Medyadaki parçayı açıp okumanızı tavsiye ediyorum, uyumlu olacağını düşündüm.
Bu arada oy ve yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum, Okunmaya göre oylar iyice düştü. Önceden yarı yarıya oluyordu en azından. Lütfen oy vermeyi atlamayalım ⭐️
iyi okumalar.
💐Pınar;
Nefes almak hiç bu kadar zor olamamıştı. Ciğerlerim tıkanmış gibi içeriye giriş kabul etmiyor, ellerimin sızısı giderek artıyordu. Tüm bu karmaşada düşünmek zorundaydım. Ne kadar zor olsa da.
Ellerime sardığım ince kumaş parçası giderek koyu kırmızı rengini alırken gözlerimi ondan çekip etrafta gezdirdim. Katil buraya nereden gelmiş olabilirdi? Bir ana yol olmalıydı, ışınlanarak gelecek hali yoktu ya, elbet bir araç kullanmıştı. Beni de taşıması gerektiğini düşünürsek bunca yolu yürüyerek dikkat çekmeden gelmesinin imkanı yoktu.
Tepede salınan ay ışığı az da olsa görüş imkanı tanıyordu. Etrafta, karanlığa rağmen seçebildiğim herhangi bir araç yoktu.Yerde teker izine rastlayabilirdim belki, ah bir görebilsem yolu bulmak kolaylaşabilirdi ama hayatta her şey bu kadar kolay olmuyordu maalesef. Tanrının bana sağladığı ışık yeterli gelmiyordu. Işıkların şahı güneşin doğuşunu beklemek zorundaydım. Havanın aydınlanmasına da kim bilir kaç saat vardı?
Karşımdaki eski, büyük fabrikaya diktim gözlerimi. İçerisi dışarıdan daha güvenli olabilir miydi acaba? Katil hâlâ içeride miydi?
Etrafta araç olmadığına göre gitmişti belki de. Umarım öyledir, diyerek fabrikaya doğru hızlı adımlarla ilerlemeye başladım. En azından dışarısı kadar soğuk değildir içerisi ve geceyi atlatabilirsem eğer, gündüz gözüyle buradan da kurtulabilirdim.
Pes etmek yoktu, pes edecek kadar zayıf değildim henüz.Fabrikanın arka tarafından dolanıp diğer girişine geldiğimde kapıdaki mührün kırık olduğunu gördüm. Kapı aralıktı, sanki beni davet edermiş gibi. Çıktığım kapıdan girmek istememiştim. Katilin hâlâ orada olacağı düşüncesiyle hareket ediyordum. Beni bekliyorsa orada bekliyor olacaktı. Çıktığım kapıda. Diğer girişten girersem belki ona yakalanmam diye düşünmüştüm. Belki mücadele edecek zamanı kazanırdım bu şekilde.
Yavaşça kapıyı ittiğimde gıcırdayarak açıldı ağır ağır. Paslı kapıya olabildiğince az dokunmaya çalışıyor, kolumla itekliyordum.
Temkinli bir şekilde, karanlığa doğru bir adım attım. İkinci adımı atmadan önce gözlerimin karanlığa alışmasını bekledim. Dışarısından çok daha karanlıktı burası. Küçük pencerelerdeki toz, kalıp gibi camı sarmış , içeri ay ışığının girmesine engel oluyordu.
Birkaç dakika sürmedi alışmam. En azından belli başlı nesneleri seçebiliyordum artık. Az önce kaçtığım kapı sonuna kadar açık, hemen karşımda duruyordu. Etrafta katilden bir iz bulamadım. Sonunda yalnız olduğuma emin oldum ve ilerlemek için ileri atıldım. El yordamıyla da, bir şeylere çarpmadan biraz daha ilerledim ve pencere kenarında oturacak bir yer buldum kendime.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koparılmış Kalpler (+18)
Mystery / ThrillerHediye almayı sever misiniz? Peki ya aldığınız hediye kutularının içinden eski sevgililerinize ait kalpler çıkmaya başlarsa? Hâlâ hediye almayı sevdiğinizden emin misiniz? Öldürdüğü adamların kalplerini hediye kutusuyla gönderen psikopat bir katil...