9.bölüm

423 30 0
                                    

~Furkan Yıldız~
Aynada son kez kendime bakmamın ardından Derince bir nefes aldım.Daha şimdiden ter basmıştı orada nasıl olacaktım Allah bilir.Nergis ailem seninle tanışmak istiyor dediğinden bu yana yerimde duramamış,ne yapsam,nasıl davransam diye kendimi yiyip durmuştum.Annesi için bir çiçek yaptırmıştım ve babası için de bir tablo...Kendi ellerimle hat sanatı ile Yusuf yazmıştım.Nergisten öğrenmiştim ismini.Gelince zorluk çekmemem için isimlerini söylemişti.Heyecandan tüm gece uyuyamamış sabaha kadar hayal kurup durmuştum.Rüyalarımı süsleyen güzel bana gel ailemle tanış diyordu...Uyumak ne mümkün.
Son kez aynada kendime bakıp kravatımı düzelterek odamdan çıktım.Saat 9:30'du.Şimdiden gitsem ayıp olur muydu acaba?En iyisi nergise sormaktı.Telefonumu çıkararak nergisi aradım.2. çalışta açtı.
"Efendim."
"Selamun aleyküm Nergis."
"Aleyküm selam Furkan."
"Şey ben ne zaman müsait olursunuz diye soracaktım.Ona göre geleceğim de çünkü."
"Anneme sorayım 1 dakika." Gözlerim saatte ayağımı sallayarak bekledim.
"Annem müsaitiz gelebilir diyor."
"Şimdi mi?"
"Olmaz mı?"
"Yok olur tabii ki olur.Ben çıkıyorum o zaman.Evin konumunu atabilir misin?"
"Tabii,dikkatli gel.Bekliyoruz."En sonda gelen heyecanlı sesiyle Derince bir nefes çektim.
"Tamam bal gözlü kız tamam merak etme.Haydi Allah'a emanet ol."
"Sen de inşallah." Kapatınca fark ettim sesinin nasıl bir huzur olduğunu.Onun sesi kulaklarımdan hiç silinmesin istiyordum bir ömür boyu.Tam çiçeği elime almıştım ki Musab odasından çıktı.
"Kardeşim kızı bugün mü istiyoruz?"
"Hayır.Neden ki?Olmamış mı?" Giydiğim takım elbiseye göz attım.Madem ciddi bir adım atıyorduk ben de ciddi bir şekilde giyinmek istemiştim.
"Yok da yani ne bileyim çok resmî olmuş sanki."
"Kardeşim ciddi olduğumu anlasınlar diye böyle giyindim.Hem fena mı oldu bak duruyordu öyle dolapta."Gömleğin kollarını düzelttim.
"Ha yani diyorsun ki yengeni biraz daha düşüreyim." Attığı kahkahayla benim yüzümde de bir tebessüm olmuştu.
"Ne dedin sen?"
"Yenge dedim."
"Ulan sen var ya." Diyerek ben de güldüm.
Yanıma gelip sarıldı.Ayrıldığımızda elini enseme koydu ve gözlerimin içine baktı.
"Çok mutlu olursunuz inşallah kardeşim.Allah utandırmasın."
"Amin kardeşim amin.Darısı başına." Diyerek göz kırptım.
"Neyse hadi tutma beni ben kaçtım.Dua et kardeşine." Diyerek çiçeği ve tabloyu elime aldım.Evden çıkarak arabaya doğru ilerledim.Şoför koltuğuna geçerek düzgün bir şekilde hediyeleri yan koltuğa koydum ve telefonumu çıkardım.Nergis konumu atmıştı.Navigasyona bağlanarak arabayı çalıştırdım.Radyodan en sevdiğim ezgilerden birini açarak sürmeye başladım.Gözümün biri yolda biri navigasyonda olarak yola koyuldum.Huzurluydum.Ona gidiyordum ya nasıl huzurlu olmayayım.Bunca yıl sabırla bekledikten sonra gelip kapımı çalmıştı ya nasıl buyur etmeyeyim yüreğime.
Aradan geçen 45 dakikanın ardından evi bulmanın sevinciyle ceketimi düzelterek çiçeği ve tabloyu elime aldım. 'Bismillah' diyerek arabadan indim ve eve doğru adımladım.Gözüm pencereye kaydığında gülerek bana bakan Nergisi fark ettim.Ben de gülerek baş selamı verdim.Hemen perdeyi çekmesinin ardından içeriden sesini duydum.
"Anne geldi." Ardından hemen kapıyı araladı ve orada gözlerimiz birbirine uğradı.Hemen arkasından gelen annesine bakışlarımı çevirdim ve hafifçe gülümsedim.
"Hoşgeldin oğlum."
"Hoşbuldum efendim."
"Kız kapıda bekletmesene çocuğu.Geç evladım geç bakma sen bizim deli kıza." Gülmemi tutmaya çalışarak ayakkabımı çıkardım ve içeriye adımladım.O sırada Nergisle göz göze geldik ve başını eğdi.
"Hoşgeldin."
"Hoşbuldum." Asıl sen hoşgeldin gönlüme ahir yoldaşım demek istesem de güçlükle kendimi tuttum.
"Bu taraftan." Diyerek kapıyı kapattı ve eliyle tam karşımda açık olan kapıyı gösterdi.Sağ tarafımda kalan annesine dönerek çiçeği uzattım.
"Bu sizin için." Elimden aldı ve minnetle baktı.
"Ah çok teşekkür ederim evladım.Buyur gel böyle geç." Diyerek salon olduğunu tahmin ettiğim yere doğru adımladı.Ben de peşinden gittim.İçeriye girdiğimde tekli berjerde oturan elinde kitap olan 50'li yaşlardaki bir adamla karşılaştım.Asıl zor olan şimdi buydu.Babası ile tanışmak.Alnımda biriken teri çaktırmadan silip selam verdim.
"Esselamünaleyküm efendim." Ağır ağır gözlüklerinin üzerinden bana baktı.Yutkunamadım.Başımı eğdim.
"Aleyküm selam delikanlı.Gel hoşgeldin." Diyerek ayağa kalktı.Önce gözlüklerini çıkardı daha sonra da kitabını kapatarak yanındaki sehpanın üzerine bıraktı.Hemen yanına adımlayarak elini öpmek için eğildim.O da öptürmemek için çekti ve omzuma vurdu hafifçe.
"Geç otur bakalım.Kızım bize 2 çay getir." Diyerek oturmam için koltuğu gösterdi.Oturduktan sonra elimdeki tabloyu uzattım.
"Buyurun efendim bu sizin için." Diyerek bakışlarımı kaçırdım.
Eline aldı ve yüzünde hafif bir tebessümle dışındaki kağıdı nazik hareketlerle açtı.İçinden tabloyu çıkardığında yüzünden belli oluyordu ne kadar sevindiği.
"Teşekkürler delikanlı.Hat sanatını çok severim.Hediyen hoşuma gitti.Sen de ilgilenir misin?" Diyerek berjere biraz daha yerleşti ve sorgucu gözleri üzerimde dolandı.Boğazımı hafifçe temizleyerek başımı olumlu anlamda salladım.
"Evet efendim.Sizin için özel olarak hazırladım.Beğenmeniz beni de mutlu etti." Tam ağzını açmıştı ki önüme bir adet sehpa koyuldu güzel bir çift el tarafından.Ardından açık bir çay ve şeker de koydu ve bakışlarını babasına yöneltti.
"Başka bir şey ister misiniz babacığım?"
"Yok kızım Allah razı olsun.Al bu tabloyu odandaki çiviye as bakalım." Diyerek benim yaptığım tabloyu nergise uzattı.Nergis tabloya baktıktan sonra şaşkınlıkla gözleri beni buldu.Babasının yanında uygun olmaz diye hafifçe Boğazımı temizleyerek kapıya doğru baktım gitmesi için.Mesajımı almış olacak ki hemen yanımızdan uzaklaştı.
Çayımdan bir yudum aldım ve o sırada gözlerine meftun olduğum kızın babası konuşmaya başladı.
"İsmin Furkanmış sanırım." Diyerek bana baktı.
"Evet efendim Furkan Yıldız."
"Ne iş yaparsın Furkan?"
"İmamhatibim efendim."
"Desene meslektaşız."
"Evet efendim." Diyerek tebessüm ettim.
"Hafızlık var mı?Biliyorsundur Nergisin hafızlığını bitirmesine az kaldı."
"Elhamdulillah ben de hafızım efendim." Diyerek omuzlarımı dikleştirdim.En büyük gurur sebebimdi hafızlığım.
"İmamlık haricinde yaptığın ekstra bir şey var mı?"
"Gelen küçük çocuklara Kuran'ı Kerim öğretiyorum efendim.Müezzin olan arkadaşımla beraber aynı evde kalıyoruz.Beraber hafızlık yaptığımız için öğrencileri de beraber yetiştiriyoruz."
"Çayını iç soğumasın.Daha sohbetimiz uzun." Başımı sallayarak çaydan bir yudum aldım.Seni daha çok sorguya çekeceğim demenin bir çeşidiydi sanırım.İçimden sabır çekerek çayımı içtim ve Yusuf beye bakışlarımı çevirdim.Yüzünde memnun olduğunu belli eden bir ifade olsa da bugünü atlatmadan ben pek rahat edemeyecektim sanırım.
"Bak Furkan evladım Nergisim daha bu yaşına kadar bir kez olsun biri var diye bana gelmedi.İlk defa senin için geldi.Takdir edersin ki ben de bir kız babasıyım.Nergisimin yeri bende apayrıdır.Onun eş olarak görmek isteyeceği birini ondan önce ben görmek isterim.Sen edepli,terbiyeli birine benziyorsun.Kızımı üzmeyeceğini Ümit ediyorum.Nergis bir abisini şehit verdi.Diğeri de askerde.O yüzden çok hassas bir yapıda.Biz ailecek çok zor şeyler atlattık.O yüzden bazen nergise karşı çok sabırlı olman gerekecek.Nergis abisini şehit verdikten sonra 1.5 sene hiç konuşmadı.Ne zaman üzülse kendi kabuğuna çekilir.Kimsecikleri yaklaştırmaz yanına.Eğer seni yanına yaklaştırıyorsa üzgünken bil ki farklısındır onun için.Nergisim en ufak bir şeyle bile mutlu olur ama bir o kadar da kırılgandır.Senden tek bir isteğim var o da kızımı bir an bile olsa incitmemen.İllaki sorunlar olur ama bir daha Eğer nergis susarsa seni de konuşturmam bilesin.İsminin hakkını vermelisin her daim.Helal lokma getirmeyeceksen eğer evinize sen de gelmemelisin.Bak evlat ben ailem söz konusu olduğunda hiç olmadığım kadar ciddi ve sinirli bir insan olurum.Kızımı Allah'ın bir emaneti olarak göreceksen ben de bu işe olur veririm ama yok Eğer niyetin bir müddet konuşup görüşmekse orada duracaksın.Ben kızımın bu yaştan sonra günaha girmesine izin vermem.Anladın mı beni evladım?Üzme kızımı ki üzmeyeyim seni." Diyerek keskin bakışlarını gözlerime ok misali diktiğinde yutkunamadım.Konuşmak için ağzımı açtığımda öksürmeye başlayınca kendime hakim olamadım.Öksürük bir türlü geçmeyince içimden besmele çekmeye başladım.O sırada bir bardak su ilişti gözlerime.Tam önümde almam için tutuyordu.Ellerine değmemek için bardağı alttan tutarak aldım ve bir yudum su aldığımda sanki az evvel öksürük krizine giren ben değilmişim gibi rahatlamıştım.
Suyu sehpaya bırakarak Yusuf beye döndüm.
"Siz hiç merak etmeyin efendim.Nergisi her daim kendi nefsimden öte tutacağım.Onu hep Allah için seveceğim.Onu her daim emanetim olarak görüp emanetime en güzel şekilde sahip çıkmaya çalışacağım inşallah.Sizin de dediğiniz gibi haram lokma yedirmemek için çok dikkat edeceğim.Efendim o bana her şeyden önce Muhammed abimin emaneti.Hiç gözünüz arkada kalmasın.Muhammed abi nasıl sevdiyse ben de en az onun kadar seveceğim inşallah." Diyerek utanarak ama gururla gözlerinin içine baktım.
"Aferin evlat.Sen Muhammed ile nasıl tanıştın?Nergis bana onun arkadaşı olduğunu söyledi."
"Doğuda okumuştum bir dönem efendim.O sırada bir dernek vardı arkadaşlarla o derneğe gidiyorduk ilim almak için hayır işleri için.O dernekte tanıştım Muhammed abiyle.Derneğin ilk kurulmasından şehit olana kadar çok emeği vardı.Hatta şehit olduktan sonra belli bir miktarı derneğe bağışlamış.Arkadaşlarına vasiyetiymiş.Ben o sıralar hafızlıkta olduğum için cenazeye katılamamıştım.Lâkin bana çok iyiliği dokunmuştu kendisinin.Mekanı cennet olsun."
"Amin." Diyerek eliyle birine işaret etti.Başımı çevirdiğimde o gün yanımızda gelen kız olduğunu gördüm.Hemen başını salladı ve başıyla hadi diye birisine işaret etti.O sırada sevdanın en saf hali içeriye adım attı.Başı yerdeydi.Elleri birbirine bağlı bir şekilde yine hayanın en güzel haliyle karşımdaydı.Ne kadar bakışlarımı çekmek istesem de başaramadım.Tutuklu kaldılar Gül güzelinde...
"Nergis kızım biz Furkan oğlumla biraz sohbet ettik.Dilersen bir de siz konuşun.Betül kızımı da yanınıza alın odanda bir konuşun bakalım anlaşabilecek misiniz?" Babasının sözleriyle nefesimi tuttum.Konuşacaktık.Hem de onun odasında..Onun kokusunun sindiği yerde...
"Siz nasıl isterseniz baba." Diyerek kapıya doğru döndü ve adımlamaya başladı.Bakışlarımı güçlükle çekip babasına çevirdiğimde gitmem için başıyla işaret etti.Baş selamı vererek ayaklandım ve terleyen ellerimi pantolonuma sürterek kapıya doğru adımladım.İsminin Betül olduğunu öğrendiğim kız arkasındaki kapıyı açarak geçmem için işaret etti.Söylediği şeyle yüzümde güller açtı.Yüreğimde binbir Çiçek yeşerdi.

"Buyur geç enişte." Kısa bir süre Betül'e bakarak başımla selam verdim.
"Eyvallah..." ve işte o an...İçeriye adımımı attığım an o koku..Tarifi imkansız bir kokuya sahipti odası.Gül desem değil.Çok farklıydı.Tıpkı sahibi gibi...Gözlerim Nergisi bulduğunda koltuğun bir köşesine geçerek oturduğunu fark ettim. Ben de hemen yanı başındaki koltuğa oturdum.Bir süre ikimiz de konuşmadık.Ben onun kokusuyla sarhoş olmuşken o ise parmaklarıyla oynuyor ve ne söyleyeceğini tartıyor gibiydi.Ve işte cılız ama yüreğimi hoplatan o sesi işittim..
"Hoşgeldin..." Gözlerini kaldırdı usulca ve gözlerime değdi.Bu hoşgeldin bambaşkaydı..Kapıda söylediği gibi değildi..Sanki hoşgeldin ömrüme der gibiydi.Kısık bir sesle cevap verdim.
"Asıl sen hoşgeldin Gül güzeli..." demiştim işte sonunda..Bir süre şaşkınlıkla yüzüme baktıktan sonra gözlerini hafif tebessümle kucağındaki ellerine indirdi.Üzerinde bol bir Gül kurusu elbise ve lacivert upuzun bir örtü vardı.Öyle masum ve öyle temiz duruyordu ki..
"Senin sormak istediğin bir şey varsa sor ben cevaplayayım." Dediğinde bir süre düşündüm.
"Ben bu zamana kadar hep sadece evleneceğim kişiyi seveceğim diyerek bekledim.Rüyalar beni aldı senin yoluna kattı. Ben tüm sevgimi sınırsız bir şekilde sana sunmak isterim. Ben severken biraz abartabilirim belki bilmiyorum.Çok kıskanırım mesela.Bazen de yaramaz bir çocuk gibi olurum.Sen rahatsız olur musun?Ben bir çok şeyi ilk defa seninle yaşayacağım çünkü.Bazen farkında olmadan seni bunaltmaktan korkuyorum." Diyerek içimdeki sıkıntıyı belirttim.Başını kaldırmadan cevapladı.
"Furkan öncelikle şunu bilmeni isterim ki ben bundan daha önce cahillik zamanımda birisi ile görüşmüştüm.Yani tabii ki aramızda bir şey geçmedi elimi dahi tutmadı ama yine de bunu bilmeni isterim.Aramızda gizli saklı hiçbir şey kalsın istemem.Diğer konuya gelecek olursak ben de kıskanç bir insanım.Mesela dikkat ettiğim hususlara senin de dikkat etmeni isterim.Yanımda çocuklaşmazsan zaten ben rahat edemem.Ben her daim eşlerin birbirine karşı olan muhabbetini görmek isterim evimin içinde.Ve asla bir sorun yaşadığımızda dışarıya belli etmemeyi tercih ederim.Evimizde her daim Allah'ın adı anılsın,Onun hükümleri geçsin isterim.Bir eş başka ne ister ki?Bir de unutmadan Eğer senin de iznin olursa ben evlendikten sonra kuran kursu hocalığı yapmak isterim.Ben çalışmanı istemiyorum diyorsan da birbirimize tam alışana kadar çalışmayabilirim ama şunu bilmeni isterim ki ben dava kadını olmak istiyorum.Öyle evde otur çocuklara bak yeter gibi bir şey düşünmüyorum.Bilakis gerekirse ev ev gezip Allah'ı ve Resul'ünü anlatmak istiyorum.Senden de bu konuda anlayış talep ediyorum."
"Subhanallah..! Nergis tabii ki ben senden daha çok isterim dava kadını olmanı.Hatta seninle beraber hayır işlerinde koşmayı.Peygamberimizle HZ.Aişe gibi olmayı isterim.Bütün dediklerin kabulüm.Ve şunu da bilmeni isterim ki her insanın bir cahiliye dönemi olmuştur.Ben senin geçmişinle değil geleceğinle ilgileniyorum.Sen her daim benim yanımda ol,düştüğümde kaldır.Sımsıkı tut elimi beraber cennete yürüyelim inşallah.Benim istediğim de zaten böyle bir evlilik." Diyerek içimdeki sevinci nasıl bastıracağımı bilemeden konuştum.
"O zaman..."
"O zaman var mısın benimle 2 cihanda el ele yürümeye bal gözlü kız?Var mısın insanlar bize baktığında Allah için sevmek bu demek dedirtmeye?Var mısın gönlüme şenlik,haneme huzur olmaya?" Gözyaşları içerisinde sormuştum.Şu an tam olarak huzurluydum.Rüyalarımı süsleyen güzelle evlilik konuşması yapıyordum daha ne olsun.Allahım sonsuz şükür sana.
"Varım..." Tek bir kelime böylesi mutlu edebilir miydi bir insanı?Tek bir kelime çıktı güçlükle ağzımdan...
"Şükür..."
"Şükür..."

Bizi alıp birbirimizin yoluna katan Allahım...
Bizi alıp yoldaş eyleyen Allahım...
Birbirimizin gönlüne yerleştiren Allahım...
Öyle bir vuslat nasip eyle ki görenler bizi değil de seni görsün...
Böyle sevdalar kaldı mı desinler...
Onlar desinler diye değil de senin için yaşayalım Allahım...
Sen bizi iki cihanda da yol arkadaşı eyle Allah'ım...

Eveet bu bölüm de böyle oldu🌸

Neler düşünüyorsunuz bölüm hakkında?
Bundan sonra biraz daha eğlenceli sahneler gelsin mi?

Vote ve yorumlarınızı bekliyorum 🌺

Sîret-i GülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin