Seni yine görmemin 1. günü ve kalbim yine ilk günkü gibi...
Seni tekrar görmenin sevincini, bana olan yabancı bakışlarının hüznünü bütün hücrelerimde hissediyorum.
Ben içimdeki bütün hüznü senin sesinle bastırmayı çok önceden öğrendim. Yine öyle yaptım, sesinle bastırdım.Her neyse... bana belki kırgın belki kızgın belki de hissizsin ama yemin ederim senden gitmedim ben. Senden gitmeyi bir saniye bile düşünmedim. Ama hayat beni sürükledi bende sürüklendim sevgilim.
Bu sana yazıpta veremediğim 727. mektubum.
Senden uzak olduğum 727. günüm.
Seni deli gibi sevmemin 1921. günü.Seni seviyorum,çok.
Kalemi masaya koyup mektubu 4 kere katladım. Mektubu masanın üstünde duran zarfa koyup, zarfı masaya koyduktan sonra Oturduğum yerden kalkıp kendimi hemen arkamdaki koltuğa attım.
Salonun girişinden,"Mitra hanım arayanı bulamadık." Diyen Emre'ye kaşlarımı çatarak baktım.
"Ne demek bulamadık? Bana onu getirin!" Dedim sert sesimle.
Emre yutkundu, "Maalesef bulamadık ama aramaya devam ederiz." Dediğinde sıkıntıyla nefesimi verdim. Elimle Emre'ye git işareti verip, kafamı ellerimin arasına aldım.
Arabada telefon ellerimin arasından kayıp yerle buluştuktan sonra gerisini hatırlamıyorum. Ama Emre arabayı hızla durdurup yanıma geldiğinde arama çoktan sonlanmıştı. Dahası yoktu bende nasıl eve geldiğimi ve nasıl atlattığını hatırlamıyordum.
Yemin ederim seni bulacağım ve bana yaşattığın o günün her saniyesinin intikamını alıcam.
Bakışlarımı bahçeye çıkan cam kapıdan dışarı çevirdim. Gözlerimi kapattığım an onun gözleri gözümün önüne geliyordu. Siyah gözleri.Ordan çıkmamın ardından yaklaşık 4 saat geçmişti ve Saatte gece 03:12'yi gösteriyordu.
Aklıma gelen ani şeyle,"Emre!" Diye bağırıp ayağa kalktım.
Emre salonun girişinde göründü, "Efendim?"
Merdivenlere doğru yürümeye başladım, "Arabayı hazırla."
***
"Geldik Mitra hanım." Diyen Emre'nin sesiyle bakışlarımı arabanın penceresinden dışarı çevirdim.
Neden burdayım bilmiyorum. Ayaklarım ani bir cesaretle beni buraya getirmişti. Kalbim ve beynim bağımsızdı zaten.
Bütün güzel ve özel anılarımın olduğu eve bakıp sertçe yutkundum. Titreyen ellerimle kapıyı açıp kendimi arabadan dışarı attım. Emre'ye "Sen git." Diyip yavaş adımlarla iki katlı eve doğru yürüdüm.
"Şimdi ikimiz bu evde mi yaşayacağız?"
"Olmuşsun bir kere başımın belası yaşayacağız seninle,mecbur."
"Seninle yaşamaya çok hevesliyim demiyor da!"
"Seninle geçirdiğim her ana hevesliyim,güzelim."
(2 yıl önce.)Aklımda canlanan anılarla gülümseyip eve son kez baktım. Titreyen ellerimle kapıyı açıp iki yıldır gelmeye cesaret edemediğim eve bir adım attım. Kapıyı arkamdan yavaşça kapatıp evin içine doğru yürüdüm. Her köşesinde, her odasında olan anılarımız aklımda canlandı.
Salonun girişine geldiğimde, bakışlarımı sadece ayın içeri sızdırdığı ışıkla aydınlanmış salonda gezdirdim. Karanlık salonda sırtını koltuğa yaslayıp,koltuğun önünde yere oturmuş, elinde de içki şişesiyle duran bedeni görmemle gözlerimden bir damla yaş akıp yere düştü. Kalbim onu görerek yine hızlı hızlı atmaya başladı. Kesik kesik aldığım nefeslerle ve titreyen ayaklarımla salonun içine doğru yavaşça yürümeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Müptelâ
Teen FictionBirbirine bağımlı iki kalp... Birbirine bağımlı iki insan... Yıllar sonra karşılaşırsa ne mi olur? ***** Dudaklarının karşısındaki dudaklarıma bakıp yutkundu, Dudaklarımın karşısında duran dudaklara bakıp yutkundum. Kalbimin tekrar deli gibi atma...