Koparılmış Kalpler (+18)

Koparılmış Kalpler FİNAL

Uzun bir final bölümü sizlerle 🥳 iyi okumalar

Savaş;

Kadınları bir çiçeğe benzeteceksek eğer Pelin'in benzeyeceği tek şey zehirli bir sarmaşık olurdu. Çiçek bile değil, bir ot. En yabanisinden, en sevilmeyeninden!

Hastane odasında olay çıkartmak istemediğimden Sevda'yı tembihleyip merkeze sürdüm. Aklımı kurcalayıp duran büyük bir ayrıntı vardı. Daha olaylar ilk başladığından bu yana bu şüphem giderek içimde yer etmiş, kanıtlanmak için zamanını bekliyordu.

Pınar'ın anlattığı son şeyler de bu teorim üzerinde araştırma yapmam gerektiğini kanıtlamış olmuştu. Necdet'e hala güvenemediğim için Semih Başkomiser'in odasına çıktım. Kafasını gömdüğü evraklardan kaldırıp gülümsemeye çalıştı.

"Ah Savaş, gelsene. Ben de Pınar'ın verdiği ifadeyi okuyordum."

"Aslında ben de onun için buradayım. Sanırım katil ile ilgili bir teorim var."

"Dinliyorum." dedi önündeki klasörü kapatarak.

"Katilin ilk yolladığı hediye bir kalpti. Sonrasında ise bir elbise ile beraber diğer notu ve hediyeyi aldık. Eve önce giren şey elbiseydi ama katil elbiseyle gelen hediyeyi kalpten önce bulamayacağımıza emindi. Bu biraz kuşku uyandırıcı değil mi?"

"Pınar'ı yeteri kadar iyi tanıdığını düşünüyorum. Elbiseyi hemen açıp incelemeyeceğinden emin olduğunu varsayarsak güzel bir önsezi yeteneğine sahip bir katille uğraştığımıza eminim. Üstelik Pınar'ı uzun zamandır tanıdığını da biliyoruz."

"Tamam o halde basına olayın yansıması. Onu nasıl açıklayabiliriz? Amirimiz özellikle tüm merkezi tembihlemişken olay bir anda basına verildi. Sonra şu son olay. Pınar'ın kayıp eşyalarından hazırlanan katilin köşesi. Bunları ele geçirebilmek için, elbiseye o ikinci notu bırakabilmek için katilin eve girmiş olması gerekiyor. Hatta Pınar'ı kaçırabilmek için de. Bunu en kolay kim yapabilir?"

"Çilingir mi? Ne ima etmeye çalışıyorsun? Açık konuş lütfen."

"Bizden biri. İlk hediyeyi kapıya bırakıyor. Pınar polisi arıyor ve içeri girip ikinci hediyeyi bırakacak zamanı bulabiliyor."

"İyi de bu teori sonrasında katilin eve nasıl girdiğini açıklamıyor."

"Pınar'ın anahtarını kopyalatmış olabilir. Pınar ilk kaçırıldığında bunun için epey vakti de vardı."

Semih kısa bir süre düşündü. Sonunda kaşlarını çatıp yavaşça bana doğru eğildi ve fısıldayarak "Aslına bakarsan bunu ben de düşündüm ama çok üzerinde durmadım. Şu merkeze bırakılan notun nasıl geldiğini çözemediğimizde. Yani araştırmaya değer bir teori."

"Merkezden kimsenin haberi olmasın istiyorum. Hatta tüm çalışanların DNA'sı katilin babasıyla farklı bir laboratuvarda kıyaslansın."

Başıyla onaylayıp gerekli işlemler için bilgisayarın başına geçti. O bunlarla uğraşırken ben de ofisime doğru yöneldim. Bergüzar'ın sorgusunu inceleyecektim. Kayıtları alması için Burhan'ı bulmama gerek kalmadan o beni buldu.

"Savaş, ben de tam çıkmaya hazırlanıyordum. Eve giderken seni de bırakayım mı?"

"Ben merkezde sabahlarım sanırım. Sen git, dinlen." diyerek onu yolladım ve kayıtları ofise geçtiğimde kendim talep ettim.

Koltuğa kurulduğumda mail adresime düşen videoyu açıp izlemeye başladım. Neyseki merkezde anlaşamadığım az sayıda memur vardı ve ben bir şey istediğimde zor durumda bile kalsalar yardımcı oluyorlardı. Tek sıkıntı bu kaydı izlediğimi Polat Amir'e çaktırmamaktı.