Koparılmış Kalpler 52

1.9K 1K 129
                                    

Selaaaam, bölümü oylamayıp ve bir tane olsun yorum yaparsanız çooook sevinirim.
İyi okumalar 💐💐

Savaş;

Vınnnnnnnnnn
Vıııınnnnn.....
Kulağımda, hatta beynimde yankılanan çınlama sesi algılarımın kapanmasına sebep olmuştu. Beynim bu bilgiyi benimsemeyi, kulaklarımsa duymayı reddediyordu. Bir kez daha bunu yaşayamazdık. Pınar'ı birkez daha kaçırmış olamazdı. Kulağımdaki çınlama nihayet şiddetini yitirince tepki verebildim.

"Ne demek Doktor onu kaçırdı lan? Nasıl kaçırdı, nereden kaçırdı? Ne saçmalıyorsun sen!?''

O sırada telefonda Necdet'in sesi duyuldu. Sanırım telefonu Zeynel'in elinden almıştı.

''Savaş! Pınar Ferah'ın dairesindeyiz. Oraya gel, telefonu kanıtlarla beraber incelemeye yollayacağım.'' diyerek telefonu suratıma kapattı. Öfkeden deliye dönmüş bir halde merkezden çıkıp Pınar'ın dairesine vardım.  Kapıda beni karşılayan Sevda oldu. Elinde kayıt defteri, olay yerine giren çıkanların ismini not alıyordu. Beni görür görmez tüm odayı aydınlatacak bir gülümsemeyle baktı.

Merkeze ilk geldiğimde Sevda benim ekibimde yer alıyordu ve ekipteki diğer komiserlerle pek anlaşamıyordu. Sağolsun merkezdeki beyin yoksunu komiserler sırf kadın diye onun üzerine gitmeye bayılıyorlardı. Ne kadar güçlü durup onları umursamadığını gösterse de, yapılanların farkına vardığım gibi ekipteki tüm pislikleri herkesin içinde rezil etmiş, onun biraz olsun nefes almasına olanak tanımıştım. Bu yüzden artık benim ekibimde olmasa bile beni her gördüğünde tüm sıcakkanlılığıyla karşılar, o bal rengi gözlerinden bir an olsun kötülüklerin yansımaları geçmezdi.

İsmimi kaydederken Zeynel'i sordum.

''İçerde, Necdet Başkomisere ifade veriyor. İsterseniz hemen çağırabilirim Başkomiserim.'' dedi sımsıkı at kuyruğu yaptığı kahverengi saçlarından, önüne düşen perçemi hırsla geriye iterken.

''Yok Sevda'cığım, sen işinin başından ayrılma. Ben bulurum onu.'' diyerek daireye daldım. Zeynel tam da o an karşımda belirdi. Utancından yüzüme bakamıyordu. Kara gözlerini yere sabitlemiş, ayak uçlarını incelerken sesimden ürküp sıçradı.

''Sen nasıl göt kadar dairede, koca kadını kaybedebiliyorsun?! Nasıl farkına varmadın? Seni kim polis yaptı Allah aşkına, böyle bir dikkatsizlik olabilir mi ya?! Anlatsana bana, tek görevin korumakla yükümlü olduğun kadınken, üstelik aynı yerde sen varken bu kadın nasıl kaçırılabiliyor?!''

Necdet bağırmamı duyup hemen dibimde bitti ve kolumdan tutup beni uzaklaştırmaya çalıştı. Kolumu sertçe çekip ondan kurtardım.

''Açıkla!'' diye bağırdım tekrar Zeynel'e.

''Valla anlamadım başkomiserim, evi kontrol ettim girmeden önce, yemin ederim kimse yoktu.''

Burhan'la kesişti gözlerim. Onu boşverip Burhan'a yönelttim sorumu.

''Daireye nasıl girilmiş?''

'' Kapı ve pencerelerde zorlama görünmüyor Savaş Başkomiserim. Katilin anahtarı vardı belki de.''

Gözlerim tekrar Zeynel'e dönünce ağlamaklı bakışlarla bana baktı. ''Anlamadım ki, Pınar Hanım eşyalarını toplarken kanepeye oturmuştum. İçim geçmiş sanırım. Birden kendimi uyuklarken buldum ve ayaklandığımda o yoktu.''

Görev başında uyuduğunu mu söylüyordu yani? Birkez daha. Hem de güpegündüz? Bu aklımdaki şüpheleri daha güçlü kılıyordu. Katilin içimizden biri olabileceğini düşünmüş ama şüpheli birini bulamayınca bu teoriden vazgeçmiştim. Oysa mümkündü. Merkezde birden beliren mektup, basının bu dosyadan hemen haberdar olması, katilin ardında ipucu bırakmayacak kadar bilgili olması. Belki de bunca zaman katil hemen yanımızdaydı. Sürekli uyuklayan, başarısız bir polis. Mümkün görünüyordu.

Koparılmış Kalpler (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin