°36

317 21 3
                                    

Yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayiiin. Yapmayana terlik👞👞 TERLİK EMOJİSİ BULAMADİM DNABDMBWKWLDWKE neyse öhöm siz anladınız bence

Bundan aylar,yıllar önce bana tek bir soru sorsanız cevabım çok net olurdu. Ancak şimdi işlerin geldiği durum beynimi karıştırıyordu.

Hayatımı onun üzerine kurduğum adam tam karşımda gülümseyerek benimle birlikte yemek yediğinde bunun gerçek olması hayli saçma geliyordu. Arada kendime cimcik atıyordum hala rüyada mıyım diye?

Hep ben sevdim,arkasından baktım. Yine de kaybeden oldum. Peki ya niçin şu an beraberdik?

Garipti işte,hala alışmış değildim.

Eskiyi düşünüyorum da...tekrar doğsam tekrar öyle davranırdım. Akılalmaz bir salaktım çünkü ben.

Koca şaraptan küçük bir yudum aldım. Kendimi kaybetmek istiyordum zira onun yanında ayık kalmak zor geliyordu. Yaşanılanlar yırtık bir kitabın son sayfaları gibiydi. Buraya kadar mıydı yani cidden?

Konuşmadık. Onun gözlerine bakarak içtim şarabımı. O an yediğim yemek sanki dünyanın en iyi yemeği gibi bir şeydi. Tadı normalinden daha fazla enfes gelmişti. Gerçi karşımda o varken bu normal değil miydi?

"Kalbim."

Elimi kalbimin üstüne koydum. "Kalbimin bu kadar hızlı atması...fazla anormal değil mi Jeon Jungkook?"

Küçük bir gülümseme sundu o an bana. Gömleğinin kollarını ilikledi. Tek tek izledim tüm hareketlerini beynime kaydedercesine.

Ezberlediğim tüm noktalarına baktım sadece.

"Bizim hayatımız normal miydi?"

İşte bu tüm hayatımın sorusu olabilirdi. Normal bir hayatımız olmuş muydu ki anormal olan bir durum bize garip gelsin.

Bende güldüm.

Ne zaman bu hale düştük biz?

Olmazlara inat hala yan yanaydık işte. Aşk,zordu. Bizde bu zorluğu aşmıştık. Var mıydı gerisi?

İçtik öylece. Pek konuşmadık. Konuşacak,birbirimize anlatacak çok fazla kelimelerimiz vardı ama biz susmayı tercih ettik. Çünkü konuşursak bu hengabeden çıkamazdık. Girdiğimiz bu yoldan geri dönerdik. Açtığımız o yeni sayfayı kullanamadan kirletirdik.

Devamında ise öylece çıktık oradan. Birbirimize ihanet edip,bunu koca bir aşk sandıktan sonra bunun şerefine yemek yediğimizi unuttuktan sonra.

Aşk nedir bilmem ben. Jungkook dersin kalbim durur o saniyelerde. Onun adını sayıklar sadece. Onu istiyorum der. İlle de o.

İlaç gibiydi bana. İhtiyacım olduğunda yanımda olduğunda kendimde oluyordum ben.

Düşünüyorumda arada,o hiç hayatıma girmemiş olsaydı ne olurdu?

Cevap basit aslında.

Birbirimizi tanımayan iki yabancı olurduk. Yanından geçtiğimde umursamadığım biri olurdu.

Ve yaşadığım onca olaydan sonra kesinlikle çökerdim. Güçlü kalacak kadar güçlü değildim ben. Benim dayanağım oydu.

O bir ağaçtı. Bende gölgesinde dinlenen küçük bir kız çocuğuydum.

"Bundan sonra ne olacak bize?"

Bunu soran oydu.

Aklımın karışık olduğu bir durumda düşünmek beni daha fazla itiyordu o karmaşıklığa. Bir kere girdim mi o olayların dağılmışlıklarına çıkman imkansız oluyordu.

"Ne olmasını isterdin?"

Cevaplamadı.

İkimizde çok suskunduk bugün.

"Neden artık olayları akışa bırakmak yerine istediğimizi yapmıyoruz?"

Evet,bu en iyisiydi.

"Yani hala benimle olmak istediğini mi algılamalıyım Ae Cha?"

"Benimle olmak istemediğini inkar edemezsin Jeon."

Güldü. "Haklısın,inkar etmem ama doğruluğunu kanıtlarım."

Geri dönmek için bindiğimiz arabayı durdurdu. Arabanın film camları sayesinde içi gözükmüyordu.

Neden durduğumuzu sormak istedim ama ellerini yerleştirdiği yanaklarımdan kendine çektiğinde cevabımı çoktan bulmuş oldum.

Bunu bekliyor gibiydik ikimizde.

Dudaklarımız birbirine değdiğinde küçük bir alevin dudaklarıma değdiği her saniyede daha fazla alevlendiğini hissettim.

Hissettiklerimin aynısını yaşıyor olmam da ayrı bir ironikti.

O yandı,ben çırası oldum.

Nefes nefese birbirimizden ayrıldığımızda omuzlarından kendime çekerek yeni bir öpüşme başlattım.

Tam o sıra ne şanstır ki beni kucağına doğru çekerken kolumun çarptığı radyodan onun sesi yükseldi.

Güzel bir aşk şarkısıydı.

Dudaklarımızın dil eşliğiyle ahenkle dans ettiği pistte arkadan çalan müzik gibiydi.

"Ne zaman olacak bilmiyorum. Ama eğer yüzünü bir daha görebilirsem..."

Anın güzelliğiyle kapanıyordu gözlerim. Kendimi ona bırakmıştım. O yırtık kitabın en güzel sahnesiydi bu. Küçük ama heyecan verici.

"Gözlerine bakacağım. Ve seni özlediğimi söyleyeceğim."

Ardından dudaklarımız ayrıldığında belimde ki elini saçıma doğru götürdü.

"Seni seviyorum Ae."

Romantik bir andı değil mi?

Nebileyim böyle duyunca sevineceğim felan.

Bundan önce bana seni seviyorum dediğinde ne olduğunu hatırlıyor musunuz?

Madem yeni bir sayfa açacaktık bunu da unutmam gerekirdi değil mi? Aşk daha ağırdı benim için,unut dese unuturdum.

"Seni seviyorum Jeon."

Bizde böyleydik işte.

Birer iki salaktık ama sonunda yine birbirimizi bulmuştuk.

Ve bundan mutluyduk.

Bizim o kenara atılmış;sayfaları yırtık,silik olan o kitabın devamı böyleydi. Mutlu bir aşk romanıydı.

Obstacle✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin