Gözlerim derin bir uykudan sonra aralandığında tamamen ayılmak için bir kaç saniye beyaz tavana baktım. Ardından bakışlarımı kollarını belimi sarmış Boran'a çevirdim. Onu uyandırmamaya özen göstererek kollarını belimden kaldırdım ve kollarının arasından çıktım. Esneyerek banyoya doğru yürüdüm, elimi yüzümü yıkayıp giyinme odasına doğru ilerledim. Üstüme dar yüksek bel siyah bir jean giydikten sonra uzun kollu sırt dekolteli bir dar kazak giyip pantolonun altına sıkıştırdım. Ardından saçlarımı yukardan sıkıca bağladım. Saçlarım omzumun altına kadar inmiş,uzamıştı.
Odadan çıkıp merdivenleri indim, salona girdim. Salonda hiçkimse yoktu. Emre ve Miraç dün kendi evlerine gitmişti, Ceren, Rüzgar ve Aslı'da burda kalmıştı. Aslı yurtdışına gidicekti zamanında söylediğine göre ama bir kaybolup bir ortaya çıkıyordu. Tabii beni ilgilendirmediği için sormuyordum.
Bakışlarım yemek masasına kaydı, kahvaltı hazırlanmıştı fakat ben hariç kimse olmadığı için yemek masasına oturmayıp koltuğa attım kendimi. Tam o sırada zil sesi çaldı. Kısa süre sonra Miraç ve Emre salondan içeri girdi.
Miraç heyecanla bana doğru koşarken, "Aman Allahım bu nasıl bir güzelliktir," dediğinde yüzümdeki gülümsemeyle, "Teşekkür ederim." Dedim. Fakat hiç tahmin etmediğim bir şey oldu. Miraç yanıma geldikten sonra karnıma dokunarak, "Sana demiyorum, yeğenime diyorum." Dediğinde bozulmamış gibi göz devirdim. Bozulmadım zaten.
Miraç hızla,"Dayısı ona hediye aldı." Dediğinde bakışlarım Emre'ye kaydı. Gülerek bize doğru geldikten sonra Miraç'ın hemen yanında durdu. Kaşlarımı çatarak, "Ne hediyesi?" Dediğimde elini cebine attı, "Dayısı ona araba aldı."
Gözlerim şaşkınlıkla açılırken Miraç'ın bana uzattığı arabanın anahtarına bakıyordum, Emre büyük bir kahkaha atarken, "Oyuncak demeyi unutmuşum." Dediğinde anlamsızca ona baktım, devam etti. "Bana küçük bebeklere ne alınır diye sordu araba alabilirsin dedim, oyuncak demeyi unutmuşum."
Miraç, Emre'nin kahkahasına göz devirdiği sırada dudaklarımdan minik bir kahkaha çıktı, "Ne yani daha cinsiyeti bile belli olmayan bir çocuğa araba mı aldın?"
Omuz silkerek, "Ne olmuş canım. Ne yapabilirim ayrıca," elleriyle yanında duran Emre'yi gösterip, "Bu eksik söyledi cümlesini." Dediğinde gülerek elindeki anahtarı aldım. "Neyse beleşe araba kaptık."
Miraç dediğime gülerek kendini koltuklardan birine attığında bakışlarım Emre'ye kaydı. Miraç'tan fırsat bulmuş gibi hızla sarıldığında kulağıma fısıldadı, "Ünlü oldunuz."
Kaşlarım çatıldığında çoktan geri çekilmişti, "Anlamadım?" Diye sorduğumda koltuktaki tableti işaret ederek kendini Miraç'ın yanına attı. Bende koltuğa oturup tableti elime aldım ve son dakika haberlerine girdim.
Şok.
Boran'la hastanenin kapısında öpüştüğümüz anın fotoğrafı.
"ÜNLÜ İŞ ADAMI BORAN DEMİREL'İN MİTRA ARSLANOĞLU'YLA BİRLİKTELİĞİ GÜNDEME BOMBA GİBİ DÜŞTÜ. ZAMANINDA ONLARLA İLGİLİ BİR DEDİKODU YAYILMIŞ OLSA BİLE İKİSİ TARAFINDAN DA BU BİRLİKTELİĞİ DOĞRULAYACAK AÇIKLAMALAR YAPILMAMIŞTI. FAKAT DÜN ELİMİZE ULAŞAN BU GÖRÜNTÜLERLE İKİLİNİN BİRLİKTELİĞİ GÜNDEME BOMBA GİBİ DÜŞTÜ. BU GÖRÜNTÜLER BORAN DEMİRELİN ZAMANINDA NİŞANLANDIĞI ASLI IŞIK'LA AYRILDIĞI İDDALARINI DA DOĞRULADI! HABERİN DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ."
"Çok iyi,bir bu eksikti!" Diye mırıldanarak Twitter'a girdim. Gündemde birinci sırada oluşumuz ne kadar gurur verici bir şey!
#BoranMitraDemirel
-"Nasıl Mitra Arslanoğlu'na dönüşüyorum, izle mucizeyi."
-"Ben bile yükseldim bunlara amk!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Müptelâ
Teen FictionBirbirine bağımlı iki kalp... Birbirine bağımlı iki insan... Yıllar sonra karşılaşırsa ne mi olur? ***** Dudaklarının karşısındaki dudaklarıma bakıp yutkundu, Dudaklarımın karşısında duran dudaklara bakıp yutkundum. Kalbimin tekrar deli gibi atma...