°14

535 46 28
                                    

Uzun zamandır bölüm atamadım gerçekten kusura bakmayın. Büyü adlı kitabimi bitirmeye çalışıyorum. O bittikten sonra bu kitaba seri bölümler gelecek, o yüzden kutuphanenizden çıkarmayın lütfen.

Bu arada yks'ye girenler umarım istediğinizi başarmışsınızdır.

yazım hatası varsa belirtmeyi unutmayın.

Hepinizi seviyorum♡

İyi okumalar~

Eve gelir gelmez kendimizi koltuğa attığımızda güzel bir film açmıştık. Evde ki havuza girmeyi düşünüyordum ancak Jungkook sağolsun,üşendiği için bize film izlettirmişti.

Neymiş havuz soğukmuş,üşürmüş, yorulurmuş felan da filan. Yaşlı bir dede gibiydi ve bu,içimde onu boğma isteği doğuruyordu.

Komedi tadında çerezlik bir film izlemiştik. Mafya olmaya çalışan birinin komik hayatıydı. Aslına bakarsanız mafyalık çok iyi değil miydi? Nebileyim sizi dinleyen ve istediklerinizi yapan onca adamlar. Savaş,çatışma,aksiyon...güzel görünüyordu ekşın adına ama benim gibi beceriksizseniz bu sadece hayal olarak kalıyordu sanırım.

Gerinerek ayağa kalktığımda Jungkook'ta benimle birlikte kalkmıştı. Film izlediğimize göre artık havuza girebilirdik sanırım.

Bakışlarımla havuzu işaret ettiğimde hızlıca başını hayır anlamında sağa sola salladı. Korkuyor muydu acaba havuzdan? Ya da yüzmeyi mi bilmiyordu?

Silahtan bile korkmayan biri gerçekten sudan mı korkuyordu? İşte buna saatlerce gülebilirdim.

'Sudan mı korkuyorsun Jungkook-ah?'

'Ben mi? Hah! Hayır,tabiki de. Neden korkayım ki?'

'O zaman neden bu kadar telaş yaptın?'

Eli ensesine doğru gittiğinde bedenini çoktan iteklemeye başlamıştım. O vazgeçmeden onu havuza götürmeliydim. Tabii kocaman bedenini ne kadar itekleyebilirsem.

Bir kaç kere denememe rağmen bir adım bile götürememiştim,o ise pişkin pişkin bana bakarak gülüyordu. Madem öyle kendi bilirdi.

İçimde ki sinsi Ae Cha ile kendi odama doğru gittim. Ben götüremiyorsam kendi paşa paşa elbet gelirdi.

Dolabımdan öylesine siyah bir mayo giyinip hızlı adımlarla aşağıya indim. Amacım onu korkutmaktı. Boğuluyormuş gibi yaparak onu korkutacaktım. Eh o da beni koruyan biri olarak ister istemez suya atlayacaktı. Böylelikle de suya girmiş olacaktı.

Havuzun başına vardığımda etrafı süzdüm. Jungkook salonun camından buraya doğru bakıyordu.

Kim bilir ona içten içe güldüğümü bilseydi napardı?

Ayağımı kaymış gibi yaparak kendimi suya attım. Biraz da kendi oyunculuğumu katarak suyun yüzeyine çıkıyor sonra da tekrar suyun içine giriyordum. Anlarsınız ya işte,boğulma taklidi.

Tabi bunları yaparken arada Jungkook'un olduğu yere bakmaya çalışıyordum. Beni kurtarması gereken sahne,tam da bu andı.

Ancak sonra hiç istemediğim bir olay oldu. Zaten aşırı şanssız biri olarak başıma gelmesi muhtemeldi ama gerçekten hiç beklemiyordum.

Anlık olarak sağ ayağıma kramp girmişti. Ayağımı tutmaya çalışıyor hem de suyun üzerinde kalmam gerekiyordu.

Şimdi gerçekten boğulmak üzereydim,nerdesin Jungkook-ah?

Çırpınmaya başladım,sanki yüzmeyi unutmuş gibiydim. Bir daha asla saçma ve böylesine iğrenç bir oyun yapmayacaktım. Tanrım...gerçekten ölüyor muydum? Hemde daha gencecik yaşımda.

Nefesim daralıyordu,nefes almak için can çekişiyordum ama sonuç genzime kaçan sulardı. Genzime kaçtığı için de öksürüyordum ve bu daha fazla ağzıma su girmesine sebep oluyordu.

Gerçekten lanet olsun!

Ümidi kestiğim tam da o an da, su da bir hareketlilik oldu. Başımı kaldırıp zar zor baktığım da onu görmüştüm. Jeon Jungkook. Her zaman ki gibi beni kurtaracaktı. Hayatımın kahramanıydı.

Kolumu tutması adına ona uzattığım da kolumu yakaladı bir saniye bile beklemeden. Her an tahtalıköyü boylayabilirdim,acilen saliseler içinde felan çıkmam gerekiyordu buradan.

Bedenimi kendine doğru çekti, ayaklarımı beline koymamı sağladı. Kollarımı ise boynuna sardım. Çok yakındık,fazla yakındık, aşırı yakındık. Onu komple hissedecek derecede yakındık.

Ölüyorum.

Eriyorum.

Yanıyorum.

Ben ne ara onunla bu pozisyona gelmiştim? Hepsi saniyeler içinde olmuştu ve durdurma gibi bir lüksüm yoktu. Zaten durdurmak isteyende yoktu.

Bunu yaptığım için belki de kendimden soğuyacaktım ama gelecekte ki çocuklarımın adına yapmalıydım. Evet evet,daha onunla sevgili dahi olmamıştım ama çocuk hayali kuruyordum. Beni en iyi her gece aklında sevdiği kişi ile farklı senaryolar kurarak düşleyen biri anlayabilirdi.

Suyun yüzeyine çıktığımızda gözlerimi kapattım. Sadece dudaklarının tadını merak ediyordum. Bana suni tenefüs yapacaktı. Yani umarım.

Peki ya hissettiğim kaslara ne denmeliydi? Ona komple sarılmıştım ve bu anlatamayacağım kadar ateşli bir durumdu. Çok fena bir haldeydim. Daha anlatmama gerek var mıydı? Çünkü her an onun ateşliğinde eriyebilirdim de.

Bir kaç kez başımı sağa sola sallayarak bana doğru baktı. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordu heralde. Boğuldum işte be adam daha neyine bakıyorsun? Yapsana suni tenefüs!

Sırtımı havuzun kenarına dayadı. Ayaklarım hala belinde,kollarım ise hala boynundaydı.

Bana yaklaştığını hissedebiliyorum, evet. Öpecek,sonunda. Bu anı asla unutmayacağım. Teşekkürler Tanrım. Gelecekte ki çocuklarımın geleceği kurtulmuştu resmen.

"Boğulmadığını biliyorum Ae Cha. Rol yaptığını anlayacak kadar seni tanıyorum ama umrumda değil. Bunu yapacağım."

Ve dudaklarımız birleştiğinde gözlerimi açmamak için zor durmuştum. Teşekkürler Tanrım, teşekkürler. Onun gibi birini yaratıp öpüşme anımız olduğu için özellikle de.

Dudağımı ısırdığında karşılık vermemek için kendimi zorlamıştım ama iş işten çoktan geçmişti, umrumda bile değildi. O yüzden karşılık verdim.

Dillerimiz araya girdiğinde dudaklarının kıvrıldığını hissettim. Yemin olsun ki,hayatımda asla böylesine güzel bir an yaşamamıştım ve tam da bu an zamanı durdurmak istiyordum.

Onunla olamazdım belki ama fırsatları da kullanmalıydım. Bunun ne olduğu olmayan şeyimde bile değildi şayet pamuk şeker kıvamında ki nefis dudakları her haltı yaptırabilecek güzellikteydi. Aynı onun kendi kusursuzluğu gibi.

Bu adam kusursuzdu ve kusurlukla dolu olan beni öpüyordu. Belki de bu saçma bir hayaldi bilmiyorum ama, biz olamayacak kadar kusurlu olurduk. Özellikle de benim gibi biri varken.

Öpüştükleri an,öylesine güzeldi ki efsane bir kitabın şahane satırlarından çıkmış güzel bir sahne gibiydi. Kıskanılacasıydı. Ancak unutulan bir nokta vardı. Aşk, engelleri aşmazdı. Daha çok engel koyardı önlerine ve bu engeli geçenler, sonunda mutlu olmazlar. Çünkü bu evrenin kanunudur.

Ve bunun en büyük kanıtı ise öpüşen çiftin çekilen resmiydi. Ya da video mu demeliydim? İşte onların engelleri başlıyordu daha birbirlerine açılmadan. Ve ortada aşka dair bir sevgi varsa,onların birbirlerinin bilmesine gerek yoktu. Aşacakları yollar,zorla da olsa söylettireceklerdi.

Ve en önemli kısım ise, hayat kısaydı. Hiç bir zaman ise ne olacağı belli olmazdı.

Obstacle✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin