21 MART 2019
Yüzümde hissettiğim minik temaslarla yavaş yavaş gözlerimi araladığımda bana yaklaşan dudaklarla karşılaştım. Hemen yüzümde hissettiğim o tanıdık temasla gülümsedim. Boran burnuma küçük bir öpücük kondurup geri çekildiğinde, "Günaydın yavrum." Dedi.
Daha tam anlamıyla açılmamış gözlerimle siyah gözlerine bakıp, "Günaydın." Dedim uykulu sesimle.
Boran yine burnuma küçük bir öpücük bırakıp yataktan çıktıktan sonra, "Toplantım var Hemen çıkıcam, sende uyu erken daha." Dedi giyinme odasına doğru yürürken.
Beni kaldırıp uyu mu dedi o?
Göz devirip tekrar yorganı üstüme çekip kafamı yastığa gömdüm ve uyumaya çalıştım.
***
Bedenim ve ruhum uykuya tam doyduğunda gözlerim yavaşça aralandı ve görüş açıma beyaz tavan girdi. Bir kaç saniye tavanla bakıştıktan sonra yatakta istemeye istemeye doğruldum. Hemen yan tarafıma baktım Boran'ı görmek için ama görmedim. Kaşlarımı çatıp, "Boran?" Diye seslendiğimde evde hiç bir ses duyulmadı. Yataktan çıkıp komodinin üstündeki telefonumu aldıktan sonra Boran'ın numarasını tuşlayıp telefonu kulağıma götürdüm. Kısa süre sonra telefon açıldı.
Boran,"Günaydın güzelim." Dedi neşeli sesiyle. Onun sesini duymamla yüzümde oluşan tebessümle, "Günaydın da nerdesin sen?" Dedim hesap sorar gibi.
Boran telefonun bir ucundan nefesini verip, "Holdinge gidiceğimi ve işim olduğunu söylemiştim sana." Dediğinde kaşlarımı çattım. Ben niye böyle bir şeyi hatırlamıyordum. Neyse. "Unutmuşum.Ne zaman geleceksin?" Dediğimde Boran, "Beni mi özledin?" Dedi.
Gülümseyerek, "Evet,çok hemde." Dediğimde Boran, "Tamam geliyorum o zaman." Dedi.
Şaşkınca, "İşin var ama?" Dediğimde Boran, "Sikerim işini,işim senden önemli değil. Geliyorum bir yarım saate." Dedi ve telefonu bir şey dememe izin vermeden kapattı.
Onun bu haline gülümsediğimde arkamdan gelen sesle bedenim kaskatı kesildi. "Yazık olucak ikinize de."
Hızla arkamı döndüğümde kapının önünde 40'lı yaşlarında ela gözlü, esmer bir adamla göz göze geldim. Bana doğrulttuğu silaha bakıp derin bir nefes aldıktan sonra bütün duygularımı bastırıp, "Kimsin sen?" Diye sorduğumda alayla kaşlarını havalandırdı ve, "Ecelin." Dedi.
Adamın ağzından çıkan kelimenin ardından histerik bir kahkaha attım içimdeki tüm duyguları bastırmaya devam ederken.
Adamın kahkaha atmamdan rahatsız olduğunu elinde duran silahı daha fazla sıkmasından anlamıştım. Kahkahamı durdurup, "Lütfen öldürme beni, lütfen." Dedim alaycı bir tavırla ve ellerimi teslim olmuş gibi iki yana açıp yukarı kaldırdım.
Adam alaycı tavrıma sinirle güldü. Sinirini dizginlemeye çalışırken bana zaman kazandırdığının farkında değildi. Boran şu an buraya doğru geliyordur bile.
"Boran bana doğrultun silahı müsait bir yerine sokar biliyorsun değil mi?" Dediğimde adam Boran'ın ismini duymasıyla kasıldı. Bunu burdan ben bile fark ettim. Korkuyordu ondan.
Adam gözündeki korkuyu sesiyle bastırarak , "Biliyorum ama o gelmeden çıkıcaz." Dediğinde kollarımı göğsümde birleştirip, "Öyle mi?Kimle?" Dedim.
Adam düz sesiyle, "Senle." Dediğinde ciddi anlamda büyük ve histerik bir kahkaha attım. Sesim koca evde yankılanıp kulaklarıma ulaştığında çoktan kahkahamı durdurup, "Benim niye bundan haberim yok." Dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Müptelâ
Teen FictionBirbirine bağımlı iki kalp... Birbirine bağımlı iki insan... Yıllar sonra karşılaşırsa ne mi olur? ***** Dudaklarının karşısındaki dudaklarıma bakıp yutkundu, Dudaklarımın karşısında duran dudaklara bakıp yutkundum. Kalbimin tekrar deli gibi atma...