6 Eylül, Saat; 09.27
Gözlerim derin bir uykunun ardından büyük zorluklarla açıldığında nerede olduğumu idrak etmeye çalışıyordum. Zira üzerinde uzandığım yer,hem çıkıntılı hemde rahattı.
Ellerimle gözlerimi ovarak önce bulanık olan görüşümü düzelttim. Sonra ise çıkıntılı ama aynı zamanda rahat olan yerden destek alarak doğruldum. Ta ki dudaklarının aldığı ah hareketiyle acıdan inleyene kadar.
Durum tahmin edemeyeceğim kadar zıt bir durumdu.
Ben...Jungkook'un üzerinde...üst üste...oha!
Tüm ağırlığımı hayvanca ona vermiş boylu boyuna onun üzerinde yatıyordum. En önemlisi ise bundan zerre rahatsız olmayıp beni izlemesiydi.
Bir kaç saniye göz göze geldik. O an deve kuşu gibi kafamı gömmek istedim. Benim yüzümden beli ağrıyacaktı. Çok fazla ağır olmasam da duruma bakılacak olursa saatlerce üzerindeydim.
Hızlıca kendimi yan tarafa attığımda rahatlamış gibi derin bir nefes verdi. E haklıydı sonuçta benim gibi bir pandayı taşımıştı.
'O kadar mı ağırım?'
Yatakta doğruldu, tıpkı benim gibi. Ve bana doğru bakarak saçımı karıştırdı okşarcasına.
'Etkileniyorum Ae Cha. Bu, yeterli bir cevap mı?'
Hasiktir ulan! O mu benden etkileniyordu? Hayatta inanmazdım. Şimdiye kadar imkansız diye düşünürken, aramızın olması gerçekçi gelmezdi gözüme.
Bu gerçek bile gözüme yalan geliyordu.
Kendi imkansızıma alıştırmıştım kendimi. Öyle zihnimin en başına not etmiştim ki bu kelimeyi,her gece onunla ilgili düş kurarken o kelime eksiksiz düşlerimin peşinden koşarak acı gerçeği bana hatırlatıyordu.
Neyse neydi sonuçta,daha fazla düşünerek kendimi kaybetmek istemiyordum.
Küçük bir gülümseyle karşılık verdim. 'Her kim olsa etkilenir, öyle değil mi yani? Sonuçta iki karşı cinsin bu pozisyonda kalması tehlikeli.'
Kolumdan tuttu ve yüzlerimiz aynı hizaya gelecek şekilde beni,kendine doğru itti. Ardından ise dudakları en yavaş haliyle kulaklarıma vardı.
Duymadım belki ama nefesinin verdiği gıdıklayıcı hissiyatı tatmıştım. Ortamın verdiği atmosferle de sadece gıdıklayıcı olarakta kalmıyordu tabi.
"Ben kimseden kolay kolay etkilenmem Ae Cha."
Fısıltısı, dünyanın en sessiz tonlarıyla odaya yayıldı. Tahmin edersiniz ki her zaman ki gibi duyamamıştım.
Hep yapıyordu bunu,bilemiyorum. Belki de söylemediklerini duymayağımı bildiği için diyordu. Yüzüme karşı bana diyecek cesareti yoktu ancak duymayağımı bile bile söylüyordu. Farklı bir gizemdi.
Elbet onu da çözerdim pekala.
Şimdi duymayağım ileride de duymayacağım anlamına gelmezdi sonuçta.
Beraber ayağa kalktığımızda hafif sersemlemiş ve kalktığım yatağa tekrar düşmüştüm. Hala ayakta uyuyordum neredeyse.
Jungkook ise öylece gülerken kolumun yetiştiği kadar gelişine yumruk attım. Attığım yumruklar,eminim ki onda sinek ısırığı kadar bile acı vermiyordur.
Bir kaç dakika içinde saçma bir savaşa girdik. Ben ona vuruyordum, o da beni engelliyordu. Çocukçaydı belki ama en azından yüzümüz gülüyordu. Bu duruma bile mutluydum ben.
Sonunda durduğumuzda aldığımız son durum hayli şaşırtıcıydı. Ona vurmak üzere olan elimi havada tutarak avucunun içine almıştı. Elinin sıcaklığı vücudumu titretecek kadar elektrik vermişti sanki bedenime.
Biraz daha dokunsa bayılabilirdim.
Mazur görün bu küçük heyecanlanmamı. Ne kadar sevsen de doyamıyordum ona,minik bir dokunuş bile heyecanlandırıyordu.
Aşk, kötü bir duyguydu. Seni,sadece onu görmeni sağlayacak kadar kör eden. Ama bir gerçek vardı ki...kör olmaktan ziyade en çokta bundan korkuyor insan. Başkalarını görmeyecek kadar ona bakıpta karşılığını alamamak.
Düşüncelere dalıyor insan. Onu düşünüyor kafasında. Onu kuruyor, onu düşlüyor. Ve tüm hayalinin arkasını 'o' tamamlıyor. İpin ucunda hem o hem de o vardı. Nereye gidersen git,sonunda yine ona yakalanacaksın. Bu aşkın temelinin kanunuydu.
Gözlerim parlıyordu. Bunu görmesem bile hissedebiliyordum. Öyle bir duygu vardı ki içimde,bin ton söz yazsam yine yetmeyecekmiş gibi. Tüm tasvirler sönük kalıyordu onun yanında.
Ve ben bu adama delisiye aşık iken her haltı göze alabilecek kadar kafayı sıyırmıştım. Dedim ya; kötü bir duygunun kör eden sevgisiydi. Durduramıyorsun da üstelik.
Elimi tutarak mutfağa doğru ilerlettiğinde sadece onu izliyordum. Daha doğrusu ne yapacağını merak ediyordum. Saat sabahın bilmem kaçıydı, yatmamız gereken yerde hala ayaktaydık.
Ayrıca tüm gece onunla uyumuşken neden bu hemen bitmeliydi ki? En azından öğlene kadar sarılarak uyuyabilirdik.
Sessiz halinden yararlanarak kolumu beline doğru sardım. O ise durumdan memmunmuşcasına belinde ki elimi okşayarak mutfak tezgahına doğru adım attı. Tabi bende arkasından paytak paytak ilerlemeye çalışıyordum.
Şu an sanki bir rüyanın içinde gibi hissediyordum. Bana bakarak güldü o an Jungkook. Dünya yavaşladı o saniyelerde adeta. Gülüşü,bir anlığına durdu ve en güzel anı sundu bana. İşte buydu onca acının ardında ki güzellik. İşte buydu tebessümün en güzeli.
Gözlerine dalmıştım bir kaç saniyede. Beni sarstığının farkında bile değildim.
Kendime geldiğimde ne olduğunu anlamak için öylece etrafa bakmaya başladım. Elinde ki önlüğü elime tutuşturarak arkasını döndü.
Ona önlüğünü takmamı istiyordu.
ONA ÖNLÜĞÜNÜ TAKMAMI İSTİYORDU.
Buna da düşmemelisin Ae Cha, sakinleş. Sadece bir önlük. Alt tarafı elin onun incecik beline değecek, sakinleş. Alttarafısadeceönlük.
Derin bir nefes verdim zira ölebilirdim bile. Nasıl her seferinde de heyecanlanabiliyordum inanın bende bilmiyordum. Sadece kalbim ona her bakışımda,her hareketimde daha da fazla atıyordu. Ve bunu durdurmak imkansız gibiydi. Üzüyordu, acı veriyordu ama verdiği mutluluk hepsine değiyordu.
Ellerimi arkasından geçirip önlüğü beline yerleştirdiğimde çoktan kafasından aşağı önlüğü geçirmiştim. Son olarak küçük bir düğüm attığım da bana doğru döndü.
Konuşmadık, gözlerimiz yeterliydi zaten.
'Beni hiç bırakma Jungkook. Ne olursa olsun sonunda yine hep yan yana olalım. Söz mü?'
Serçe parmağını kaldırarak bakışlarıyla parmağını işaret etti.
O an belki de olacakların farkında değildim ama verdiğimiz söz benim için koca bir ömre bedeldi.
"Ne olursa olsun seni bırakmayacağım Ae Cha."
D-dostum oy vermeyeni yiyorum o yüzden hemen oy butonuna bassan iyi edersin jdhsfkwhdj
1k okunmaya 300 küsur oy oh valla ne güzel ya bölüm atim okuyun geçin valla mis
Oy verin la lfhwkfhsk
Hayde görüşürük<3
Sizi seviyorum~♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obstacle✔
FanfictionHerkesin aksine onun etrafına örecek kalın duvarları yoktu,onun kelimeleri vardı yalnızca.