°13

539 47 48
                                    

Neredeyse 1 haftadır bölüm atamadım kusura bakmayın cidden :') zayıflamak adına spor yapmaua başladım,aşırı yoran bisi. Direkt uyuyorum felan derken zaman bulamadım o yuzden uzun bir bölüm yazdım.

İyi okumalar ayol~

Tekrardan asansöre bindiğimizde, aklımda canlanan anılar ile kalbimin atmasını engelleyemiyordum. Birbirimize değen bedenlerimizin kıvılcımı kesinlikle kor bir ateşle yakmıştı bedenimi.

Değmemem gereken önemli bir hazineye değmiş bir hissiyat veriyordu. Güzel ama yasaklı. Zevkli ama acı veren.

Bakışlarımı asansörün aynasından ona diktiğimde,o zemin kata basmış ve bedenini asansörün duvarına yaslamıştı.

Içgücüleri fazla iyiydi,ona baktığımı bile hissediyordu. O yüzden sanırım onu süzdüğümü de anlamasına gerek yoktu.

Bir kaç kat aşağı indiğimizde,neyse ki kimse gelmemişti. Dün ki olaylardan sonra tekrar yakınlaşmak fazlasıyla tehlikeli olurdu. Özellikle de benim için,rezil olurdum ona. Ki onun gözünde en son bile gözükmek istemeyeceğim imajdı bu.

Üzerimizde ki kıyafetler otele aitti ve açıkçası böyle dışarı çıkarak insanların dikkatini çekerdik. Deli bile diyebilirlerdi hatta.

Jungkook'un kulağının arkasına koyduğu saç tutamı gözlerinin önüne düşünce,deli gibi o saç parçasını ben koymak istedim kulağının arkasına. Hani böyle dizilerde olurdu ya,belki romantik bir an yaşardık.

İpeksi saçları dağıldığında gülümseyerek onu izliyordum. Dağılan saçları birbirine girmiş,yeni uyanmış havası veriyordu.

İneceğimiz kata gelmeden hemen önce ona doğru gittim. Şaşkın bakışlarla ne olduğunu çözmeye çalışıyordu ancak dibine kadar girdiğimde ikimizinde kaçacak yeri yoktu.

Yakındım ona,yakındık.

Bedenim yanıyordu cayır cayır. Yaydığı kokusu daha da felaket yapıyordu bu ortamı.

Elini belime koyarak aramızda ki mesafeyi sıfıra indirdiğinde aramızda ki şeyin saçma bir hal almadan önce bileğimde ki siyah tokayı çıkarttım.

Her zaman yanımda fazladan toka taşırdım. İpeksi saçlarına elim değdiğinde ciddi anlamda ona düşüyordum. Bu dünyaya ait olmak için fazla iyiydi.

Parmaklarımın ucuna kalkarak saçını arkaya doğru bağladım. İşte şimdi olmuştu.

Belimde ki elininin üzerine elimi koyarak çekmesini sağladım. Bir kaç saniye sonra asansör kapısı açılacaktı ve tanımadığım kişilere büyük rezil olma ihtimalimiz vardı.

Bedenimi ondan uzaklaştırdığımda asansör kapısı yavaşça açıldı. Düşündüğüm gibi pek insan yoktu ama yinede düşündüğüm ihtimal olabilirdi.

Beraber yan yana,açık büfe yazan tabelayı takip ederek büfeye doğru ilerledik. Onunla olan etkileşimim giderek artıyordu ve bu kalp sağlığımın adına hiç iyi değildi.

Saatin erken olması sayesinde bir kaç kişi vardı,onların arkasına geçerek yemekleri tabaklarımıza koymaya başladık.

Çok yiyen biri değildim ancak dünden beri dağıldığım için kendimi bugün yemeğe verecektim. Nasıl olsa eritiyordum.

Lapa,kızarmış pirinç,kızartma derken çoktan tabağımın çoğu dolmuştu.

Elimizdekilerle herhangi bir masaya geçince aynı zamanda içecek olarakta yanına meyve suyu koyduğumuzda yemeye başladık.

Onun yanında zarif birisi gibi yemek isterdim ancak yemek yiyişimi çoktan gördüğü için sorun etmiyordum. Hem beni sevecek olan kişi bu noktaya da takılmazdı değil mi?

Obstacle✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin