Oy vermeyi unutan okurlarıma hatırlatma yeri 😅
İyi okumalaaar 💐Pınar;
Dost bildikleriniz yaptıkları hatalarla yalnızlığa şükretmenize sebep olabilir.
"Kimmiş gelen?" diyerek benden önce davrandı Savaş.
"Burak Akcan ve kız arkadaşı."
Kaşlarını çatan Savaş'a aldırmadan girebileceklerini söyledim Sevda'ya. Buse çıtkırıldım bir birey olarak çantayı taşıması için Burak'ı da yanında getirmişti belli ki. Burak da bu fırsattan istifade benle arasını düzeltmek isteyecekti. Muhtemelen bunca zaman arayıp sormaması sinirimin geçmesini beklemesindendi. Bunu biliyorum. Beni tanırdı ve izlediği yol mantıklıydı. Ona olan öfkem hafiflemişti.
Kapıdan önce Burak girdi kocaman bir buket beyaz papatyayla. Sonra o. O!
Donmuş kalmıştım. Savaş'a başımı çevirdiğimde onun suratının da allak bullak olduğunu gördüm. Neyseki benim aksime hemen toparlandı ve öfkeyle ayağa fırladı.
"Senin burada ne işin var?!"
Pelin elindeki çikolata kutusunu baş ucuma bırakırken gülümsedi. "Pınar'ın başına gelenleri duydum ve çok üzüldüm. Geçmişte yaptıklarımın farkındayım ve inanın çok pişmanım. Yani Savaş'a olan öfkemi bir başka kadına yansıtmamalıydım. Özür dilerim Pınar. Umarım beni affedebilirsin çünkü geceleri vicdan azabından uyuyamıyorum. Hele de sen böyle acılar yaşadıkça, sana yaşattıklarım daha ağır geliyor gözüme."
Samimi görünüyordu. Gerçekten onun gözlerindeki o donuk şeytani bakışları görmemiş olsam inanabilirdim.
Ah, kimi kandırıyorum? Bu yellozun ağzından çıkan tek kelimeye bile inanmazdım!
Kimsenin konuşmadığını duyunca Burak lafa girdi.
"Pelin'e uygun bir zaman olmadığını söyledim ama pek söz dinleyen biri değil. Umarım geçen gün ne demek istediğimi anlamışsındır Pınar. Pelin gerçekten olanlardan dolayı pişman, ben şahidim."
Savaş'a sakin olması için baktım. Sanki gözlerimden ne istediğimi anlamış gibi öfkeyle odayı terk etti. O çıkar çıkmaz da Sevda odaya daldı.
"Hasta ziyaretinin kısası makbuldür. Ufaktan Pınar Hanım'la vedalaşın lütfen."
Pelin başıyla onayladı Sevda'yı. "Pınar'cığım hastalara süt, bisküvi getirilir biliyorum ama çikolatanın seni daha mutlu edeceğini düşündüm. Böyle de çiçekle çikolatayla kız isteme gibi oldu ama artık neyse." Diyerek yapmacık bir kahkaha ile süsledi cümlesini. Tekrar gözlerimin içine bakıp konuşmaya devam etti.
"Sen çikolataları abartma ama malum sonra alınan kilolar başımıza dert olur.""Ne saçmalıyorsun be sen?" dedim sonunda dayanamayarak. "Hangi yüzle buraya geliyorsun?"
Öfkeyle Burak'a döndüm. "Ya sana ne demeli? Son konuşmamızda Pelin'i değil görmek, adını bile duymak istemediğimi gayet açık belli etmedim mi?"
Pelin araya girdi.
"Sakin olur musun. Burada kızması gereken benim farkındasın değil mi? Benim sevgilimi çaldın buna rağmen ben gelip senden özür diliyorum. Sırf yaşadıkların çok ağır bir de ben seni üzmeyeyim diye.""Ne kadar düşüncelisin sen ya. Başta nerdeydi bu düşüncen? Polis merkezinde üzerime yürürken neredeydi?"
Pelin'in lafları ağır gelmişti. Sevgilisini çaldığımı söylemesi. Benim kendimi sorgulamama sebep oldu. Belki de haklıydı. Savaş'ı ondan çalmıştım. Sırf kıskançlığımdan mı?
Savaş araya girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koparılmış Kalpler (+18)
Gizem / GerilimHediye almayı sever misiniz? Peki ya aldığınız hediye kutularının içinden eski sevgililerinize ait kalpler çıkmaya başlarsa? Hâlâ hediye almayı sevdiğinizden emin misiniz? Öldürdüğü adamların kalplerini hediye kutusuyla gönderen psikopat bir katil...