Sevmek; içine dünyaları sığdıran o yüce his.
Merhamet; her kula yakışan en nadide özellik.Sahi merhamet demişken,en çok kime yakışır merhamet? Bence en çok elleri dünyayı yıkmaya yetse de yüreğinde taşıdığı o hisle karıncayı dahi incitmekten korkan babalara yakışır. Evladına merhametle yaklaşan bir babadan daha hayırlı kim vardır dünyada?
Merhameti en çok Furkan'a yakıştırıyordum. Kocaman elleriyle gerekirse dünyanın karşısında durabilirdi ama evlatlarına gelince pamuğa dönüyordu o koca eller. Bugün tam da yavrularımızı okula hazırlarken kızımızın çantasını omzuna itinayla yerleştiren eşimi gördüğümde düşünmüştüm bunları.Hayat çok garipti. Bundan 10 sene öncesini düşünüyorum da böyle bir hayatı,böyle bir evliliği hayal dahi edemezdim.Böylesi güzel bir adama sevdalanmak ve onunla yuva kurmak aldığım en doğru karar olabilir.
Bana böylesi içten bakan,evlatlarına böylesi sevgi ile yaklaşan bir adam önceleri sadece hayal ürünü olabilir gibi gelirdi.Hayat bu hayali en güzel şekilde gerçek kılmıştı işte..."Allah'a emanet ol gül güzelim." diyerek alnımdan öpen Furkan'la düşüncelerimden sıyrıldım ve gülümsedim.
"Sen de Allah'a emanet ol ömrüm." sıkıca sarılarak kızımızı kucağına aldı. Evlatlarımız 1.sınıfa başlamışlardı. Zaman hızla akıp geçiyordu. Kapıdan çıkmadan tekrar dönen eşime merakla bakışlarımı çevirdim.
"Gülüm ben çocukları bıraktıktan sonra evin eksiklerini alıp gelirim.İstediğin bir şey var mı, gelirken alayım?" Tebessüm ederek başımı sağa sola salladım.
"Yok canım.Sağ salim git gel inşallah." Kapıyı kapatmadan önce el salladılar ve ben de karşılık verdim. Onlar gözden kaybolurken şükürle iç çektim.
Onları uğurladıktan sonra ev temizlemeye karar vererek süpürgeyi elime aldım.Bir kaç oda süpürdükten sonra çalan kapı ziliyle hemen koştum. Karşımda eşimi görünce sımsıkı sarıldım boynuna. O da kokumu içine çekerek öptüğünde gülümsedim.Huzur buydu işte.
"Ne yapıyormuş bakalım benim dünyalar güzeli eşim?" Seneler geçse de böyle demekten vazgeçmeyecekti sanırım. Kıkırdayarak cevap verdim.
"Temizlik yapıyorum hayatım." Benden ayrılarak alnıma bir öpücük kondurdu.
"Ben ne yapıyorum? Sana yardım edeyim."
Alışmıştım senelerdir bana yardım etmesine o yüzden garip gelmiyordu artık.
"Vileda banyoda canımın içi." Cevabımla 'hay hay' diyerek banyoya yöneldi.Benim süpürdüğüm odaları tek tek vileda ile silerken halinden hiç de şikayetçi değildi.
Derinlemesine bir temizlik yapıp kendimizi salona attığımızda saat akşam 5'i bulmuştu. İkizleri Ömer okuldan alıp lunaparka götürdüğü için rahat rahat temizlik yapmıştık.O sırada çalan zil ile yerimden doğruldum. Furkan benden erken davranarak kapıyı açtığında ben kendimi odamıza atmıştım. Üzerimi değiştirerek salona geçtiğimde Abdullah koşarak üzerime atladı.
"Anne biliyor musun bugün amcam bizi nereye götürdü? " Koca koca gözleriyle, gözlerimin içine heyecanla baktı.
"Nereye gittiniz bakalım?" Dediğimde Furkan'ın yanına geçerek oturdum. Ömer'e bir baş selamı vererek gülümsedim. O da aynı şekilde karşılık verdiğinde dikkatimi oğluma verdim.
"Lunapark'a. Atlıkarınca'ya bindik. Çarpışan arabaya bindik.Bissürü bissürü şeye bindik. Çok eğlendik çoook." Dediğinde 'bissürü' demesine hepimiz gülmüştük.
"Öyle mi beyefendi? Annesiz eğlenebildiniz yani öyle mi? Nasıl kahkaha attın bakalım sen bensiz? Böyle mi?" Diyerek bir yandan oğlumu gıdıklıyordum bir yandan da mis kokusunu içime çekiyordum. Bir kaç saat dahi görmesem çok özlüyordum. Kahkahaları havada uçuşurken,Furkan,Ömer ve Asiye'nin de bize katıldığını fark ettim. Şimdi hepimiz kahkahalarla gülüyorduk. Mutluluk ne deseler tam olarak şu an derdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sîret-i Gül
ChickLit"Hoşgeldin sîneme sesinde baharı taşıyan,yüreğinde Gül kokularını kokladığım yârim." "Hoşgeldin duruşu ile huzur,kelamı ile Sevda olan yârim." Birbirlerini Allah için seven 2 yürek.Bir rüyaydı onların yollarını birleştiren.Öyle bir rüya ki gerçeğe g...