Günümüz;
"M-Mitra"
Arkamdan gelen tanıdık kadın sesiyle hızla arkamı döndüm. Aslı.... Söylediğim şeyleri duymuş gibiydi. Gözlerinde şaşkınlık ve acıma duygusundan başka bir şey yoktu.
Hemen iki adımla Rüzgar'ı arkamda bırakıp Aslı'nın karşısına geçtim. Aslı titreyen çenesiyle, "Se-" sözünü böldüm.
"Bana bak!..." dedim ve kollarını çok sıkı olmayacak şekilde tuttum ama o az önce duyduklarının şaşkınlığını atlatamamış olacak ki kolunu tutmama bir şey demedi. Gözlerinin içine bakıp, "Eğer bu duyduklarını bir yerde anlatırsan yemin ederim seni gebertirim. Eğer bu duyduklarını Boran'a anlatırsan yemin ederim seni gebertirim. Tamam mı?!" Diye dişlerimin arasından konuştuğumda söylediğim şeyleri yeni yeni farkına varıp kollarına baktıktan sonra korkarak, " P-Peki söylemem." Dedi.
Karşımdaki bir kadın olduğu için daha fazla şiddet uygulayamadım. Sadece kollarını sıkı olmayacak şekilde tutmakla yetindim. Hızla ellerimi kollarından çektiğimde iki adım uzaklaştı benden. Gözlerindeki korkuyu görmemle kimseye bir şey anlatmayacağından emin oldum.
Şaşkın bakışlarla bana bakmaya devam edip, "Vücudundaki yaralar o günden kalan yaralardı değil mi?" Diye sorduğunda kaşlarımı çatıp, "Sus ve bu duyduklarını,gördüklerini kimseye anlatma." Dediğimde verdiğim tehditle başını salladı.
Aslı'ya son kez göz ucuyla bakıp tekrar arkamı döndüm ve hâla öylece yere bakan Rüzgar'a çevirdim bakışlarımı.
Şu an içinde fırtınalar kopuyordu onun biliyordum. Atlatamazdı duyduklarını onu da biliyorum ama bunu duymayı sen istedin Rüzgar.
İki yavaş adımla tam karşısında durdum ve ellerimi kaldırıp omzuna koyduktan sonra yavaşça fısıldadım, "Benim için bir iyilik yap ve sakın Boran'a anlatma bunları. Senden istediğim ilk ve son şey R-Rüzgar."
İsmini 2 yıl sonra ilk defa söylüyordum.
Bakışlarını yavaşça yukarı kaldırdığında omzunun üstünde duran ellerimi geri çektim. Titreyen çenesiyle ve gözünden akan yaşla, "M-Mitra ben ço-"
Hızla sözünü böldüm, "Ya yaptığın hiçbir şey için özür dileme ya da özür dileyeceğin bir şey yapma." Dedim ve gözlerine son kez bakıp omzuna çarparak yürümeye başladım ikisini arkamda bırakarak.
Barın önünde duran taksiye doğru yürürken arkamdaki o ses beni durdurdu, "Ne oldu az önce?"
Arkamı dönüp bakışlarımı bunu söyleyen Boran'a çevirdim. Fakat sorusuna cevap vermek yerine iki adımla tam karşısında durup, "Bir daha yanıma yaklaşma! Arama, sorma. Ben seni bırakıp gittim,seni terk ettim bunu sakın unutma." Dedim ve afallayan gözlerine bakmaya son verip arkama döndüğüm gibi hızlı adımlarla taksiye bindim.
******
Taksiden inip hızlı adımlarla eve doğru yürüdüm. Eve girdiğimde içeri girer girmez hızla, "EMRE?" Diye bağırdım.
Emre saniyeler içinde salondan çıkıp, "Bende sizi bekliyordum Mitra hanım. Söylediğiniz adamı depoya kapattık." Dediğinde bende yukarı çıkmaya başlamıştım Emre'yi arkamda bırakarak.
Duyacağı şekilde sesimi yükseltip, "Tamam. Hazırla arabayı çıkıyoruz." Dedim ve odama girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Müptelâ
Teen FictionBirbirine bağımlı iki kalp... Birbirine bağımlı iki insan... Yıllar sonra karşılaşırsa ne mi olur? ***** Dudaklarının karşısındaki dudaklarıma bakıp yutkundu, Dudaklarımın karşısında duran dudaklara bakıp yutkundum. Kalbimin tekrar deli gibi atma...