Bu kitabı hala okuyanlar varmış, şaşırdım açıkçası. Sizler için devam edeceğim. Sık bölüm gelir mi garanti vermek istemiyorum artık ama bırakmayın kitabı. En azından bu kitabı da enkaza çevirmek istemiyorum.
İyi okumalar~
Flasback
Ameliyattan 10 gün Sonra
İnsanın hayatta başına çok kötü olaylar gelebilir. Çok acılar çekebilir. Aç kalabilir,susuz kalabilir, en yakınını kaybedebilir,çok ağrılı bir hastalığa tutulabilir vs. Kişi çektiği acıyı en iyisi kendisi bilir. Çünkü bunun zararlarını kendisi çekmiştir.Atalarımız bu sebeple " ateş düştüğü yeri yakar " demişlerdir. Yani insan bir derdi çekmediyse bu derdi yüreğinde yaşayan insanları ne kadar isterse istesin anlayamaz.
Bu nedenle beni en iyi yaşayan anlayabilirdi. Nebileyim ki hoşlandığım kişinin böyle biri olacağını. Yıllarca içime gömdüm aşkımı. Zaten onca acım bana yetmezmiş gibi o da eklendi üzerime. Yine sustum ama. Bu benim kederim dedim. Kendi kendime acımı yaşadım...hemde yıllarca.
Canıma tak etti ama onu kaybetmemek için yıllarca sustum ben. Bu bana ne kadar acı verdi biliyor musunuz?
En basitinden televizyonda izlediğimiz aşk dizilerinde bile ister istemez kendimizi hayal ediyorduk değil mi? 'Çok güzel,özlemle sarıldılar birbirlerine. Keşke benimde böylesine sıkı sarılabileceğim bir sevgilim olsa.'
Adım kadar eminim ki herkes hayatında en az 1 kere bunu içinden geçirmiştir. İnsanız yani sonuçta,normaldi. Fakat gözümde öyle büyüdü ki bu tür olaylar anormal gelmeye başladı bana.
O mu bana ümit verdi yoksa ben mi çok hayalperesttim anlayamıyordum. Biliyorum kendimi az çok ama bana olan en küçük bir hareketinde bile kalbimi durduramıyordum ki.
Kalbim onun adını haykırıyordu, beynim ise bunu engellemek için kalbime sus dese de inatla haykırıyordu. Bir kere düşmüştüm ben bu bataklığa,çıkış yoktu artık.
İstemsizce geliyordu aklıma onunla olduğum saniyeler. Ne nimetli anılardı benim için. Birbirimize verdiğimiz sözler,sarılışlarımız, yan yana beraber olunca insanlara karşı dimdik oluşumuz,beni diğer mahlukat insanlardan koruması, sadece bana öyle bakarak gülümsemesi,elimi tutuşu...unutamıyordum işte.
Gerçi kim unutabilirdi ki?
Geldi öyle bir anda,kondu kalbime küçük bir serçe misali. O kadar küçüktü ki yakalamayadım elimle. Kalbim,kafes oldu ona sonra. Kafese kendi isteğiyle girdi sanki. Çıkamadı bir daha,izin vermedim. Ve böylece her an,her saniye kalbimde olmaya devam etti.
Ben onu istedim,ancak o ümit veren bir alçaktı.
Evet,doğrusu buydu.
O kadar edebiyat yapıyordum kendi muhakememde. Satırlara döküyordum duygularımı ama geriye kalan tek duygu,akıttığım gözyaşlarım oluyordu.
Kendi halime bakmaya utanıyordum ben.
Bir insan bile bile kendinden utanır mıydı hiç? Ben utanmıştım.
Ameliyathaneden çıkmış halimle bile aklımda o vardı. Atamıyordum işte. Kim bilir nasıldı,ne yapıyordu, durumu nasıldı? Hepsi aklımda koca bir soru işaretiyle birikiyordu.
Şanslıydı beni aldattığı o kız. Onun gibi biri tarafından sevilmek...mükemmel bir histi büyük ihtimal. İhtimal diyordum çünkü o asla gerçekten beni sevmemişti. Sadece işine bakıyordu ve bende ona inanmıştım.
Ben aptaldım. Bu tür duygulara karşın hassastım ve o bu hassaslığımı kullanmıştı. Herkese karşı buzdan olan ben,ona şeffaftım.
Küssem bile dayanamazdım ki. Bir gülüşü yeterdi onu affetmeme.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obstacle✔
FanficHerkesin aksine onun etrafına örecek kalın duvarları yoktu,onun kelimeleri vardı yalnızca.