44. Bölüm

175 13 2
                                    

Bölüm hakkında şarkı tahmininizi bırakır mısınız?

Bir insan hayatında kaç kez doğar? Ben Nergisle olduğum her an yeniden doğuyordum sanki. Şimdi bir de ikimizden bir parça ona emanet edilmişken ayaklarımın yere değmediğini hissediyordum. Onu henüz kucağımıza almadan sevgisi yüreğimize yerleşmişti. Ne güzel şeydi bir canın emanetçisi olmak..

Yan yana oturduğumuz bekleme sandalyesinde Nergis başını omzuma yasladığında tebessümle ben de başımı ona yasladım. Kokusu ciğerlerime dolarken derin bir nefes yolladım ciğerlerime. Her hali ayrı güzeldi sevdiğimin.

"Nergis Yıldız!" Hemşirenin yüksek çıkan sesi ile yerimizden doğrularak el ele kapısı aralanan odaya adımladık. İçerideki doktor hanımla Nergis el sıkıştığında ben de başımla selam vererek yârimin beline elimi yerleştirdim. Onlar konuşurken benim yaptığım tek şey sevdamı izlemekti. Heyecandan titreyen kirpikleri öyle güzeldi ki...

"İlk galiba." Doktor hanımın gülerek kurduğu cümle üzerine Nergisle bakışarak ikimiz de güldük. Daha sonra doktor hanım hemşire eşliğinde Nergisi hazırlayıp sedyeye yatırdığında hemen yanına vararak elini tuttum. Üzerine öpücük kondurarak ışıldayan ballarına çevirdim yeşillerimi. Bu kadın benim şükrümdü!

Doktor hanım dakikalar sonra elini ultrasonda bir noktaya götürdüğünde görebilmek adına gözlerimi kısarak baktım. Zorlukla seçilen bir nokta gördüğümde kalbim deli gibi atmaya başladı. O bizim yavrumuz muydu yani şimdi?

Nergisin elimi sıkması ile bakışlarımı kendisine yönelttiğimde dolu dolu olan gözlerine uğradı yaşlı gözlerim. Tam da şu anda kalabilirdik. Dünya dönmeyi,saatler ilerlemeyi bırakabilirdi. Tüm dünya şahit olabilirdi huzurumuza.

Doktor hanımdan aldığımız bir kaç talimattan sonra ilk kez fotoğrafımızın çekildiği sahildeki bankta aldık soluğu. Nergisi kollarım arasına çekerek örtüsünün üzerine bir öpücük kondurdum. Kalbim Nergisin yanındayken hâlâ ilk gün gibi göğüs kafesimi delerken başımı boynuna gömdüm. Şüphesiz kokusunun en yoğun olduğu yer burasıydı ve ben bu kokunun müptelasıydım.

"İlk sabırsızlığımızı yaşadığımız yerde en büyük sabrımızın başındayız belki de." Nergisin düşünceli bir şekilde çıkan sesine karşı tebessüm ederek çenemi omzuna yasladım.

"Sen bana ev oldun,aile oldun güzel kadın. Sen bana yuva olmaya devam et yeter ki gelsin tüm sabırlar üstüme yağmur misali yağsın." Nergisten derin bir iç çekiş hissettiğimde biraz daha hapsettim kollarım arasına.

"Aha! Vallaha tanıdım sizi! Siz o abiyle ablasınız." Sağ tarafımdan gelen sese başımı çevirdiğimde böyle bir tevafuğa şaşırarak kollarımın arasındaki yârime baktım. O da şaşkın gözlerle karşımızdaki ilk defa fotoğrafımızı çeken yakışıklıya bakıyordu.

"Sen bizi unutmadın mı küçük adam?" Sondaki hitabımla gözleri ışıldarken tebessüm ettim.

"Siz unutulur musunuz hiç be abi! Vallah ben kaç zamandır çiftlerin fotoğrafını çekiyorum ama sizin gibisini görmedim daha önce." Nergisle aynı anda gülerek karşılık verdik sözlerine. Karşımda bize kocaman gülümseyerek bakan çocuğa yaklaşarak saçlarını karıştırdım. Boynundaki fotoğraf makinesini işaret ederek arkama yaslandım.

"Senin emektar bir daha ölümsüzleştirir mi bizi ne dersin?" Göz kırparak kurduğum cümle üzerine Nergisin eli sakallarıma ulaştı. Yüzümü ona döndüğümde yoğun bakışları ile karşılaşmamla bozguna uğrayarak derince yutkundum.

O sırada bir flaş patladı. Bizim minik arkadaşımız cevap vermek yerine gerçekleştirmeyi seçmişti demek ki. Elinde salladığı fotoğraf karemizi bana uzattığında Nergisle aynı anda bakarak tekrar bakışlarımızı buluşturduk. Bu 3 kişi olarak çektirdiğimiz ilk fotoğraftı!

Sîret-i GülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin