37. Bölüm

188 13 2
                                    

Arkadaşlar nişan mekanını tam olarak aklımdakini bulamadım maalesef böyle kır düğünü gibi yuvarlak masaların ortada sahnenin olduğu bir yer hayal edin. En sona zaten süslemeleri ve Betül ve Musab'ın verdiği pozları ekleyeceğim. O zaman keyifli okumalaaar🦋 İnanın saatlerdir arıyorum mekan vs. Buna bir de yazdığım bölümün emeğini eklersek yıldıza dokunmadan yorum yapmadan geçmemenizi rica edeceğim sizden☺️

~Betül Yücesoy~

Üzerimdeki elbiseye son bir bakış atarak nişan çiçeğimi elime aldım. Derin bir soluk eşliğinde Nergisin telefonunu çantasına yerleştirmesini izledim. Hayat gerçekten türlü tevafuklarla doluydu. Bir daha asla kimseye kalbimi açmam derken bir çocuk yürekli gelip baş köşeye kurulmuştu bile. Bana da onun hayatımı güzelleştirişini izlemek kalıyordu. Dedim ya,hayat gerçekten türlü tevafuklarla doluydu.

"Benim prenses kardeşim. Gelin olup gitmen için son adımı da attın. İnşallah huzurlu,Allah'ın adı anılan bir yuvanız olur can kardeşim." Nergisin dolu dolu gözlerine baktığımda benim de gözlerimin dolmasıyla gözlerimi tavana diktim. Bugün ağlamamalıyım! Bugün bizim günümüz ve ben bugün ağlamamalıyım.

"Dön bakalım şöyle." Nergisin elinden tutarak kendi etrafımda döndüğümde beğeni dolu yorumlara tebessüm ettim. Musab'a bu elbiseyi aldırana kadar az dil dökmemiştim ama yine de değmişti. Ellerimi elbisemin eteklerine yerleştirerek boy aynasına adımladım. Kendimi baştan aşağı süzdüğümde bir kez daha iyi ki almışım dedim.

 Kendimi baştan aşağı süzdüğümde bir kez daha iyi ki almışım dedim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Omuzlardaki sarkaçların olmadığını düşünün

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Omuzlardaki sarkaçların olmadığını düşünün.)

Elbisemin her bir işlemesi öylesine güzel görünüyordu ki hayran olmamak elde değildi. O sırada kuaförün kapısından duyulan korna sesiyle kalbim hızla atmaya başlarken arkamı döndüm. Musabın gelmesini beklerken karşımda yine Nergisi görmemle ne olduğunu sordum kaş göz işaretiyle. Şu an normalde Musabın gelip beni buradan alması gerekiyordu.

"Enişte bey inatçı çıktı kuzum. Hiçbir kuvvet beni o kuaföre girdiremez,Betül dışarı gelsin diyor." Duyduklarımla şok olurken Musabın ciddi olduğunu anladım. Eğer bu elbiseyi giyip kuaförde beklersem daha çok bekleyeceğimi,sadece hanımların olduğu bir ortama adım atmayacağını söylemişti nişandan 2 gün evvel. Demek ki ciddiydi. Onu tabii ki başka kadınların görmesini ben de istemezdim ama bu tavrı beni iyice kendine hayran bırakmıştı. Gülerek Nergis'in koluna girdim ve beraber dış kapıya yöneldik. Tam kapının eşiğine geldiğimizde durdum ve tuttuğum nefesimle ayaklarından başlayarak müstakbel nişanlımı süzdüm. Benimle takım olmak için giydiği lacivert takım elbise mümkünmüş gibi vücudunu sarmıştı ve oldukça hoş görünüyordu. Bakışlarımı usul usul yüzüne çıkardığımda parlayan göz bebekleriyle karşılaşmam yutkunmama sebep oldu. Kahvelerine bakışlarım kilitlendiğinde sanki zamandan ve mekandan soyutlanmış gibiydik. Düşmemek için çiçeğime daha da sıkı sarılırken güçlükle yüzüme tebessüm yerleştirdim. Titreyen bacaklarıma inat bir adım atarak hizasına geldim. Elimdeki çiçeğin köşesinden bir parça kopararak usulca yakasına iliştirdim. Ona beni yaka çiçeği olarak taşıyıp taşıyamayacağını sormuştum o gün ve işte bugün nişanımız için bizzat ben takıyordum yakasına çiçeğimi. Çiçeği takma işlemim bittiğinde bakışlarımı yere sabitleyerek güçlükle bulduğum sesimle konuştum.

Sîret-i GülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin