Koparılmış Kalpler 14

4.5K 1.5K 425
                                    

Uzunca bir bölüm geldi 🤗 oy ve yorumları unutmuyoruz değil mi?
İyi okumalar 💐

Müziği açmayı unutmayın :)

Pınar;
Bugünün lanetli falan olduğunu düşünmeye başlamıştım. Hatta bu haftanın! İstemediğim tüm otlar burnumun dibinde birer birer bitmeye başlamıştı çünkü.

Karşımdaki adamın, sarıya çalan, açık kahve gözlerini üzerimde hissettiğimde içimden gelmese de gülümsemeye çalıştım. 

"Hoş geldin Selim." diyerek tokalaşmak için uzattığım elime bakıp gülümsedi. Babama hiç aldırmadan beni kendisine çekip, sıkı sıkı sarıldığında babamla göz göze geldik. Bakışlarında ufak bir kıskançlık, bir şaşkınlık bekliyordum ama o sadece gülümsüyordu. Evet hiçbir zaman katı, dar görüşlü bir adam olmamıştı ama yanında da kızına böyle sıkı sıkı sarılan bir adam olunca ufak da olsa bir tepki göstermesini beklerdim. Selim ise ona hiç saygı duymuyormuşçasına sırtımı sıvazlıyordu. Yaklaşık bir dakika boyunca sarılmıştık neredeyse. 

"Uzun zaman oldu ufaklık." diyerek kollarını benden çekip nefes almama izin verdiğinde başımı salladım.

Benden, sadece üç yaş büyük olup, bana ufaklık diyor oluşu her zaman sinirimi bozardı ama mızıkçı bir çocuk gibi bu sefer buna sitem etmeyecektim. Babam da fırsat vermedi zaten.

Beni kucakladığında, Selim'in kucaklamasından daha çok şaşırmıştım. On sekizinci yaş günümden beri babam bu kadar samimi davranmazdı ki bana. Belki de Selim'in sevgi gösterisinden sonra buna mecbur olduğunu düşünmüştü. Elin adamı kızına öyle sarılıyorken o sadece tokalaşsa garip kaçardı. 

"İyisin değil mi? Olanları duyduğum gibi geldim. Neden aramadın?" dedi sitemkar ama endişeli bir ses tonuyla. Eliyle nazikçe yüzüme düşen saçı kulağımın arkasına sıkıştırdı. 

"İşinden alıkoymak istemedim." derken alttan laf çarptığımı ya fark etmedi, ya da anlamazdan geldi bilemiyorum. Sadece başını sağa sola sallayıp "Senden önemli değil, biliyorsun." dedi. Bilmiyordum işte! Hayatım boyunca da hiç bilmedim. Bu sözler sadece lafta kalıyordu. Altı hiçbir zaman doldurulmuyordu. Ben hiçbir zaman sevgiye layık hissetmiyordum. Hiçbir zaman içimdeki o boşluk dolmuyordu. Hayatıma giren sayısız erkek bile dolduramıyordu o sevgi yoksunluğunu. Hiçbiri bir baba değildi çünkü. 

Beraber üstü açık, siyah bir arabaya doğru yürümeye başladığımızda Selim kapıyı açıp binmemi işaret etti. Selim'i küçüklükten beri tanırdım. Babamın ortaklarından birinin oğluydu ve sürekli bizdeydi. Babası bir mücevher gibi sürekli onu yanında taşırdı. İş toplantıları için bile bize geldiklerinde oğlunu da getirirdi. Selim ile benim oynamamızı isteyerek kendileri çalışma odasında viski yudumlar, işten bahsederlerdi. Babam Selim'e hayrandı. Babasına sürekli bu çocuk çok zeki, büyüdüğünde çok iyi yerlere gelecek diyerek övgüler yağdırırdı. Kıskanırdım. Bir kez olsun benim için de bunları söylemesini çok isterdim ama hiç duyamadım. Selim büyüdüğünde ise babam, onu yanına alıp sağ kolu yapmıştı. Çünkü babamın düşüncelerinin aksine Selim süper zeka falan değildi. Üniversiteyi bile zar zor beş senede bitirebilmiş, vasat bir çocuktu. 

Küçükken, bizim bahçede birlikte saklambaç oynadığım çocuğun, öz babamla benden çok vakit geçiriyor oluşundan dolayı, ona içten içe hep bir öfke duydum. Her fırsatta laf sokarak bunu yansıtsam da o, gülüp geçerek sadece sevdiğim için ona takıldığımı düşünüyordu.

"Eve mi gidiyoruz?" diyerek babama dönen Selim'i boş bulunup yanıtladım.

"Lütfen oraya gitmeyelim. Bir de annemin laflarını kaldıracak durumda değilim. Bana gitsek?"

Koparılmış Kalpler (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin