den bu aralar çok fazla bahsedilen 'Aşk 101' dizisini açtım. Selin izlemjş ve bana çok tavsiye etmişti.
Annemle dizinin hepsini bitirmiştik. 8 bölümlüktü ve aşırı beğenmiştik. Annem "iyiki değişiklik yapıp açmışız beğendim ben bu diziyi." dedikten sonra diziyi bitirmeden kalkmamıştı. Saat neredeyse üçe geliyordu. Annem koltukta uyuya kalınca üzerine bir battaniye örterek odama çıktım. Yatağa girip telefonumu açtım. Bilinmeyen bir numara bir fotoğraf göndermişti. Fotoğrafı açtığımda gözlerime inanamadım. Bu burakla lunaparka gittiğimiz güne ait fotoğraflardı. Bana necatiyi alması, benim kusmam, yemek yememiz, çarpışan otolara binmemiz, benim takıldığım zaman onun beni tutarak kendine çekmesi, yakınlaşmamız, beni eve bırakması ve hatta dönme dolaba bindiğimizde öpüştüğümüzün bile fotoğrafı vardı. Onca resmin altında da şu sözler yazıyordu.

"Bunları herkesin görmesini istemiyorsan söylediklerimi yapmalısın.  Ç.S."

Vote↙ atmayı unutmayınız...

Çete GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin