Sîret-i Gül

19.Bölüm

Bulaşıkları yıkadıktan sonra odama çekilmiştim.Elimde tuttuğum Furkan'la ilk fotoğraf karemize bakıyordum.Her şey o kadar güzel bir şekilde ve o kadar hızlı ilerliyordu ki ansızın bir hüznün kapımızı çalmasından ölesiye korkuyordum.Gelen dert başımız üzerineydi elbet.Yaradanımızdan gelen her hüzün bize şükür vesilesiydi.Yine de insan korkmadan edemiyordu.

Başımı önünde oturduğum pencereden dışarıya çevirerek derin bir nefes aldım.
Bir kolumun üzerine başımı yaslayarak sahildeki çocuğun çektiği fotoğrafımıza bakmaya devam ettim.Furkan'ın bembeyaz teninin üzerinde duran kömür karası saçlarına,sakallarına ve onlarla tam tezat olan lâkin benim yerim burası diye adeta haykıran yeşil ve mavi karışımı gözlerine uzun uzun baktım.Henüz 2 ay içerisinde hayatıma giren ve gelip yüreğimin orta yerine oturan adamı seyrettim uzun uzun...
Kameraya doğru kaşlarını çatarak bakmış olsa da duru bakışlarının arkasında yatan saf sevgi kendisini ele veriyordu.Şimdi bu güzel adam benim imanımın yarısı mıydı yani?

Hâlâ inanmakta güçlük çeksem de daha bir kaç saat önce helali olmayı kabul etmiştim.Annesinin yanında küçük bir çocuk gibi ağlamıştı göğsümde.Annesi gibi sarıp sarmalamıştım onu.Annesi gibi şefkatle bakmıştım gözlerine.
Yüreği bana yuva olan adam için her şey olmaya hazırdım.Yeri gelince anne,yeri gelince oyun arkadaşı,yeri gelince eşi,yeri gelince küçüğü...
Onun elleri ellerimde olsun yeter ki;
Ben onunla her şey olmaya hazırım...

Fotoğrafa daldığım sırada telefonumun çalmasıyla elime aldım.Betül'ün aradığını görmemle yüzümde bir tebessüm oluştu ve hemen açarak kulağıma götürdüm.

"Selamun aleyküm kardeşim."
"Aleyküm selam güzellik."
"Müsait miydin ben aradım ama?"
"Aşk olsun ben sana her daim müsaitim Betül'üm."
"Heh tamam o zaman kuzum.Ben şimdi sizin sözdeki videoları,fotoğrafları bilgisayara atıyordum da aklıma geldin.Benim sana bir teklifim var.Yani aslında size."
"Hayrolsun Betül ne teklifi?"
"Ya ben diyorum ki yarın sizin evlenmenizi gitmeden önce bir kutlasak.Nasıl olur sence?Tam bahar zamanı ya şimdi beraber pikniğe gidelim diyorum.Sen,enişte,Ayşenur,ben,hem belki eniştenin kardeşi de gelir.Ayşenur'a da arkadaşlık etmiş olur."
"Olur valla güzel düşünmüşsün.Ee bu kadar kişi geliyorsa Musab da gelir o zaman.Hep beraber oluruz."
"O da mı vardı ya?"
"E herhalde yani kuzum.Furkan nereye Musab oraya biliyorsun.Bizim gibiler."
"Ne yapalım katlanacağız artık.Hem hep beraber benim bilgisayardan söz videolarını da izleriz.Güzel olur."
"Olur kuzum vallahi.Ben o zaman önce bizimkilere haber vereyim daha sonra Furkan'ı ararım."
"Tamamdır kardeşim."

Betül'le biraz daha uğraşarak telefonu kapattım.Neşem yerine gelmişti.Salonda oturan annemlerin yanına ilerleyerek Betül'ün fikrini anlattım.Babamdan onay gecikmedi.

"Gidin tabii kızım.Furkan oğlumun camiisine yakın bir yere gidin.Kaç gündür görevini aksatıyor.Hakka girmesin daha fazla."

Onayı alarak odama ilerledim ve Furkan'ı arayarak telefonu kulağıma götürdüm.Bir elim kalbimi bulurken bu heyecanımın hiç geçmemesi için dua ettim.Telefon 2. Çalışta hemen açıldı.

"Efendim bal gözlüm."
"Selamun aleyküm Furkan."
"Aleyküm selam Gül güzeli."
"Yarın beraber bir şeyler yapalım mı?"
"Olur tabii yapalım.Ne yapmak istersin?"
"Betül aradı beni.Sözümüzün videolarını bilgisayara atıyormuş.Yarın hep beraber piknik yapsak da kutlasak diye düşündük.Eğer senin için de uygunsa."
"Senin olduğun her yer bana uygun canımın içi.Kim kim olacağız peki? Aileler olacak mı?"
"Yok gençler olarak yapalım diye düşündük.Sen,ben,Ömer,Ayşenur,
Betül,Musab olalım dedik.Uyar mı size?"
"Uyar tabii güzelim.Benle Musab geliriz zaten.Ömer'i de almaya çalışırım.Yarın kaçta alayım sizi?"
"Babam Furkan'ın camisine yakın bir yerde yapın dedi.Görevin aksamasın diye.Sen bana konum at biz geliriz."
"Olur mu hiç öyle şey?Ben helalimi oradan buraya kadar yorar mıyım hiç?
Burada dümdüz,yeşillik bir yer var.Hem yanında kaynak suyu da var.Oraya gideriz inşallah.Sen şimdi yat,uyu güzelce dinlen.Sabah 9 gibi ben sizi almaya gelirim inşallah."
"Aslında biz.."
"İtiraz istemiyorum Gül güzeli.İnsan eşinin sözünü dinlemez mi hiç?"
"Sen öyle diyorsan öyle olsun madem."
"Seni seviyorum güzel eşim."
"Ben de seni seviyorum can özüm."
"Kapat telefonu Nergis kapat.Yoksa yarım saate kalmayacak kapınızda olacağım."