Sabah,her zaman ki günüm güzel bir alarmla uyanmak oldu. Daha doğrusu bana bakan kişinin alarm sesiyle uyanması.
Merak ediyordum da acaba alarm sesi nasıl bir sesti?
Düşüncelerime daldım yine, ister istemez oluyordu bu. Konuşamayınca duyamaz olmuştum. Bende fikirlerimi söylemek isterdim mesela herhangi bir konu hakkında ama konuşamıyordum.
Söyleyeceklerim boğazıma takılıyor, konuşmamı engelliyordu.
Zorluyordum kendimi konuşmak için ama nafileydi. Ben sadece işe yaramaz bir kızdım.
Jungkook yine her zaman ki aurasıyla odama girdi. Serseri tipli olabilirdi ancak o çok yumuşak kalpli biriydi. Belki de hayatımda gördüğüm en iyi adam olabilirdi.
Dövmeleri,çok sertti. Uzaktan onu gören biri mafya bile sanabilirdi. Ürkünç bir görüntüsü vardı ama o yinede benim gözümde tatlıydı.
Her zaman ki gibi beni uyandırdı, rutin olarak üzerimi değiştirdim. Genelde bu saatlerde,Jungkook'un beni uyandırmasıyla uyanır okuluma doğru giderdim. Daha çok özel okul diyebilirdim.
"Sana kahvaltı hazırladım Ae Cha."
Dudaklarının hareket ettiğini görünce bana bir şey dediğini sandım ama bana diyor olamazdı. Sonuçta ben duyamıyordum,dudak okumaya çalıştım ama bu konuda fazlaca beceriksiz olduğum için anlayamadım.
"Duyamadığını unuttum,özür dilerim Cha-ah."
Beden diliyle söylediklerini tekrar etti. Özür dilediğini ve bir daha asla böyle bir hataya düşmeyeceğini söylemişti.
Neyse ki olayı uzatmamış ve onu affetmiştim. Alışıktım böyle olanlara. Herkes konuşacak,herkes duyacak diye bir kaide yoktu. Ben sadece Tanrı tarafından böyle yaratılmıştım, yargılanmaya gerek yoktu.
Yemeğimi kısa tutarak hızlıca kıyafetlerimi giyindim. Bugün üniversitemin ilk günüydü. Açıkçası nasıl bir yer olduğunu merak ediyordum. Biraz da üniversite ortamını. Kendime yeni arkadaşlar edinmek istiyordum.
Kimilerine göre saf görünebilirdim ama benim gibi kişiler için arkadaş bulmak kolay değildi. Konuşamıyordum,duyamıyordum. Tek sesim beden dilim ve kalemimdi.
Bazen kendimi beden dilini bilmeyen kişilere karşı not defterime yazarak tanıtırdım. Tabii anında benden soğurlardı.
Elime aldığım not defterim ile Jungkook'un yanına gittim. O da benimle gelecekti. Bazen başıma olay çıkarabiliyordum bu engellerim yüzünden,O yüzden babam benim için birini bulmuştu.
İlk aşkım Jeon Jungkook
Tabi kendisi bilmiyordu bunu. Ona kendi ağzımla söylemek istemiştim hep bunu. Kendi sesimle ona gürce seni seviyorum demek istemiştim ama bu sadece benim için bir hayal olarak kalmıştı.
Onunla önce ortaokulda karşılaşmıştım,arkadaş olmuştuk. Nazik biriydi,asla sizi kırmayacak tiptendi. Sonra liseye onunla aynı sınıfa düştüğümde görmüştüm gerçek yüzünü.
O aslında kaba ve sert biriydi. Belki de değişmişti ama bir insanın bu kadar çok değişeceğini sanmıyordum. Bir kaç günde kendine sayamayacağım kadar dövme yaptırmıştı. Canının çok acıdığını hissetmiştim. Onun canı yandığında içimde bir yerlerde bir fırtına kopuyordu.
Sonra ise görüşmedik onunla,ta ki babamın birisini bulmasını isteyene dek. Bundan önce ki hayatımda dünya kurtarmış olmalıydım ki o kişi Jungkook olmuştu. Bana nazik davranıyordu eskisi gibi ama bunun sahte olduğunu anlayabiliyordum. Sonuçta kim benim gibi birini sevebilirdi ki?
O sadece bana baktığı için ona verilen parayı seviyordu.
Ben ise delicesine onu.
Eğer olur da bir gün tek bir cümle kurabilseydim. Bu Jungkook'a karşı 'seni seviyorum' diyebilmekti.
Yorum ve vote sayısına göre yeni bölüm gelecektir.
Bu kurguyu başka bir sitede okuyorsanız yanlış bir sitedesiniz. Orjinali Wattpad @Lilliaa0 hesabındadır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obstacle✔
FanfictionHerkesin aksine onun etrafına örecek kalın duvarları yoktu,onun kelimeleri vardı yalnızca.