Kelimelerin Sırrı 4.Bölüm

533 368 20
                                    

Savaş;

İstenmeyen ot misali her yerden biten bir adam; Kaan İşgül. Yalan ifade vermesi, kurbanla tartışmış olması... Tüm oklar onu gösteriyor.

İç çekerek döndüm Burhan'a.

"Şu Kaan denen herifi merkeze çağırmak farz oldu artık. Ne ayakmış öğrenelim bir."

"Anlaşıldı başkomiserim." diyerek arabayı park edip motoru durdurdu. Aynı anda araçtan inip merkeze girdiğimizde ufak selamlaşmaların ardından ofise yöneldik.

Kızın ailesi içeride beni bekliyordu. Derin bir nefes alıp açtım kapıyı. İkisi de tekli koltuklarda çökmüş bedenlerini doğrultup kızaran gözlerini bana çevirdi.

"Ben başkomiser Savaş Keskiner. Kaybınız için üzgünüm." diyerek masama geçtim. Burhan da aileye baş sağlığı dileyerek kendi masasına geçti. Çift sadece başlarını sallamış, fısıltı halinde sağolun diyebilmişti. Kadının hazırolda bekleyen göz yaşları süzülmeye başladığında kızın babasına çevirdim başımı. Önümdeki dosyadan hızlıca adamın ismine bakıp "Levent Bey bunun sırası olmadığını biliyorum ama kızınızın katilini bulmak için size bazı sorular sormak zorundayım. Hazır olduğunuz an başlayabiliriz." dedim.

Adam yuvarlak çerçeveli gözlüklerini çıkarıp kravatıyla sildi ve gözüne geri taktı.

"Hazırız memur bey. Kızımızı bizden alan şerefsizi bulun yeter. Ona bunu yapan sokaklarda özgürce dolaşırken benim kızım toprağın altında çürümesin."
Dolan gözlerini benden kaçırdı. Cümlesinden sonra kadının dudaklarından bir hıçkırık firar etti ve daha şiddetli ağlamaya başladı. Masamdaki peçeteyi uzattım onlara doğru.

Adam ne kadar güçlü görünmeye çalışsa da çökük omuzları kendisini ele veriyordu. Titreyen ellerle o da bir peçete aldı. Burhan aileye su verip yerine geçti. Sularını içip kendilerini toplamaları için zaman tanıdım. Nihayet kadının ağlaması da hafiflediğinde söze başladım.

"Kızınızın bir düşmanı, kavgalı olduğu birileri var mıydı?"

Adam olumsuz anlamında başını salladı. "O herkesle iyi geçinirdi. Kim, niye bunu yaptı aklım almıyor. Küçücüktü daha o, yaşayacak uzun yıllar vardı önünde."

Kadın tekrar dolan gözlerle baktı bana.
"Bir adamla görüşüyordu. Okuldan olmadığını, yaşça kendisinden büyük olduğunu ama iyi biri olduğunu söyledi."

Anneler her zaman babalardan daha çok şey bilirdi işte. Kadına döndüm hemen.

"İsmini söyledi mi?"

"Oğuz. Soyadını bilmiyorum. Arkadaşı Perihan'ın bir tanıdığıymış. O tanıştırmış."

Önümdeki deftere not aldım.
"İlişkileri hakkında başka neler biliyorsunuz? Bu Oğuz isimli adamla görüşmeyi sürdürüyor muydu?"

"İki hafta önce ayrıldıklarını söylemişti."
Adam şaşkın bakışlarla kadının anlattıklarını dinliyordu. Okumak için yolladığı kızının bir sevgilisi olduğunu ölünce öğrenmek kötü bir şey olsa gerek. Yine de tepki göstermiyordu. Kızı ölmüşken söylenilen yalanların bir önemi kalmıyordu neticede.

Biz kızın okul hayatından bahsederken Burhan elinde dosyayla yanıma geldi. İşaret ettiği sayfaya bakınca otopsi raporundaki toksikoloji sonucunu gösterdiğini gördüm. Asılan suratımla aileye döndüm. Özellikle anneye.

"Kızınızın uyuşturucu kullandığını biliyor muydunuz?"

Kadın dehşete düşmüş gözlerle bakakaldı. Baba ise elini yumruk yapıp "Ne saçmalıyorsunuz memur bey! Benim kızımın asla kötü alışkanlıkları olmaz. O sigara dumanından bile nefret eder!" diye bağırdı.

Koparılmış Kalpler (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin